ÖZET:

Bibliyoterapi, bireylere sorunlarını çözmede ya da kendilerini daha iyi tanıyıp anlamalarında kitaplardan yararlanma olarak tanımlanabilir. Kitapların psikolojik danışma sürecinde kullanılması oldukça eski bir geçmişe dayanır. Öyküyle okuyucunun kişiliği arasında dinamik bir ilişki kurulması ile başlayan bu süreç 3 evrede gerçekleşir. (1) Özdeşim ve yansıtma, (2)Arınma( katarsis), (3) içgörü ve bütünleşme. Bu evreler öncesinde uygulayıcılar için hazırlık ve kitap seçimi aşamaları yer alır. Kolay bir yöntem gibi algılanmasına karşın, bu yöntemi uygulayacak profesyonellerin bazı yeterliklere sahip olması, hangi amaçlarla nasıl uygulanacağını iyi bilmesi, sınırlılıkları dikkate alması gereklidir.

 

Bibliyoterapi; bireylere problemleri çözmede ya da kendilerini daha iyi tanıyıp anlamalarında edebi eserlerden yararlanmalarını sağlayan bir sürecin ya da etkinliğin düzenlenmesi olarak tanımlanabilir(Bodert;1980).

Kitap ile okuyucu arasındaki bu dinamik sürecin iyileştirici, geliştirici etkisinin keşfedilmesi, kitapların psikolojik danışma ve rehberlik alanında kullanımına dikkat çekmiştir.

Samuel Crothers’in, kitapların terapi amaçlı kullanımını bibliyoterapi olarak tanımladığı 1916 yılından bu yana, psikolojik danışmanlar, kitapları terapi aracı olarak kullanmaktadırlar(Akt. Jackson & Nelson 2002). Aslında bibliyoterapi çalışmalarına temel oluşturan, kitapların insanı iyileştirici özelliklerini vurgulayan ilk yaklaşım, Eski Yunan’da bir kütüphanenin girişinde, kapının üzerinde yazılı olan bir tümce ile özetlenmiştir: “İnsanın Ruhunun İyileştirildiği Yer”.

Tarihsel gelişim çizgisine bakıldığında, bibliyoterapi çalışmalarının sistematik olarak 1930’ larda kütüphaneciler tarafından yapıldığı görülür. Bu çalışmalar; kütüphanecilerin, insanların üzerinde iyileştirici etkileri olan kitapları belirleme ve listeleme çabaları; okuyuculara yararlanabilecekleri, potansiyel olarak iyileştirici (terapotik) bir güce sahip kabul edilen kitap listesini ortaya çıkarmaktaydı. Böylece kitaplar, sessiz ve adsız, alçakgönüllü birer psikolojik danışman gibi okuyucularına psikolojik yardım hizmeti sunma işlevini yerine getirmeye başladı.

Günümüzde bibliyoterapi, kitaplar aracılığı ile bireyin sorunlarını çözebilmesine yönelik bir yardım tekniği olarak kabul edilmiştir. Aslında karmaşık ve iddialı gibi görünmesine karşın “bibliyoterapi” oldukça yalın bir süreci ifade eder:edebi eserle okuyucunun kişiliği arasındaki dinamik bir ilişkinin kurulması. Bu ilişki bir ruh sağlığı profesyonelinin denetiminde kurulabildiğinde, okuyucu, duygusal sorunlarıyla yüz yüze gelebilir ve olumlu değişimler yaşayabilir.

Ancak, şunu da belirtmekte yarar var “sözcüğün içerisinde” “terapi” kavramının yer alması bu yaklaşımın yalnızca klinik bir uygulama olduğu izlenimini vermemelidir. Çünkü bibliyoterapi klinik bir yaklaşım olarak kullanılmakla birlikte, gelişimsel bir yaklaşım olarak da bireyin gelişim gereksinimlerini karşılamaya yönelik kullanılır.

Bibliyoterapi Süreci

Kitaplar,danışanlar için yalnızca dil gelişimi ve düşünsel güçlerini geliştirmeyi amaçlamakla kalmayıp, onların kişiliklerini biçimlendirebilmelerini, daha olumlu değerler kazanabilmelerini ve içinde yaşadıkları çevreye uyumlarını kolaylaştırmayı da sağlamaya çalışır. Ayrıca, öyküler yoluyla, toplumun ahlak kuralları, değerleri ve yaşam tarzları, genç kuşaklara aktarılabilir. Profesyoneller, kitapların davranışsal ve duygusal sorunların üstesinden gelebilmede etkili bir araç olarak kullanılabileceği konusunda hemfikirdirler. Ancak, bibliyoterapinin etkili bir teknik olarak kullanılabilmesi için uygulayıcının bu konuda bilgi ve beceri sahibi olması gereklidir. Çünkü “bireyi, doğru kitapla doğru zamanda buluşturmak” gerekli ama yeterli değildir. Bibliyoterapinin, uygun bir teknik olarak seçilip, doğru bir uygulama ile gerçekleştirilebilmesi, bu konuda bazı yeterlilikler gerektirir.

