10 Ekim 2011

“EN İYİ YATIRIM RUH SAĞLIĞINA YATIRIM”

Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu tarafından 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı gününün bu yıl ki teması “En iyi yatırım ruh sağlığına yatırım” olarak belirlenmiştir. Tüm dünyada birçok insan ruhsal hastalıklardan muzdariptir. Öyle ki hastalıklar nedeniyle oluşan tüm kayıpların %14’ü nöropsikiyatrik hastalıklara bağlıdır. Depresyon, şizofreni, alkol ve madde kullanım bozuklukları gibi ruhsal hastalıklar kalp hastalıkları, kanser ve inme gibi diğer tıbbi hastalıklardan çok daha fazla yeti yitimine yol açarlar. Diğer taraftan bedensel hastalıkların oluşumu ve seyri üzerine olan etkileri göz önüne alındığında ruhsal hastalıklara bağlı kayıpların dünya ekonomisindeki payının daha yüksek olduğu düşünülebilir. Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu daha önceki yıllarda da belirlemiş olduğu benzer temalara “Ruh sağlığı olmadan sağlık olmaz”, “Ruh sağlığı ve beden sağlığı bir bütündür” gibi sloganlarla ruhsal hastalıkların insan yaşamına ve dünya ekonomisine getirdiği yük ve tehditlere dikkat çekmiştir.

Her yıl dünyadaki insanların %30’una yakını ruhsal bir bozukluk geçirmektedir. Bu insanların özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaşayan üçte ikisi sağlık hizmetlerindeki eksikler nedeniyle hiçbir yardım kurumuna ulaşamamakta ya da yetersiz tedavi almaktadırlar. Ruhsal hastalıkların oluşturduğu kayıplar bilinmesine rağmen dünyadaki hemen hemen bütün ülkelerde ruh sağlığı alanında çalışanların sayısı, ayaktan ve yataklı ruh sağlığı hizmetleri sunan merkezlerin sayısı, yapısı ve ruh sağlığını geliştirmek, korumak ve ruhsal hastalıkları tedavi etmek için sunulan hizmetin niteliği hala olması gerekenin çok altındadır. Ülkemizde de bu alanda kısıtlılık söz konusudur. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı 2011 verilerine göre halen aktif olarak çalışan 1625 psikiyatrist bulunmaktadır. Ülkemizde 100 bin kişiye düşen psikiyatrist sayısı 2,20’dir. Avrupa Birliği’nin 15 ülkesinde 100 bin kişiye ortalama 12,9 psikiyatrist düşmektedir. DSÖ Avrupa bölge ülkeleri arasında en az psikiyatrist oranına sahip olan ülke Türkiye’dir. Psikiyatri yatak sayısı da benzer şekilde yetersizdir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ, WHO) 2008 verilerine göre Avrupa bölgesinde her 100 bin kişiye 8  psikiyatri yatağı düşen İtalya’dan sonra 100 bin kişiye 10 psikiyatri yatağı ile (adli ve uzun süreli bakım ve bağımlılık tedavisi için kullanılan yataklar dahil) Türkiye ikinci en az yatak sayısına sahip ülkedir. Ancak İtalya’da tüm dünya ülkeleri için örnek olabilecek yeni ve farklı yöntemler uygulanmaktadır. Ayaktan tedavi merkezlerinin çokluğu ve evde bakım hizmetlerinin yeterliliği düşünüldüğünde yatak sayısının azlığı İtalya’daki ruh sağlığı hizmetlerinin değerlendirilmesinde yanıltıcı olacaktır. Bu açıdan bakıldığında Türkiye Avrupa bölgesinde, ruh sağlığı hizmetleri ve koruyucu hekimlik açısından en kötü koşullara sahip ülkedir.

Dünya üzerinde ruhsal hastalığı olan birçok kişi hala tedaviye ulaşamamaktadır. Ruh sağlığını bozduğu bilinen yoksulluktan işsizliğe, şiddetin yaygınlaşmasından dezavantajlı grupların hak kayıplarına kadar birçok konuda devletlerin, hükümetlerin yeterince çaba harcamamaları nedeniyle etkili önlemler alınamamaktadır. Öte yandan hâlihazırda yürütülen politikalar mevcut sorunların çözümüne yetmediği gibi birçok devlet uluslararası sözleşmelerin ihlaline göz yummakta ya da hayata geçirilebilmesi için gerekli çabayı göstermemektedir. Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu (WFMH) bu nedenle ruh sağlığı alanına yatırımların arttırılmasını amaç edinmiş bir kampanya başlatarak dört temel nokta üzerinde durmuştur; Birlik, Görünürlük, Yasal Haklar, İyileşme.

