SİNEMA RUHU İYİLEŞTİRİR!

Sinema terapi; sinemanın insan üzerinde oluşturduğu korku, heyecan, öfke,sevinç, coşku ve aşk gibi duyguların işlenmesine, analizine ve olumlu modelleme temellerine dayanan bir yöntemdir.

Hayatın koşuşturmacası içinde mola vermek, stresten kurtulmak ve eğlenmek amacıyla en sık başvurduğumuz kaynaklardan biridir filmler. Gittiğimiz bir filmde hüngür hüngür ağlar, başka bir filmde coşar,bir başkasında ise ikisini bir arada yaşayabiliriz. Bu sebeple sinema; insan yaşamına ve hayallerine ilişkin konuları ele alış şekli, kullanılan ses ve görüntü efektleri, oyuncuların duygulara olan hâkimiyeti, müziklerive daha birçok yaratıcı özellikleriyle seyirciler üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.

Sinemanın bu etkisi psikoloji bilimi için yeni bir uygulama alanı oluşturmuş ve sinema terapi ortaya çıkmıştır.

Sinema Terapi Ne Demektir, Nasıl Bir Şeydir?

Sinema terapi; sinemanın insan üzerinde oluşturduğu korku, heyecan, öfke,sevinç, coşku ve aşk gibi duyguların işlenmesine, analizine ve olumlu modelleme temellerine dayanan bir yöntemdir. Bu yöntem ilk olarak, bir psikoloji profesörü olan Gary Solomon tarafından kullanılmıştır.

Solomon kitabında, 200 kadar filmin oyuncu kadrosunu, hikâyesini,terapide kullanılacak iyileştirici temaları ve yorumları birlikte ele almıştır. Sinema terapidaha sonra terapötik süreç esnasında da kullanılmaya başlanmıştır.

Sinema Terapi Nasıl Uygulanır?

Film toplu halde, terapistle birlikte ya da ev ödevi şeklinde verilerek terapi seansı dışında seyrettirilebilir. Filmin seyredilmesinden önce kişinin terapideki hedefler doğrultusunda uyarılması, ilgili bölümlere özellikle dikkat etmesi, filmi durdurarak not alması ve birden fazla kez seyretmesi istenebilir. Kişinin neleri, neden sevdiği ya da sevmediği ele alınır. Daha sonra terapist, film üzerinden başlayan yorumların, yardım alan kişinin gerçek hayatı ile bağlantılarının kurulmasında yardımcı olur.

Bir Film,Bazen Bir İlaç Kadar Tesirli Olabilir!

Sinema terapi hakkında kitabı bulunan psikiyatrist Dr. Fuat Ulus’a göre bir filmi seyrederken düşünce, his ve inançlarımız; projeksiyon denilen bir yansıtma mekanizmasıyla,filmdeki olay ve karakterlere ulaşmaktadır. Sonra filmdeki karakterlerle özdeşleşerek (identifikasyon) ya onları algılamakta ya da reddetmekte ve farkında olmadan karakterlerin yerine geçmekteyiz. Daha sonra introjeksiyon denilen bir başka bilinçdışı akım ile olayları kendi dünyamıza çekmekteyiz. Film bittiğinde ise öğrendiklerimizle öfkemiz, huzursuzluğumuz ve depresyonumuz da hafiflemeye başlamaktadır. Ulus, kaliteli bir psikoterapist elinde, filmlerin bir ilaç kadar tesir edebileceğini de öne sürmektedir.

 

Tarihçesi

Yöntem, ilk olarak Gary Solomon‘ın 1995 yılında yayınlanan ‘The Motion Picture Prescription: Watch This Movie and Call Me in the Morning: 200 Movies to help You Heal Life’s Problems’ adlı eseriyle öne sürülmüştür. College of Southern Nevada‘da psikoloji profesörü olan Solomon kitabında 200 kadar filmin oyuncu kadrosu, hikâyesi, terapide kullanılacak iyileştirici temaları ve yorumlarıyla birlikte ele almıştır.

Film terapisini terapi seanslarında ilk uygulayanlar ise ABD’li psikiyatrist çift David Cambronne ve Jan Hasley olmuştur.