Bu yeterliklerin neler olduğu, bibliyoterapi süreci incelenerek açıklanabilir.

A. Hazırlık

Bu tekniği kullanacak olan uygulayıcının öncelikle, kişilik kuramlarını, insan gelişimini ve gelişim sürecine özgü özellikleri ve sorunlara yaklaşım yöntemlerini iyi bilmesi gereklidir. Birlikte çalıştığı bireyin gelişim görevlerini ve gereksinimlerini doğru değerlendirebilmesi, bu tekniği doğru uygulayabilmesinin ön koşullarından biridir.

Bireysel ya da grupla danışmada ya da grup rehberliği çalışmalarında kullanılacaksa, bireyin ya da grubun yapısı, özellikleri, ortak gereksinimleri dikkate alınmalı ve bibliyoterapi yönteminin ne derece uygun olduğu iyi değerlendirilmelidir. Kuşkusuz bu aşamada bibliyoterapinin hangi amaç/amaçlarla kullanılacağı belirlenmiş olmalıdır.

Psikolojik danışmanlar, bibliyoterapiyi aşağıdaki amaçlara yönelik olarak kullanabilirler (Pardeck & Pardeck, 1984; Öner, 1987; Jackson & Nelson, 2002; Forgan, 2002):

  • Kendini tanıma, kendini keşfetme ve kendini kabul etme
  • Daha olumlu bir benlik algısı geliştirme
  • Kendi sorunlarına benzersorunları başkalarının da yaşadığını görerek yalnız olmadığını duyumsama
  • Kendine ve başkalarına ilişkin farkındalık sağlama
  • Sorunlarına dair içgörü kazanma     
  • Bir sorunun farklı çözümyolları olduğunu görme
  • Sorunları tartışma ve çözüm bulma
  • Çevresini, toplumu ve dünyayı   tanıma
  • Yeni değerler ve tutumlar  geliştirme
  • Yaşamda anlamlar bulma, rol modelleri seçme
  • Stresle başa çıkma, duyguların  ifadesi ve katarsis
  • Başkaları ile empati kurma ve olaylara “öteki”nin gözünden bakma
  • Kalıp yargıların yumuşatılması
  • Farklı ve yeni durumlara uyum sağlama, uyum güçlüklerini aşma

Ruh sağlığı profesyoneli bu amaçlardan birini ya da birkaçını birden esas alabilir ve bu amaçlara uygun kitap seçebilir.

B. Kitap Seçimi

Bibliyoterapi sürecinin başarıyla işlemesinde bir diğer ön koşul psikolojik danışmanın uygun kitap seçimi konusunda yeterli olmasıdır. Kitap seçiminde göz önünde bulundurulması gerekli bazı ölçütler söz konusudur:

  • Seçilen kitap bireyin/grubun  gelişim düzeyine,
  • Okuma düzeyine,
  • İlgi düzeyine uygun olmalıdırDüzeylerinin üstünde bir kitabı kavramaları ve yararlanmaları güç olacağı gibi; düzeylerin altında bir kitabın seçilmesi ise, bireylerin ilgilerinin  kopmasına ya da kendilerini aşağılanmış hissetmelerine yol açabilir.
  • Kitabın niteliği ve edebi değeri dikkate alınmalıdır. Seçilen kitabın kapak düzeninden yazı      puntosuna, sayfa düzeninden basım kalitesine dek incelenmesi kadar kuşkusuz yazarı ve edebi değeri de sorgulanmalıdır.
  • Kitap, amaca uygun olmalıdır. Bibliyoterapi’de ulaşılmak istenen hedefe göre kitap seçilmelidir.

Kuşkusuz ki seçilen kitaptaki kahraman ya da diğer figürler bireyin/ bireylerin özdeşim yapabileceği özellikler taşımalıdır. Olumsuzların, umutsuzlukların vurgulandığı bireyin kendisine ve topluma zarar verici davranışlarda bulunduğu kahramanların yer aldığı öyküler kullanılmamalıdır.

