Bir Psikiyatristin Günlüğü

Psych-Istanbul, Cinema-Philia, Tiyatroseverler ve Hayata Dair Ayrıntılar…

"Fuat BEŞKARDEŞ" tarafından yazılmış yazıları görüntülüyorsunuz

YARIN YİNE ÇOK SICAK

İstanbul’da dün ağustos ayı ortalamasının 10 derece üzerine çıkarak 38 derece civarında hissedilen sıcak hava, bugün poyrazın da etkisiyle biraz serinleyecek. Bugün sıcaklığın 30 derece olması beklenen kentte yarından itibaren sıcaklıkların mevsim normallerinin üstüne çıkması bekleniyor. okumaya devam edin…

Bir türlü doymak bilmiyorsanız masanızı donattığınız yiyeceklere bir göz atın… Belki de seçiminizi yanlış yapıyorsunuzdur. Çünkü bazı yiyecekler sizi kurt gibi acıktırırken bazıları uzun süre tok tutar. Peki hangi yiyecekler acıktırır, hangileri iştah kapatır?… okumaya devam edin…

In the 1400’s a law was set forth in England that a man was allowed to beat his wife with a stick no thicker than his thumb. Hence we have ‘the rule of thumb’

———— ——— ——— ——— —-

Many years ago in Scotland , a new game was invented. It was ruled ‘Gentlemen Only..Ladies Forbidden’.. .and thus the word GOLF entered into the English language.

———— ——— ——— ——— —-

The first couple to be shown in bed together on prime time TV were Fred and Wilma Flintstone. okumaya devam edin…

Vallahi kim ne derse desin bu kadın anırsa bile benim kulağıma hoş geliyor. Çünkü Ajda Pekkan markasının yer aldığı her yerde KALİTE – MODERNLİK ve her şeyden önemlisi EMEK var.İşte böyle bir Ajda Pekkan albümü daha….

Her şarkısında ayrı bir dünyaya götüren, ayrı bir lezzet katan bir albüm.. Bu albümde eski Ajda Pekkan ‘dan farklı olarak o agresif Ajda gitmiş biraz daha kırgın, yorgun ve bunu yine dozunda bir kırgın agresiflikle ifade eden bir Ajda Pekkan gelmiş.

Son derece kaliteli bir albüm olan “Aynen öyle”nin rahatsız eden birkaç minik özelliği de yok değil. Mesela albümün kitapçığında şarkı başlıklarının sarı ile yazılması.. Sözleri okuyorsunuz ama üstündeki başlık bölümünde şarkı numarasının yanındaki şarkı ismi maalesef okunmuyor, daha doğrusu zor okunuyor. Sound olarak yer yer trend ye her yer bakkal yer yer de max. Kalite sunan albümün her şarkısında bir şey var. okumaya devam edin…

Bodrum’daki beach partilerinde artık Demet Akalın yerine Ajda Pekkan şarkıları çalınıyor

62’lik Ajda Pekkan, 38’lik Demet Akalın’ı sildi süpürdü. Beach partilerinde iki aydır Demet Akalın-Serdar Ortaç rekabeti yaşanırken, 24 Temmuz’da “Aynen Öyle” adlı yeni albümünü piyasaya çıkaran Ajda Pekkan bir anda tüm dengeleri alt üst etti. Akalın beachlerde, Ortaç ise gece kulüplerinde liste başıyken şimdi ise hem gece kulüplerinde hem de sahillerde Ajda Pekkan’ın şarkıları liste başı…

Fink, Küba, Vittoria gibi gece kulüplerinde Ortaç’ın Şeytan parçası art arda istek alırken, onu Akalın’ın Bebek isimli şarkısı takip ediyordu. Beach partilerde ise Demet Akalın, Serdar’ın bir adım önüne geçiyordu. Lolo, 34 Beach, Bianca gibi sosyetik plajlarda da Demet Akalın’ın Bebek parçası günde neredeyse 8-10 kez çalınıyordu. Şimdi ise gece gündüz her yerde Ajda Pekkan şarkıları dinleniyor.

Ferhat GöçerTarih: 07.08.2008 21:00:00
Mekan: Turkcell Kuruçeşme Arena

Bilet Fiyatları

Sahne Önü/Sandalye Arka: 56 YTL
Sahne Önü/Sandalye Ön: 66 YTL
Tribün Arka: 39 YTL
Tribün Ön: 45 YTL

HAFTALIK bir dergide okudum (1); kravat satıcıları kan ağlıyormuş.

