Nilgün Cerrahoğlu   – Sağnak

2009 ve ‘Zamanın Ruhu’

Sözcükler, taştır!

Bir İtalyan özdeyişi…

Türkçeye İsa bu köye uğramadışeklinde aktarılan Cristo si e fermato a Ebolikitabının yazarı Carlo Levinin fazla bilinmeyen bir başka romanı Le parole sono pietreadından kalmadır….

Yalnız yazı ile kalem kâğıda dökülen sözcüklerin değil, ağızdan çıkan kelamın da icabında kılıçtan keskin”; “yazı denli kalıcı”, “yaralayıcıolabileceğini anlatmak için kullanılır.

Sözcükler”; ayrıca bir binanın temelindeki taşlargibi, içinde yaşadığımız dünyayı ve gerçekliği”, “gerçekliğimizi inşa eder; yaratır, evrenimizi biçimler, tarif ederler.

Bu nedenle ağır ve önemlidirler.

Yeni bir yıla girerken lügatımızdan çıkan -taş gibi- sözcükleridüşündüm.

Devrimi bu ülkede insanlar, bir dönem çocuklarına bu adı verecek denli çok sevmişti örneğin.

Devrim sözcüğü çoktandır outoldu. Devrimi bırakın, içinde ilerici ya da ilericiliksözcüklerinin geçtiği cümleler kurmaya cesaret eden kaç kişi kaldı?

Dağarcığımızdan silinen bunun gibi pek çok sözcük var:

Eşitlik”, “adalet/sosyal adalet”, “dayanışmailk aklıma gelenler

Bu sözcükleri, uzun zamandır siyasal, sosyal söylemler içinde duyduğumu hatırlamıyorum.

‘in’ sözcükler

Outolan her sözcüğe karşın inolan bir o kadar da sözcük var.

Kimi yeni, kimi çok eski ama artık başka anlamlar içeriyor. Bunların en başta geleni demokrasi ve demok-ratikleşme…

Demokrasi”, “taş gibi ağırlığı olan sözcüklere tipik örnek. İçeriği öteden beri değişegelmiş… Vaktiyle Sovyet diktasına” “işçi demokrasisikulpunu takmaya çalışanlar olduğu gibi, Iraka bombalarla ihraç edilen rejimebugün demokrasidiyen var

Türkiyede -ama sadece Türkiyede değil, Batıda da- geçen yüzyılda bellediğimiz, anladığımız içeriğinden uzaklaşan, başkalaşan bir sözcük artık demokrasi.

Kapsama alanından eşitlik”, “adalet”, “dayanışmasözcükleri artık çıkmış. Yükselen, başka sözcüklerle vaftizlenip donatılmış:

Laiklik/laikçilik”, “liberalizm”, “ılımlı İslam”, “uygarlık/uygarlık çatışması”, “kimlik”, “etnik/dini/kültürel değerler”, “çokkültürlülük”, “küreselleşme”, “krizvs Liste böyle uzayıp gidiyor.

Özellikle 11 Eylül sonrası öne çıkan ve Batının değme fikir önderlerince oya gibi sil baştan işlenen günümüz demokrasilerininiçeriğini dolduran -her biri taş gibi”- sözcükler bunlar da…

Yılın parolaları: ‘Avro’ ve ‘dolar’

Yaşadığımız zamanı, çağı şekillendiren bu sözcükleri düşünürken Googlea girip bir göz atmak istedim.

Bir de ne göreyim?

Googlemeğer her yıl, zeitgeist (zaytgayzt; dönemin/zamanın ruhu) başlığı altında böyle bir araştırma yaparmış.

Dünyaca tanınan bu popüler arama motoru, kullanıcıların yıl içindeen çok aradığı sözcükleritarıyor ve ülke bazında kafayı taktığım sözcükler gezegenindenbir zeitgeist(dönem portresi) çıkarıyor. Türkiyede internet kullanıcılarının en çok tıkladığı sözcüklerin; benim mesele ettiğim unutulmuş sözcüklerle bir ilgisi var mı, yok mu, buyurun buna siz karar verin.

Zeitgeist sıralamasının ekonomi başlığında Türkiyede öne çıkan sözcükler -birebir- şöyle:

İş”, “kariyer”, “kredi”, “altın”, “para”, “finans”, “euro”, “borç”, “dolar”, “banka”…

Genelpopülarite sıralamasında ilk ona şu sözcükler girmiş: Facebook”, “mynet”, “youtube”, “oyunlar”, “msn”, “indir”, “TV”, “hürriyet(Facebooktan özgürlüklerinfelsefi anlamına ilişkin bir sıçrama yapılmış olamaz. Hürriyetle burda kastedilen haberbağlantılı gazeteanlamında aranan sözcük olmalı ki, son kalem de zaten doğrudan doğruya buna işaret ediyor): haber”…

Dizisıralamaları var bir de. Onlar da şöyle:

Kurtlar Vadisi”, “Kavak Yelleri”, “Yaprak Dökümü”, “Selena”, “Asi”, “Avrupa Yakası”, “Arka Sokaklar”, “Adanalı”, “Binbir Gece”, “Gece Gündüz”….

Uzun lafın kısası Türkler, bir Kurtlar Vadisinde yaşıyor. Başlarında Kavak Yelleri esiyor. Binbir Gece masallarıyla, köşe olmaktan başka bir şey düşlemiyorlar!

2009’u, Google-zaytgayztın önümüze çıkarttığı bu Türkiye tablosu ile selamlıyoruz…

nilgun@cumhuriyet.com.tr