C. Uygulama

Bibliyoterapi süreci, gerçekte “bireyi doğru kitapla doğru zamanda buluşturmak” la başlar. Bir diğer deyişle birey, seçilen kitabı okumaya başladığında terapi süreci başlamış olur. Özellikle çocuklarda ve gençlerde bu teknik kullanıldığında uygulama süreci şu biçimde gerçekleştirilebilir:

  1. Danışman, danışana seçilen   öyküyü/ masalı okur ve gerektiğinde belli aralarla onun duygularını ifade etmesine yönelik fırsatlar verir ( soru, yorum vb.)
  2. Birey / grup kitabı yalnız başlarına okuyup danışma oturumuna gelir ve öykü terapi sürecinde ele alınır.
  3. Öykünün bir kısmı birlikte  okunur kalan bölümünü birey / bireyler kendileri okumayı sürdürürler.

Hangi yöntemin uygulanacağına danışman, durumu inceleyerek karar verebilir. Okuma süreci başladığında bibliyoterapi süreci üç evreden geçerek tanımlanır (Pardeck & Pardeck, 1984; Öner, 1987; Eisenberg & Delaney, 1993).

Bu evreler aşağıda açıklandığı şekilde gerçekleştirilir:

1. Evre: Özdeşleşme ve Yansıtma

Kitapla birey buluşturulurken, birinci evre, okuyucunun öyküdeki kahramanın sorununu tanıyarak, kendi yaşamakta olduğu sorunla benzer ve farklı yönlerini bulup, onunla özdeşim kurabilmesinin sağlanmasıdır. Bu noktada danışmanın rolü, öykü kahramanının kişilik özelliklerinin tanınması ve kişilik dinamiklerinin işleyişi ile ilgili yorumlar yapabilmesinde bireye yardımcı olacak açıklamalar sunmasıdır. Ayrıca bireyin öyküdeki iletişim ağını tanımasına ve ilişkileri yorumlayabilmesine yardımcı olmaktır. Okuyucunun öyküden çıkardığı anlamı, kendi yaşamakta olduğu soruna uygulayabilmesi ve sorununa ilişkin farklı bir görüş kazanabilmesi için danışman bireye yardım eder, ipuçları verir, yönlendirir. Özetle bibliyoterapinin birinci evresi “özdeşleşme ve yansıtma” işlevinin sağlandığı evredir. Bu evre başarıldığı zaman, yani okuyucu öykü kahramanı ile özdeşim kurabildiği ve kendi sorunuyla ilgili bir yansıtma yapabildiği zaman, danışman yavaş yavaş bireyin kendi duygularını ortaya koyması için onu cesaretlendirir ve arınma evresine hazırlanmasına yardımcı olur.

2. Evre: Arınma (Katarsis)

Okur (danışan) hazır olduğunda, duygular ortaya çıkarılmaya çalışılarak onu rahatsız eden, bastırılan yaşantılarının ifade edilmesi, duygusal boşalmayla birlikte arınma ( katarsis) ile belirli bir rahatlamanın yaşanmasına yardımcı olunur. Birey yaşadığı bu rahatlama duygularını, bazen sözel olarak ifade edebilir, bazen de kendi içinde yaşayabilir. Bu evre, bibliyoterapiyi normal okuma sürecinden farklı kılar. Hem öykü kahramanının, hem de kendi duygularını tanımaya başlayıp adlandırmasıyla, birey unuttuğu, bastırdığı, tanıyamadığı, bir anlam veremediği birçok duyguyu yakalamaya, yaşamaya ve anlamaya başlar.

Duyguların ortaya çıkarılması ve arınma evresinde, bireyin öykü kahramanının hangi kişilik özellikleriyle özdeşim kurduğu ve bununla ilgili duygularının neler olduğu da ele alınmalıdır. Öykü kahramanının sorunu ve onun sorununa bakış açısı ile bireyin kendi sorununa yaklaşımını karşılaştırarak, bunlara eşlik eden duygular tanınmaya ve değerlendirilmeye çalışılmalıdır.

3. Evre: İçgörü ve bütünleşme

İlk iki evrenin ne kadar süreceği bireyin ve sorunun yapısına, danışma sürecinin dinamiklerine bağlı olarak değişir. Ancak, birey (danışan) sorunlarını kabul etme ve onlar üzerinde çalışıp nedenlerini anlamaya başladığında 3. evreye girilmiş olur. Bu evre, bibliyoterapinin son evresidir; bireyin kendi özelliklerine, yaşadıklarına, sorunlarına ilişkin bir içgörü kazanarak kendi içinde bir bütünlüğe ulaşabilmesi ile tamamlanır. Danışmanın yardımı ile içgörü kazanan birey, kendi yaratıcı gücünü kullanarak, öyküdekinden farklı, kendine uygun çözüm seçenekleri üretmeye başlar. Kendi iç güçlerini harekete geçirir, kendini algılayışı değişir, farkında olmadığı yönleri tanıyıp kabul etmesiyle bütünlük kazanır.

