Bir Psikiyatristin Günlüğü

Psych-Istanbul, Cinema-Philia, Tiyatroseverler ve Hayata Dair Ayrıntılar…

"Aylin TASMAN KIM" tarafından yazılmış yazıları görüntülüyorsunuz

Yaşam tarzı ömrü etkiliyor

Uzun yaşamanın, yalnızca genetik nedenlerden kaynaklanmadığı, iyi ve aktif bir yaşam tarzının yanı sıra, sporun da insanların uzun yaşamasında en önemli neden olduğu açıklandı.

– İsveç Göteborg Üniversitesi’nden Prof. Dr. Lars Wilhelmsen’ın öncülüğünde yapılan araştırmaya, Göteborg, Uppsala ve Lidköping illerindeki üniversitelerden uzmanlar katıldı. İsveç’te, 1913 yılı doğumlu 855 kişinin takibi ile yapılan araştırmada, 90 yaşını dolduran insanların yaşam standartları ve yaptıkları aktiviletelere izlendi.

İzlemeye alınan 855 kişiden 111’inin 90 yaşını geçtiği görülürken, uzun yaşayanların alışkanlıkları ve yaşam şartları, erken yaşta ölenlerin yaşam şartları ve alışkanlıkları ile karşılaştırıldı.

Yapılan karşılaştırmada, insanların genetik kalıntılarından daha çok, iyi bir yaşam tarzı ile birlikte, spor ve aktif yaşam sürmesinin ömrü uzatan en önemli etken olduğu sonucuna varıldı.
Araştırmada yer alan, Göteborg bölgesinden 104 yaşındaki Alice Östlund, bu yaşına rağmen hala aktif bir hayat sürdürdüğünü belirterek, ”Hep sağlıklı bir hayat yaşamak için çaba gösterdim. Hayatım boyunca hep aktif oldum. Ayrıca sağlıklı yiyecekler ile beslenin ve spor yapın. Herşeyden aşırıya kaçmadan yiyin” önerisinde bulundu.

İsveçli bilim adamlarının çalışması, uluslararası Internal Medicine Dergisi’nde de yayınlandı.

Annenin sesi dil gelişimini etkiliyor

Annenin sesinin, yenidoğanın beyninde dil öğrenmeyle ilgili bölümlerin etkinleşmesinde özel bir rol oynadığı bildirildi.

Montreal Üniversitesi ve Sainte-Justine Üniversite Hastanesi Araştırma Merkezi’nden bilim adamlarının yaptığı araştırma, yenidoğanların beyinlerinde dil öğrenmeyle ilgili bölümlerin, annenin sesiyle etkinleştiğini ortaya koydu.

Araştırma çerçevesinde, bebeklerin doğumdan sonra 24 saat içinde beyinlerindeki elektriksel kayıtlar izlendi. İzleme sonucu, beyin sinyallerinin bebeklerin diğer kadın seslerine, annelerinin seslerine verdikleri tepkiyi vermezken, bu seslerin, sadece beyinde seslerin tanınmasıyla ilgili bölümlerini etkin hale getirdiğini gösterdi.

Araştırma ekibinin lideri doktor Maryse Lassonde, “Bu, yenidoğanın beyninin, annenin sesine güçlü biçimde yanıt verdiğini ilk kez kanıtlayan ve bilimsel konuşmak gerekirse, annenin sesinin bebekler için özel olduğunu gösteren heyecan verici bir araştırma” dedi.

Bilim adamları, 16 yenidoğanın başına uyurken elektrot bağladı. Bu sırada, anneden sesli harf olan “A” sesini çıkarmaları istendi. Aynı çalışma, daha sonra bebeği laboratuvara getiren kadın hemşireyle yapıldı.

Araştırmada, anne konuştuğunda, bebeğin beyninde özellikle motor beceriler ve dil öğrenmeyle ilgili sol lobda açık tepkiler, yabancı biri konuştuğunda ise sesin tanınmasıyla bağdaştırılan sağ lobda tepkime gözlendi. Araştırmanın sonuçları Cerebral Cortex dergisinde yayımlandı.