Kullanımı

Uzman eşliğinde rahatsızlığın türüne göre seçilen film izlendikten sonra uzman, kişiyle film hakkında konuşmakta ve hikâye ve karakterlerin davranışlarıyla kişinin karşı karşıya kaldığı sorunların önce açığa çıkarılması sonra giderilmesi amaçlanmaktadır. Film veya kliplerini, depresyon, huzursuzluk, öfke, sinirlilik ve korku faktörlerinin iyileşiminde yardımcı metot olarak kullanılmaktadır.

Film/sinema terapisinde psikiyatristler, psikologlar, terapistler, akademisyenler, eğitimciler 8-12 kişilik hasta gruplarına onların ihtiyaçlarına göre örneğin ilişkilerindeki sorunları, bağımlılıkları veya yaşadıkları travmalarına yönelik temaları içeren filmleri seyrettirirler. Haftada bir gerçekleştirilen seanslarda katılımcıların gösterdikleri gelişmeler uzman tarafından kayıt altına alınır.

Film terapisi, bilişsel-davranışsal yaklaşımlar için destekleyici, tedaviyi destekleyici, hızlandırıcı bir araç olarak da kullanılmaktadır. Terapide hikâyeler, mitler, espriler ve rüyalara benzer şekilde kullanılabilen metaforlar olan filmler hastanın bilişsel (cognitive) yapısını anlamayı kolaylaştırmakta ve aynı zamanda izlediği filmdeki davranışa öykünerek tedaviye daha açık olmaktadır.

Konu hakkında bir de kitabı bulunan psikiyatrist Fuat Ulus’a göre filmi seyrederken düşünce, his ve inançlarımızın projeksiyon denilen bir yansıtma mekanizmasıyla filmdeki olay ve karakterlere ulaşmakta, karakterlerle özdeşleşerek (identifikasyon) ya algılamakta ya da reddetmekte ve farkında olmadan karakterlerin yerine geçmekte, daha sonra introjeksiyon denilen bir başka bilinç altı akım ile olayları kendi dünyamıza çekmekteyiz. Film bittiğinde ise öğrendiklerimizle öfke, huzursuzluğumuz ve depresyonumuz da hafiflemeye başlamaktadır. Ulus kaliteli bir psikolog elinde filmlerin bir ilaç kadar tesir edebileceğini de öne sürmektedir.

Bazı rahatsızlıklarda kullanılan filmlerden bazı örnekler:

  • Depresyon: Alone In The T-Shirt Zone  (1986)- Death In Small Doses (1995) – Eraserhead (1976) – Harold And Maude (1971) – King Of Marvin Gardens (1972) – The Last Picture Show Modern Times (1936) – Natural Enemies (1979) – Ordinary People Repulsion (1965) –  The Seventh Veil – The Shrike – Unstrung Heroes (1995) – The Wrong Man

 

  • İlişkilerdeki çatışmalar:The Accidental Tourist – Groundhog Day – He Said, She Said – Ordinary People – The Story of Us -The War of the Roses -Who’s Afraid of Virginia Woolf?

 

  • Eş seçimi:Forget Paris – Me, Myself and I – When Harry Met Sally

 

  • Öz saygı: Billy Elliot(2000) – Children of a Lesser God(1986) – Dead Poets Society (1989) – Erin Brockovich(2000) – Field of Dreams (1989) – The Full Monty (1997) – Gattaca (1997) –  Forrest Gump (1994) – My Left Foot(1989) – Rain Man (1988) – The Other Sister (1999) – The Paper (1994) – Parenthood (1989) – Places in the  Heart(1984) – Powder(1995) – Shawshank Redemption (1994) – Secrets and Lies(1996) – Shine (1996) – Sliding Doors (1998) – The Turning Point

 

  • Cesaret: Saving Private Ryan (1998) – Serving in Silence – The Shawshank Redemption – The Diary of Anne Frank (1959) -Forrest Gump

 

  • Yakınların Kaybı/Ölüm: Ghost-The Fisher King-What Dreams May Come-Dying Young-My Life – Flat Liners

 

Farklı ruhsal rahatsızlıklar için farklı filmleri öne çıkaran Solomon, örneğin Kramer Kramer’e Karşı adlı filmi boşanma sürecinde olan kimselere tavsiye ediyor.