Birlik: Dünyada ruh sağlığı alanında birçok farklı örgütlenme mevcuttur; psikiyatrist, psikolog, psikolojik danışman ve sosyal çalışmacıların meslek dernekleri, hasta dernekleri, hasta yakınları dernekleri vb. Tüm bu yapılanmaların hükümetlerin sağlık konusundaki politik gündemlerine ruh sağlığı alanında yapılacak çalışmaları eklemesi için işbirliği içinde çalışması gerekmektedir. Hükümetler ruhsal hastalıkların oluşturduğu yeti yitiminin, insanların ruhsal iyilik halini sürdürememelerinin, çalışma günü kayıplarının ve bu hastalıkların toplam ekonomik sonuçlarının farkına varmalıdır. Ruhsal hastalıkları önlemek ve tedavi etmek için etkili sağlık politikalarının hayata geçirilmesi teşvik edilmelidir. 2011 yılında ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından birçok dernek, kurum ve kişinin işbirliği ve çabası ile hazırlanan Ulusal Ruh Sağlığı Eylem Planı (2011–2023) umut vericidir. Türkiye Psikiyatri Derneği olarak eylem planındaki desteklediğimiz konularda tüm üyelerimizle birlikte gerekli kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde çalışmaya hazır olduğumuzu iletmek isteriz.

Görünürlük; Ruhsal hastalıklar ve ruhsal hastalığı olanlara dair damgalamayla (stigma) mücadele edilmelidir. Ruhsal hastalığı olan kişiler yersiz olarak toplum tarafından kendisine ve topluma zarar verebilecek, tehlikeli, korkutucu kişiler olarak algılanıp düşmanca ve ayrımcı tutumlara maruz kalabilmektedirler. Birçok insan, etiketlenme korkusu nedeniyle ruhsal hastalıklarını saklamakta, bu nedenle tedavi kurumlarına başvurmamaktadır. Damgalama (Stigma) karşıtı mücadelede ruh sağlığı alanında çalışan kurumlar, dernekler ruh sağlığı alanında çalışanları, akademisyenler, hastalar ve hasta yakınları, sağlık çalışanları ve hatta tıp öğrencileri ile tüm gönüllülerin yer alması sağlanmalı, basın yayın kurumları aracılığıyla damgalama (stigma) karşıtı mücadele etkinleştirilmeli ve tüm topluma ulaşması sağlanmalıdır. Damgalamaya karşı mücadele sonucunda ruhsal hastalığı olan daha fazla kişi tedavi olanağı bulacaktır.

Haklar; Giderek azalsa da, dünyada ve ülkemizde ruhsal hastalığı olan bazı kişiler ruh sağlığı alanında çalışan bazı kişi ve kurumlarca mevcut bilimsel bilgi ile uyumsuz, bilim dışı, çağ dışı bazı tedavi ve müdahale yöntemlerine maruz kalmaktadırlar. Tüm dünyada ruh sağlığı çalışanları hasta haklarına duyarlıdırlar. Ülkemizde halen bir ruh sağlığı yasası yoktur. Derneğimiz uzun yıllardır Ruh Sağlığı Yasası’nın bir an önce çıkarılması konusunda çaba harcamaktadır. Bu yıl geliştirilen Ulusal Ruh Sağlığı Eylem Planı’nda Ruh Sağlığı Yasası’nın çıkarılma tarihi olarak 2015 belirlenmiştir. Bu sürecin hızlandırılması derneğimizin öncelikli taleplerindendir. Ruh sağlığı hizmeti veren kurum ve kuruluşların, tedavi koşullarının ve müdahale yöntemlerinin denetlenmesi, düzenlenmesi ve geliştirilmesinde yetkili kurumların oluşturulması ve bu kurumların etkin şekilde çalışması hedeflenmelidir.