SONUÇ

Kişinin sorunlarını tanıyıp çözebilmesine bir yardım yaklaşımı olan bibliyoterapinin terapi sürecinde kullanım amacı; kitaplar, CD’ler ve DVD’ler aracılığı ile kişinin kendisini tanıyıp iç görü kazanabilmesine yardımcı olabilmektir.

Bu yolla, kişinin kendi kişiliğini tanıyabilmesine yardımcı olunarak, onun, gelişimine katkıda bulunulurken, aynı zamanda bu yolla, kişiler arasında farklı bir iletişim süreci de başlatılmış olmaktadır. Çünkü kişi duygusal sorunlarıyla yüz yüze gelebilir ve olumlu değişimler yaşayabilir. Ayrıca kişi yaşamla ve yaşamda karşılaşılan sorunlarla baş edebilmeyi öğrenirken, kazanılan farklı bakış açıları sayesinde kendi iç dünyasındaki zedelenmelerin nedenlerini bularak, yaşadığı zedelenmeleri kendi kendine onarmaya, okuduğu kitapların ve seyrettiği DVD’lerin rehberliğinde başlayabilir. Bazen de okunanlar, kişinin fark edemediği, adını koyamadığı, gereksinimlerin farkına varılmasını ve bunların karşılanabilmesinin yollarını keşfetmesine yardımcı da olabilir.

Örneğin, eski bir Hint öyküsü olan “Kör Adam ve Fil” öyküsü herkesin içinde bulunduğu dünyayı nasıl kendine göre algıladığını anlamasına yardımcı olan güzel bir öyküdür. Bu öyküde göremeyen bir grup insan, bir file dokunarak fili betimlemektedirler. Hepsinin tanımlaması birbirinden farklıdır. Çünkü kim filin bedeninin hangi bölgesine dokunursa o parçayı betimlemektedir. Kimine göre fil bir ağaç kütüğüdür, kimine göre ise bir hortumdur.

Sonuçta kişi bibliyoterapi çalışmalarıyla kendi yaşam öyküsünü yeniden yorumlayabilir, eksik bıraktığı yönlerini yakalayabilir, üzerinde değişiklikler yapma cesaretini gösterebilir ve okunan her öyküyle yeni ufuklara doğru yol alabilir. Bu nedenlerle kişiler daha çok okumalıdır, daha çok bilgilendirici CD ve DVD’ler izlemelidir. Çünkü acı çeken ve değişim isteyen her kişi, kendi öyküsünü yakalayabilir veya yaratabilir.

 

KAYNAKLAR

Bodert, J. (1980)” Bibliotherapy : The right book for the right person at the right andmore”. Top of the News, 36, 183–188

Borders, S. Ve P.O. Paiskey (1992) “Children’s literature as a resource for classroom

Guidance” Elementary School Guidance & Counseling, 27(2), 131–139

Eisenberg, S. Ve D.J.Delaney (1993) Psikolojik Danışma Süreci (Çev. N.Ören ve M.Takkaç) İstanbul: M.E. Basımevi

Forgan, J-W. (2002) “Using Bibliotherapy to Teach Problem Solving. Interventıon ın school and Clinic, V01.38,No: 2, 75–82

Gladding, S. Ve C. Gladding (1991)TheABC’s of biblioterapy for school counselors’ School Counselor,Vol. 39, Issue 1.

Gültekin, Z.(2006) Kapsamlı Gelişimsel Rehberlik Programları Yüksek Lisans dersi uygulamaları ( Ders Sorumlulusu: B.Yeşilyaprak)

Jackson, S.A. & K.W. Nelson (2002) “Use of Children’s Literature in a Comprehensine school Guidance Program for Young Children” Early Childhood Literacy: 2001 Yearbook

Pardeck, J.T. (1994) “ Using Literature to help adolescents cope with problems.” Adolescence, 29,421–427

Pardeck, J.A. ve Pardeck, J.T. (1985) “Bibliotherapy Using a Neo-Frendian Approach for children of Divorad Parents” The School Counselor, cilt 33, s.3: 313–317

Öner, U. (1987) “Bibliyoterapi “ A.Ü.E.B.F.Dergisi, cilt.20,s.1–2