Dükkánlarının kepenklerini indiriyorlarmış. Erkek Modası Tasarımcıları Derneği, 1995 yılında 1.3 milyar dolarlık kravat satışının gittikçe düştüğünü açıklamış.

Az buz değil, kravatı 400 yıldır takıyoruz.

Kısa bir tarihçe vereyim mi?

Fransa Kralı XIV. Louis, Hırvat askerlerinin boynunda görmüş ve takmaya başlamış. Kravat adı da Hırvat yani Croat sözünden geliyor. Tarih 1600’ler.

Dergide fotoğrafı gördüm, sevgili dostum Emre Kongar’ın fular/kravat sentezi şık kravatlarının tıpkısı.

Sonra Mark Twain papyon takmış, oradan da KFC’nin logosu çıkmış. Yıl 1800’ler.

Amerikalı terzi Jesse Langsdorf da bugün bağladığımız kravatın modelini çizmiş. 1920’lerde.

1970’lerde feminist modanın doğrultusunda, ünlü aktris Diane Keaton’ın da boynunda kravat görüyoruz.

Yıl 2000. İranlı yöneticiler, kravatı Batı dekadansının (çöküşünün) sembolü sayıp bir kenara atmışlar.

Çocukluğumda kravat için duyduğum argo bir söz vardı: “Medeniyet yuları.”

Bazı boyunlar için kravat esaret zinciri gibidir, zorla takanlar ilk hamlede, boyunlarından kravatı söküp atarlar, ya da gömleğin üst düğmesini gevşetirler.

Kimisi için daha da beterdir. Boyunlarında kravat sanki bir lale’dir (2). okumaya devam edin…

Gürültü ve telâşın ortasında sükûnetle dolaş,
Sessizlikte huzur bulduğunu unutma.

Mümkün olduğunca herkesle dost olmaya çalış,
Ama kimseye teslim olma.
Telâşsız, açık seçik konuş;
Ve başkalarına da kulak ver,
Aptal ve câhil oldukları zaman bile dinle onları;
Çünkü dünyada herkesin bir hikâyesi vardır.
Gürültücü ve saldırgan olanlardan sakın,
Onlar, rûhuna eziyet ederler.

Kendini başkalarıyla karşılaştırdığında,
Anlamsız ve buruk hissedebilirsin,
Çünkü dâima senden daha değerli veya değersizler olacaktır.
Yalnız plânlarının değil, başarılarının da tadını çıkar.
İşinle, ne kadar küçük olursa olsun, ilgilen;
Zamanla değişen kaderinin yegâne dayanağıdır o.

İş hayatında temkinli ol,
Çünkü dünya düzenbazlarla dolu.
Ama bu seni kör etmesin, çünkü pek çok erdem de var;
Pek çok insan yüksek ideâller peşinde,
Ve hayat her yerde kahramanlıkla dolu.
Olduğun gibi görün. Özellikle sevmediğin zaman sever gibi yapma,
Aşka burun kıvırma sakın,
O, inançsızlık çölünde bir vahâdır.

Yılların geçmesine öfkelenme,
Gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe.
Ruhunu besle ki, kaderin kötü bir tecellisine karşı sana kalkan olsun.
Ama kötümserlikle kendine eziyet etme,
Pek çok korku yorgunluk ve yalnızlıktan doğar.

Tam bir disiplinin ötesinde,
Kendine iyi davran.
Sen de kâinatın bir çocuğusun,
En az ağaçlar ve yıldızlar kadar,
Burada olmaya hakkın var.
Ve farkında olsan da olmasan da
Kâinat tekâmül ediyor, olması gerektiği gibi.

Öyleyse, sence Tanrı her ne ise,
O’nunla barışık ol.
Bu hayat karmaşasının içinde,
Mücadeleni sürdürürken,
Kendinle barış içinde ol.

Görmeye çalış ki,
Bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen
Dünya yine de güzeldir.
Neş’eli ol ve mutlu olmaya çalış.

Max Ehremann, 1920ler

Fazla kilolarından şikayet edenlere söylenen ilk söz, ”spor yapın” oluyor.

Peki hangi sporla kaç kalori yakacaksınız? Ya da o yaktığınız kaloriyi ne yiyerek geri alıyorsunuz?

Bir saatlik sporla binlerce kalori yakacağımız hayal. Bir saat sonunda ter içinde kaldığımızda en fazla 600 kalori yakıyoruz… Ve bir saat içinde zorlukla yaktığımız kalorileri 10 dakika içinde bakın neler yiyerek geri alıyoruz. Fabulous magazin hazırladı. okumaya devam edin…