İyileşme; Ruhsal hastalıkların iyileşmesini en zorlaştıran etken ruhsal hastalığı olan milyonlarca insanın tedavi için sağlık kurumlarına başvuramamasıdır. Tüm dünyada başta psikiyatr ve klinik psikologlar olmak üzere ruh sağlığı hizmeti veren sağlık çalışanlarının sayısı kısıtlıdır.  Son zamanlarda geliştirilen bilgisayar teknolojilerinin etkili kullanımı ile dünyada Avustralya, Hindistan ve bazı Avrupa ülkelerinde yardımcı sağlık personeli aracılığıyla ruhsal hastalıklar için tarama, tanı koyma ve tedavi uygulamalarının yapılması yaygınlaşmaya başlamıştır. Ülkemizde psikiyatrist sayısı Avrupa Birliği ülkelerinin onda biri kadardır. Ulusal Ruh Sağlığı Eylem Planı’na göre ülkemizde psikiyatr yetiştiren kurumlarda eğitim kontenjanları %100 arttırılsa bile 2050 yılında nüfus başına düşen psikiyatrist sayısı Avrupa Birliği ortalamasına ulaşılamamaktadır (100.000 kişiye 12,9 psikiyatr). Ayrıca Psikiyatrist yetiştiren eğitim kurumlarındaki eğitim kalitesi de bir diğer sorundur. Yeni açılan üniversitelerin tıp fakültelerinde ve eğitim araştırma hastanelerinde eğitici konumundaki az sayıda öğretim üyesi ve özerk psikiyatri kliniği olmayan bir ortamda eğitim alarak yetişen psikiyatristlerin mesleki yetkinliklerinin sağlanmasında güçlük çekileceği açıktır. Tüm bunlarla birlikte son günlerde hekimlere karşı adeta düşmanca sayılabilecek bir tutum sergilenmesi, anayasa mahkemesi kararları hiçe sayılarak çıkartılan kanun hükmünde kararname ile hekimlerin hasta bakma alanlarının giderek daraltılması, kamu üniversitelerinde çalışan öğretim üyelerinin bu kurumlardan göçe zorlanması, eğitim ve araştırma hastanelerinde yıllardır eğitici konumunda çalışan nitelikli donanıma sahip meslektaşlarımızın birçoğunun son kararnameyi takip eden ay içinde istifa etmesi ya da emekliye ayrılması endişe vericidir. Zaten son derece az olan psikiyatrist sayısının yanında yeni psikiyatristleri yetiştirecek nitelikli eğitici kadroları da eğitim kurumlarından uzaklaştırılmaktadır.

Ülkemizde sağlık hizmetleri kamusal bir hizmet olmaktan çıkarılmıştır ve özel sektörün sağlık hizmetlerindeki payı % 30’lara ulaşmıştır. Tedavi hizmetlerine ulaşmak için hem muayene hem ilaç tedavisi aşamalarında katkı payları tahsil edilmektedir. Sağlık ocakları kapatılmış, koruyucu sağlık hizmetleri endişe verecek şekilde düzensizleşmiş ve azalmaya başlamıştır. Özel hastanelerde daha düşük ücretlere hekim çalıştırılması için Sağlık Bakanlığı ile özel hastane sahipleri arasında protokol imzalanmıştır. Performansa dayalı ödeme sisteminin yerleşmesi ile hekimlerin yüksek nitelikte hasta bakım ve tedavi hizmeti vermesi değersizleştirilmiş, az zamanda çok sayıda hasta bakmak teşvik edilir hale gelmiştir. Gerek özel sağlık kuruluşlarında, gerek kamuda gerekse üniversitede çalışan hekimler bir sonraki ay ekonomik durumlarının ne olacağını öngöremez hale gelmişlerdir.  Ciddi bir hastalığa bağlı olarak çalışamadıkları dönemde ya da yıllık izin dönemlerinde aylık kazançları yarıdan fazla azalmaya başlamış, hasta hekimler istirahat raporu alamaz, yıllık izinlerini kullanamaz hale gelmişlerdir. Performans sisteminin uygulandığı dünya ülkelerinde çok önceden beri bilinen geciken tanılar,  artan tedavi maliyetleri giderek bizim ülkemizde de sorun oluşturmaya başlamıştır. Sağlık hizmetlerinin niteliği, kalitesi düşürülmüş, hekimler ve sağlık çalışanları seri üretim yapan fabrikalardaki çalışma koşullarına mahkûm edilmiş, hekimlerin mesleki doyumları azalmıştır.

Umutlarımızı canlı tutmak istediğimiz bu tablo içinde 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü’nün temasını bir kez daha hatırlatıyoruz:

“Ruh ve Beden Sağlığı Bir Bütündür”

“Ruh Sağlığı Olmadan Sağlık Olamaz!”

“En iyi yatırım sağlığa, ruh sağlığına yatırımdır!”

 

Doç. Dr. Doğan Yeşilbursa

Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Başkanı

Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu adına

 

KAYNAKLAR;

1. Patel V., Garrison P, de Jesus Mari J. ve ark.The Lancet’s Series on Global Mental Health: 1 year on. Lancet. 2008; 11: 372(9646); 1354–1357.

2. http://www.wfmh.org/00GreatPush.htm adresinden 8 Ekim 2011 tarihinde yararlanılmıştır.

3. http://www.wfmh.org/03GreatPush.htm adresinden 8 Ekim.2011 tarihinde yararlanılmıştır.

4. Alataş G., Kahiloğulları A., Yanık M. Ulusal Ruh Sağlığı Eylem Planı(2011-2023),  Sağlık Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2011