ABD’nin ilk siyahi başkanının yaşam öyküsü, bir Amerikan rüyasının gerçek olması adeta. 60’ların ‘özgür’ ortamında Kenyalı bir Müslüman genç adamla Kansaslı bir genç kızın üniversite aşkının ürünü Obama’yı büyütense, seçimlerden bir gün önce kaybettiği anneannesi…

Beyazlığı ninesinden miras

Barack Hussein Obama’nın, bir gün ABD’nin ilk siyahi başkanı olacağını kim bilebilirdi? Müslüman olduğu iddialarına yol açarak başına “bela” olan göbek adı Hüseyin hakkındaki “Göbek adımı herhalde bir gün başkanlık yarışına gireceğimi tahmin etmeyen biri vermiştir” sözlerinden, bunu Obama’nın dahi kestiremediğini söyleyebiliriz. Gerçi bu “öngörüsüzlük” için onları suçlayamayız. Obama’nın dünyaya geldiği 1961’de, hiç kimse Amerikalıların bir siyahı başkan seçeceğini tahayyül edemezdi. Afrika kökenli Amerikalıların efsanevi kahramanı Marthin Luther King’in ırk ayrımına karşı mücadelesi başlayalı henüz birkaç yıl olmuş, “I Have a Dream/Bir Rüyam Var” konuşması daha yapılmamıştı.

AŞK ÇOCUĞU

Barack Obama’nın şu anda hayatta olmayan babası Kenyalı siyahi bir Müslüman. 1994’te kaybettiği annesi ise ABD’nin göbeğinden, Kansas’tan bir beyaz. Anlaşılan onlarınki bir gençlik hevesi, bir üniversite aşkıymış. Ann Dunham, Hawaii Üniversitesi’nde okurken Kenya’dan gelmiş burslu öğrenci Barack Obama (Sr.) ile tanışmış, çift arasındaki aşk önce nikahla 3 yıl sonra da bebeklerinin doğumu ile taçlanmış. Bebeğe kendi adını veren Barack Obama, geleneklerine uygun olarak Hüseyin ismini de eklemiş. Öykünün sonrası biraz hüzünlü. Obama iki yaşındayken ebeveynleri boşanmış, ten rengini aldığı babası ile bağ kuramamış. Kenya’ya dönen babasını 10 yaşındayken bir kez daha görmüş ama bir daha hiç bir araya gelememişler.

AMERİKALI GİBİ BÜYÜSÜN

Obama 6 yaşındayken, annesi bir Endonezyalıyla evleniyor ve aile Cakarta’ya taşınıyor. Ancak annesi Barack’ın belki de yaşamını tamamıyla değiştiren bir karara imza atarak bir Amerikalı gibi büyümesini istediği oğlunu Hawaii’nin Honolulu kentinde yaşayan anneanne ve dedesinin yanına gönderiyor.

Yani Obama’yı büyüten, belki de ABD başkanı olmasında en büyük katkıya sahip olan, 4 Kasım’daki seçimden bir gün önce hayata gözlerini yuman anneannesi. Obama ilk kez bir Amerikan okuluna gittiğinde siyah/beyaz ayrımını görmeye başladı. WASP (Beyaz-Anglosakson-Protestan) bir aile tarafından yetiştirildi ancak o bir siyahtı. Bugünkü ne siyah ne beyaz -ya da hem siyah hem beyaz- tavrı o günlerden miras kaldı. New Yorker dergisinin Obama portresini hazırlarken görüştüğü bir üniversite arkadaşı bu durumu, “Barack’ın görünürde tezat olan gerçekler arasında sentez oluşturmakta ve onları anlaşılır hale getirmekte çok üstün bir becerisi vardır. Bu, beyaz insanlar tarafından büyütüldüğü evden çıkıp, gerçek dünyada bir zenci olarak görülmekten kaynaklanıyor” diye yorumluyor.

——————————————————————————–

Değişim isteyen siyaset yapmalı

OBAMA mezun olduktan sonra büyük şirketlerde avukatlık yapmak yerine Yurttaşlık Hukuku üzerine çalışmayı tercih etti. Sürekli bu dünyada yanlış giden şeyleri değiştirmekten söz eden birinden de farklı bir hareket beklenemezdi! Kamuda çalışan, sosyal meselelere kafa yoran Obama o yıllarda şunu fark etti: Değişim isteyen siyaset yapmalı. Onun değerlerini temsil eden Demokrat Parti için çalıştı, hatta Bill Clinton’ın kampanyası için çok uğraştı. Tabandan yetişti. 2004’te yüzde 70 oyla girdiği Amerikan Senatosu’nun tek, senato tarihinin ise 5. siyahi üyesiydi.

HİTABETTE USTA

Obama’nın hitabet yeteneği, hırsı ve karizması karşısında etkilenmeden durabilmek çok zor. Öyle ki o dönemde Demokrat Parti’nin başkan adayı olan John Kerry, Obama’ya Kurultay’ın açılış konuşmasını yapma görevi verdi. Obama da bu fırsatı çok iyi kullandı. O gün yaptığı konuşmayı izleyenler bugün geldiği yere pek de şaşırmıyorlar. 2004 Ulusal Demokrat Kurultayı açılış konuşmasında Obama şöyle diyordu: “Siyah Amerika ve Beyaz Amerika, Hispanik ve Asyalı Amerika yoktur; Amerika Birleşik Devletleri vardır. Hepimiz bir milletiz, hepimiz bayrağımıza bağlılığımızı taahhüt ettik, hepimiz Amerika Birleşik Devletleri’ni müdafaa ediyoruz.”

——————————————————————————–

ESRAR VE KIZLAR BOZMADI

Barack Obama hep başarılı bir öğrenci oldu. Hemen hemen her Amerikalı genç gibi “biraz esrar, biraz kızlar”dan oluşan bir dönem yaşasa da başarısı hiç gölgelenmedi. Bu hırs onu Harvard Üniversitesi’nde hukuk eğitimine kadar götürdü… Okul yıllarında eşi Michelle ile tanıştı. Bu güzel, hırslı ve başarılı kadın da şimdi ABD’nin ilk siyahi first lady’si unvanını taşıyor.

Vildan AY