Sineterapi mizahı da irrasyonel düşüncelerden ve davranışlardan uzaklaşma amacıyla kullanabiliyor. Komedi filmlerini izlemenin depresyon semptomlarını ve ağrı şikayetlerini azalttığını gösteren bulgular var.

Filmler politik pozisyonlarımızı, umutlarımızı ve insanlık yarışına karşı olan korkularımızı anlatır, asla mümkün olacağını düşünmediğimiz biçimlerde bize dokunurlar.Bunla da kalmayıp bize hayatta karşımıza çıkan olumlu ya da olumsuz deneyimlerle baş etme alternatifleri sunarlar.

Filmler izleyenlere umut aşılıyor. Bu şekilde psikoterapi oldukça yararlı bir hal alıyor,hasta sakin bir şekilde olaylara dışarıdan bakıp, olanları anlayabiliyor. Ve bunun için de kitap okumakta olduğu gibi ekstra bir konsantrasyon gerekmiyor. Tabii her film örnek alınacak nitelik taşımıyor ve çok az gerçeklik payı olabiliyor.

Sineterapinin psikiyatrik terapiye engel olmadığını ekleyen Solomon, insanların, kendi yaşadıkları problemleri bir aktör veya aktrisle özdeşleştirerek, içinde bulundukları “kendini inkar etme” sürecinden kurtulduklarını belirtiyor.

 

KAYNAKLAR :

  • Gary  Solomon, ‘Motion Picture Prescription: Watch This Movie and Call Me in the  Morning, Aslan Publishing, Santa Rosa Claifornia, 1995
  • John ve  Jan Hesley, Rent Two Films and Let’s Talk in the Morning: Using Popular Movies in Psycotherapy, New York: John Wiley & Sons, 1998
  • Glen ve  Krin Gabbard, Psychiatry and The Cinema, London, England: American  Psychiatric Press, 1999
  • Nancy Peske ve Beverly West, Cinematherapy: The Girl’s Guide to Movies for Every  Mood, New York: Dell, 1999
  • Glenn Gabbard, Psychoanalysis & Film. London, England: H. Karnac, 2001
  • Fuat   Ulus, Movie Therapy, Moving Therapy, Not Avail, 2003
  • Michael   A. Kalm, The Healing Movie Book – Precious Images: The Healing Use of Cinema  in Psychotherapy. Lulu Press, 2004
  • Danny   Wedding ve Mary Ann Boyd, Movies & Mental Illness: Using Films to  Understand Psychopathology, Ashland, OH: Hogrefe & Huber, 2005
  • Birgit   Wolz, E-Motion Picture Magic: A Movie Lover’s Guide to Healing and Transformation.      Centennial, Colorado: Glenbridge, 2005
  • David  Robinson, Reel Psychiatry: Movie Portrayals of Psychiatric Conditions .  Port Huron, Michigan: Rapid Psychler Press, 2005
  • Faruk   Gençöz (editör), Psinema: Sinemada Psikolojik Bozukluklar ve Sinematerapi. Ankara: Hekimler Yayın Birliği, 2007
  • Gençöz,      F., Aka, B.T. (2007) Sinema tadında psikoterapi: Sinematerapi. Bilim ve Teknik Dergisi, 40 (473), 58-61.
  • Gençöz,  F. (2006) Sinemada psikolojik bozukluklar: Psinema. Bilim ve Teknik  Dergisi, 39 (458), 82-86.
  •  Gençöz, F. (2008). Sinema Filmlerinde   İntihar: Araştırma, Eğitim ve Sinematerapi. Kriz Dergisi, 16(2), 1-9.
  • Gençöz   F. (2007). Sinema Filmlerinden Psikolojik Fayda Sağlamak. Güncel Psikoloji   ve Psikiyatri Dergisi, 3(Yaz), 52-56.
  • Gençöz,  F. (2007). Sinema, Duygular ve Sinematerapi. Popüler Bilim Dergisi, 163,  20-24.
  • Gençöz,  F. (2007). Psikoloji, Psikiyatri, Psikoterapi, Sinema: Psinema. Güncel   Psikoloji ve Psikiyatri Dergisi, 2(Bahar), 52-55