TÜRKİYE PSİKİYATRİ DERNEĞİ İSTANBUL ŞUBESİ

10 EKİM DÜNYA RUH SAĞLIĞI GÜNÜ

BASIN AÇIKLAMASI:

 

Her yönüyle ruh sağlığını ele aldığımız bugün Türkiye Psikiyatri Derneği İstanbul Şubesi adına, verimli bir ruh sağlığı hizmeti sunabilmenin koşullarına odaklanmak istiyorum.

Nitelikli bir ruh sağlığı hizmeti, huzurlu, mesleğinden yeterli doyumu alan, üretebilen ve kendini geliştirebilen ruh sağlığı çalışanları tarafından verilebilir.

 

İnsanın ruh sağlığının temel göstergelerinden biri verimli ve tatmin edici bir çalışma yaşamının olmasıdır. Her hekim hastasına yeterli özeni ve dikkati göstererek hizmet verme hakkına sahip olmalıdır. Bu, hekimin hastasına karşı yükümlülüğünü yerine getirmesini ve etik ilkelere uymasını sağladığı kadar hekimin kendisine de mesleki doyum olanağı veren bir haktır.

 

İçinde bulunduğumuz yıl, Sağlıkta Dönüşüm adı altında çıkarılan yeni yasalar ve alınan kararlar ile hekimlerin çalışma koşullarının giderek belirsizleştiği, performans sistemi ile verilen hizmetin niteliğinden çok hizmetin birim zamanda ne kadar çok kişiye verildiğinin önemsendiği, uygulanan politikaların getirdiği engellemeler ve dayatmalarla hekimlik sanatının değersizleştirilmeye çalışıldığı bir yıl oldu. Hekimlerin sorunları dile getirme girişimleri ve aksaklıklara dikkati çeken eylemleri “marjinal girişimler” olarak değerlendirildi.

Yanlış sağlık politikalarının sonucu olarak karşılaşılan sorunlarda, asıl sorumlu olanlar yasa koyucular değilmiş de, bu durumdan en olumsuz etkilenenler oldukları halde hekimlermiş gibi gösterildi.

Suçlayıcı ve aşağılayıcı tutum ve söylemlerle hekimler hedef gösterilerek, hasta ile hekim karşı karşıya getirildi.

Hekimler içinde bulunduğumuz yıl içerisinde daha önce karşılaşmadıkları yoğunlukta şiddete maruz kaldılar, pek çok meslektaşımız görev başında darp edildi, yaralandı, ölüm tehlikesi ile karşılaştı.

 

Duygu durum bozuklukları ve kaygı bozuklukları gibi bazı ruhsal rahatsızlıkların ortaya çıkmasında kişinin karşılaştığı engellerin, ruhsal bütünlüğünü tehdit eden dayatmaların ve belirsizliğin önemli etkenler olduğu bilinmektedir. Hastalarının ruh sağlığını her şeyden daha fazla önemseyen psikiyatrlar bugün kendi ruh sağlıklarını düşünmek zorunda kalmışlardır.

Bilimsel dayanağı olmayan gerekçelerle dayatılan koşullar nedeniyle mesleklerini özgürce uygulama olanakları kısıtlanan meslektaşlarımız çaresiz hissetmektedirler.

Öğretim üyeleri ve asistanlar, öğretim görevliliği ile klinisyenliğin birbirinden tamamen ayrı alanlarmış gibi kabul edilmesi nedeniyle bozulan usta-çırak ilişkisinden ve bunun eğitime olumsuz etkisinden dolayı mutsuzdurlar.

Kişisel ve mesleki geleceklerini öngörülmez kılan belirsizlikler, günden güne değişen sistemler ve pek çok kez hedef gösterildikleri için görev başında karşı karşıya kalınan saldırılardan dolayı meslektaşlarımız tedirgindir.

Uygulanan sağlıksız sağlık politikaları, mesleği değersizleştirmeye yönelik tutumlar ve kullanılan suçlayıcı, aşağılayıcı söylemler nedeniyle meslektaşlarımız umutsuzdur.

 

Türkiye Psikiyatri Derneği İstanbul şubesi olarak hastalarımıza hak ettikleri nitelikli hizmeti sunabildiğimiz, hekim ve sağlık çalışanlarına mesleki doyum olanağı sağlayan, “hekimlere dayatılarak” değil, “hekimlere danışılarak” düzenlenen, siyasi kaygılara değil bilimsel verilere dayanarak düzenlenmiş bir sağlık politikası için umudumuzu korumak istiyoruz.

Türkiye Psikiyatri Derneği olarak bu yıl sloganlarımızı “Ruh ve Beden Sağlığı Bir Bütündür”,

“Ruh Sağlığı Olmadan Sağlık Olamaz!” ve “En iyi yatırım sağlığa, ruh sağlığına yatırımdır!” olarak belirledik.

Konuşmamı, psikiyatri hekimlerinin trajikomik durumunu vurgulayan bir başka slogan önererek bitirmek istiyorum:

“Toplumun sağlığı için en iyi yatırım hekimlerin ruh sağlığına yapılan yatırımdır.”

 

Saygılarımla, teşekkür ederim.

 

Dr. Ayşegül Sütçü

Türkiye Psikiyatri Derneği İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesi