5 yeni film vizyona giriyor

Bu hafta 5 yeni film sinemaseverlerle buluşacak. Mira Nair’in yönettiği ‘Amelia’ güçlü oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor. Thomas Alfredson’un yönettiği, ”Gir Kanıma/Lat Den Ratte Komma In-Let The Right One In” vampir filmlerine yeni bir soluk getiriyor.

 Mira Nair’in yönettiği ve Hilary Swank, Richard Gere, Ewan McGregor ile Christopher Ecceleston‘un rol aldığı ”Amelia” güçlü oyuncu kadrosu ile haftanın öne çıkan filmleri arasında yer alıyor.

Amelia Earhart’ın yayıncı George Putnam ile yaptığı fırtınalı ortaklık ve bu ortaklıktan doğan nihai evliliği, Earhart’ın havacılıkta elde ettiği erken başarı, şöhret ve servete kavuşmasının da arkasındaki güç oluyor.

Birbirlerine karşılıklı ihtiras, hayranlık ve büyük bir aşkla bağlı olan çiftin aralarındaki bağı, Earhart’ın Gene Vidal ile yaşadığı kısa tutkulu ilişki bile sarsamıyor.
 

Vampirler geri geldi

Thomas Alfredson‘un yönettiği ve Kare Hedebrant, Lina Leandersson, Per Ragnar ile Henrik Dahl‘ın oynadığı ”Gir Kanıma/Lat Den Ratte Komma In-Let The Right One In”, vampir filmlerine yeni bir soluk getiriyor.

John Ajvide Lindqvist’in çok satan romanından uyarlanan ve 1982 yılında Stockholm’de geçen bir hikayenin anlatıldığı filmin konusu şöyle:

”Oskar’ın hayatı, kendi yaşlarında bir çocuğun mahalleye taşınmasıyla değişir. Soğuktan pek etkilenmeyen bu beyaz yüzlü ve gizemli yeni komşu Eli ile Oskar arasında bir arkadaşlık gelişir. Fakat Eli’nin gelişiyle eş zamanlı olarak civarda cinayetler işlenmeye başlanır. Yeni arkadaşının bir vampir olduğunu öğrenen Oskar için arkadaşlığı, korkusundan daha önemlidir.”

Çeşitli festivallerde büyük ilgi gören film, Saturn Awards, Boston Society of Film Critics Awards, British Independent Film Awards gibi birçok ödüle de layık görüldü.
 

Aşkın hikayesi

Pedro Almodovar’ın yönettiği ve Penelope Cruz, Lluis Homar, Blanca Portillo ile Jose Luis Gomez’in oynadığı ”Kırık Kucaklaşmalar/Los Abrazos Rotos-Broken Embraces” karanlıkta yazan, yaşayan ve seven bir adamın hikayesini anlatıyor.

Kader, kıskançlık, güç, trajedi, suçluluk duygusu tarafından yönetilen çılgın ve mantıksız bir aşkı anlatan filimin konusu şöyle:

”Mateo Blanco, geçirdiği korkunç trafik kazasında sadece görme yeteneğini değil, Lena’yı, yani hayatının kadınını da kaybetmiştir. İki isim kullanır: ‘Harry Caine’, senaryo, hikaye ve edebi yazılarını yazarken kullandığı takma adıdır. ‘Mateo Blanco’ da yönetmenlikte kullandığı gerçek adıdır. Kazadan sonra gerçek kimliğini reddeder ve takma adı ‘Harry Caine’ ismini kullanır. Hayatta tutunabilmesi için Mateo Blanco’nun, sevgilisi Lena ile öldüğü fikrini kabullenir.

Senaryoları sayesinde yaşayan Harry Caine’e, eski sadık yapımcısı Judit Garcia ve Judit’in oğlu ve yazılarını kağıda döken Diego yardım eder. Yaşamaya ve yazmaya karar verdiğinden beri, Harry acıyla alay eden ve bilinçli olarak geçmişini unutan, hayattan zevk almak için diğer duygularını geliştiren çekici bir adamdır. Gerçek kimliği olan Mateo Blanco’nun tüm izlerini hayatından siler. Bir gece Diego bir kaza geçirir ve Harry o gece onun başından ayrılmaz ve ona bakar. Diego ona, Mateo Blanco’ya birkaç şey sormak istediğini söyler, Harry şaşkınlığının ardından kabul eder ve 14 yıl önce olanları, bir babanın uykuya dalan oğluna masal anlatması gibi anlatmaya başlar.”

İntikam peşinde

James Mc Teigue‘nin yönettiği, Rain, Naomie Harris, Ben Miles ile Rick Yune‘ın oynadığı ”Ninja’nın İntikamı/Ninja Assassin” dünyanın en ölümcül suikastçılarından olan ”Raizo”nun hayatını konu alıyor.

Aksiyon sahneleriyle dikkat çeken filmin konusu şöyle:

”Raizo, dünyanın en ölümcül suikastçısıdır. Daha çok küçük bir çocukken sokaklardan alınıp, varlığı efsaneye dönüşmüş ‘Ozunu Klanı’ adlı gizli bir örgüt tarafından, eğitimli bir katil olarak yetiştirilmiştir. Ama arkadaşının klan tarafından merhametsizce öldürülmesi üzerine kaçar ve ortadan kaybolur. Şimdi intikamı için hazırlanarak, beklemektedir.”
 

Dağdaki yaşam mücadelesi

Yönetmenliğini Philipp Stölzl’ün yaptığı, senaryosunu Christoph Silber, Philipp Stölzl, Benedikt Roeskau Johannes Naber ve Rupert Henning’in yazdığı ”Nordwand/ North Face” filminde, Benno Fürmann, Ulrich Tukur, Johanna Wokalek, Arnd Schimkat ve Florian Lukas rol aldı.

Almanya’da, 1936 yılında, dağda geçen bir hikayenin anlatıldığı filmin konusu şöyle:
”Çocukluk günlerinden beri arkadaş olan Toni ve Andi özellikle bir dağla, ‘ölü taraf’ olarak da bilinen kuzey tarafı daha fethedilmemiş Eiger Dağı’yla ilgilenmektedir. İki arkadaş hala yapabileceklerine ikna olmuştur ve eğer başarırlarsa yalnızca özlemini duydukları toplumsal takdiri kazanmakla kalmayacaklar, olimpiyat altın madalyasına da göz kırpacaklardır.

Kuzey tarafının yamacındaki hazırlıklar sırasında Toni’nin sevdiği ilk kadın Luise’le karşılaşırlar. Bir gazeteci olan Luise, Nazi muhabiri Arau’yla birlikte Toni ve Andi’nin denemelerini haber yapmak için buradadır. Aralarındaki ateş yeniden alevlenmiştir, ama Luise, Arau’ya karşı da bir çekim hissetmektedir. Toni, kuzey tarafına Andi’yle birlikte tırmanmaya başladığında umutsuzluk içindedir.

Başta her şey iyi gider ve hızlı bir ilerleme kaydederler. Ama bir süre sonra dağcılar için işler kontrolden çıkar, zamana ve doğanın güçlerine karşı bir yarış başlar.”