Bach’ın yaşam öyküsü kitaplaştırıldı

Kırkmerak dizisinin yeni kitabı Bach, Son Füg, büyük besteci Johann Sebastian Bach’ın yaşamöyküsünü yepyeni bir üslupla sunuyor. Kitap Can Yayınları’ndan çıkacak.

 Ünlü bestecinin hayatı, çocukluğundan başlayan ve müzik anlayışı ile aile yaşamına dek uzanan geniş bir pencereden ele alınıyor. Bach’ı bir konser salonunda dinlemeyecek, evinin içinde, gündelik hayatının ayrıntılarında tanıyacaksınız.

Armand Farrachi, alışılmış yaşamöyküsü anlatılarının dışında farklı bir yolculuğa çıkarıyor okuru; tarihlere ve adlara boğmadan, Bach’la ilgili nesnel bilgileri aktarıyor yalnızca. Bestecinin yaşamına ilişkin küçük ve duygusal ayrıntıları ustalıklı bir dengeye oturtan Bach, Son Füg, şiirsel ve yazınsal bir dil kurmayı başaran farklı anlatım biçimiyle öne çıkıyor. Dâhi besteciye ilişkin en derinlerde kalan gerçeklere adeta parmaklarınızın ucuyla dokunuyor, sayfaların arasından yükselen müziği bütün kalbinizle hissediyorsunuz.

Kitabın satırbaşları:

Tüm çağların en büyük bestecilerinden biri olarak kabul edilen Johann Sebastian Bach nasıl bir çocukluk yaşamıştı? Kilise’ye ve dine bağlılığı müziğini nasıl etkilemişti? Saray çevreleriyle ilişkileri hangi boyutlardaydı? İki karısından 11’i erkek, 9’u kız toplam 20 çocuk sahibi olan ünlü besteci, nasıl bir eş ve nasıl bir babaydı? Johann Sebastian Bach, yaşadığı dönemin müzik çevrelerince nasıl değerlendiriliyordu? Bu benzersiz yaşamöyküsüne Johann Sebastian Bach’ın portreleri ile dönemin gravür ve resimleri de eşlik ediyor.

Prof. Dr. Murat Tuzcu, kalp hastalığını tetikleyen diğer rahatsızlıkların önlenmesi ve tedavi edilmesi için herkesin anlayacağı bir dille, merak edilen konuları anlatan kılavuz bir kitabı Türkçe sağlık yayınlarına kazandırdı.

 Kalbimizi Dinleyelim, sağlıklı bir kalp için özen gösterilmesi,  dikkate alınması gerekenler, kalple bağlantılı diğer organlar titizlikle ele alınıyor. Tuzcu, kalbin yapısını, hastalıkların sebeplerini, diğer organlarla ilişkilerini, tedavi yöntemlerini çizimler kullanarak, bilimsel donanımı hekimlik deneyimi ve ince nüktedan üslubuyla aktarıyor.

Murat Tuzcu’nun, “yapay kalp kriziyle tedavi”, “alkolle tedavi” gibi tıp dünyasında tartışma yaratan ama giderek kabul gören önermeleri de var. Tıp dünyasındaki tutuculuğun kırılması gerektiğini vurgulayan Tuzcu;

“Alkolle kalp krizi yaratarak tedavi etme yönteminin hikâyesi aynı zamanda özgün düşünme ve yaratıcı yaklaşımın da hikâyesi. Tıp tarihi önce yerden yere çalınmış sonra baş tacı edilmiş buluşlarla dolu” diyor.. Kitapta, horlamadan, ruh haline, omega 3 yağlarının yararlarından, ritim bozukluklarına, anne karnında kalp kontrolünden, kalp kapakçığının ameliyatsız değiştirilmesine kadar, okuyucunun merak ettiği pek çok konu, hayatın içinden örneklerle anlatılıyor
 

Yazarın akademik özgeçmişi

Prof.Tuzcu İstanbul Tıp Fakültesi’nden 1977 yılında mezun oldu. 1983-1985 yılları arasında Elazığ’da dahiliye uzmanı olarak çalıştı. 1985-1989 yılları arasında Cleveland Clinic’te kardiyoloji yüksek ihtisasını yaptı. 1989-1990 yılları arasında Boston’daki Massachusetts General Hospital’da özel ihtisas yaptı. Ardından 1990-1991 yılları arasında Harvard Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yaptı. 1992 yılından bu yana Cleveland Clinic’te çalışıyor ve aynı zamanda öğretim üyeliği yapıyor. Şu anda dünyanın en önemli referans kalp merkezlerinden biri olan Cleveland Clinic Kardiyoloji Bölümü başkan yardımcılığı görevini sürdüren Prof. Dr. Murat Tuzcu, dünyanın her yerinde büyük ve saygın kongrelerde aynı zamanda da sık sık Türkiye’de de konferanslar veriyor.

Prof. Tuzcu, kalbi açmadan, ameliyatsız, anjiyo yöntemiyle kalp kapakçığının değiştirilmesi de dahil uluslararası düzeyde çığır açan yeni kardiyolojik tedavi yöntemleriyle ilgili yapılan araştırmalarda aktif olarak çalışıyor.

Kalbimizi Dinleyelim, Yazan Prof. Dr. E. Murat Tuzcu, Doğan Kitap, 348 sayfa

Sıcakların tüm yurtta mevsim normallerinin üstünde seyrettiği ve havadaki nemin en yüksek düzeylere çıktığı şu günlerde, rahat uyumanın yollarını merak ediyor musunuz?

Sıcakların tüm yurtta mevsim normallerinin üstünde seyrettiği ve havadaki nemin en yüksek düzeylere çıktığı şu günlerde, Newsweek Türkiye Dergisi’nin son sayısında sıcak havalarda rahat uyumanın yolları anlatıldı:

Stresten kaçın: Spor yapın (ama yatmadan iki saat önce değil). Dengeli beslenin. Sigarayı bırakın. Çay ve kahveyi azaltın.

Gürültü: Sokak gürültüsünü engellemek, sesli cihazları yatak odasından çıkarmak, çare olabilir.

Işık ve elektrikli cihazlar: Yatmadan hepsini kapatın, perdeleri çekin. Işık uykuya mani olur. Elektronik cihazlar, hatta gece lambası dahi sıcaklığı arttırır.

Küçük yatak: Uzmanlara göre yatak en az 180×240 cm boyutlarında olmalı.

Alkollü içkiler: Yatmaya yakın alkollü içkiden kaçının.

Yalıtım yaptırın: Isı yalıtımlı mekânlar kışın sıcak, yazınsa serin olur. Yalıtımla soğutma cihazlarının harcadığı enerji de yüzde 50 azalıyor.

Klima edinin: Uygun büyüklük ve güçte klima satın alın. Klimayı dış ortamdaki sıcaklığın en fazla 5-6 derece altına göre ayarlayın.

Cep telefonu: Fransa’da yapılan bir araştırmaya göre yatak odasında cep telefonu çalması, kaliteli uykudan ortalama 50 dakika çalıyor.

Fazla yemeyin: Aşırı yağlı ve şekerli yiyecekler uyutmaz. Sıcak havada hafif yiyecekler yiyin ve yemek ile uyku arasına en az üç saat koyun.

Su gibisi yok: Terleme, su ve elektrolit kaybına yol açar. Sıcakta serinlemek için bol su için. Günlük ihtiyaç 1.5 litre.

Duş alın: Yatmadan önce (en fazla 37 derecede) alınacak ılık bir duş uyumaya yardım eder. Duştan sonra saçınızı ıslak bırakmak da faydalı olacatır.

Buzlu çarşaf: Nevresim takımlarını derin dondurucuda bekletin ve yatmadan önce serin.