“Türk toplumunun çağdaşlaşma süreci bitmedi. İlhan Selçuk bunu yineliyordu” diyor Doğan Kuban Selçuk’u anlattığı yazıda.

Doğan Kuban

İlhan Selçuk direnen inanmış bir kuşağın en yaşlı temsilcilerindendi.

Cumhuriyet bir 20.yy devrimidir. İslamı batı sömürgesi olan geri ve fakir toplumlar olmaktan kurtarmak sadece Osmanlı toplumunun olanakları içinde vardı. Cumhuriyet Devrimi Türkiye topraklarında henüz boyundurluk altına alınamamış bir toplumun bağrında gerçekleşti. Ve bugüne kadar da sadece Türkiye’ye özgü kaldı. Zengin Batı dünyası İslam’ı bir sömürge toprağı olarak görmeyi sürdürüyor. Bu güne kadar Dünya İslam’ın Çağdaşlaşmasını istemedi. Silahlı savaştan hükümet devirmeye, isyan çıkarmaktan, düşünsel kargaşalık yaratmaya kadar her yöntemi deniyorlar. Türkiye’nin de bu programa alındığını biliyoruz. İlhan Selçuk buna direnen inanmış bir kuşağın en yaşlı temsilcilerindendi.

***

Bağımsız kalarak çağdaş dünya saflarına katılmak devrimci mücadelenin sürdürülmesini gerektiriyor. Kurtuluş aşamasında cephelerde savaşanların çocukları bu sivil uygarlık mücadelesini 1950’den bu yana sürdürüyorlar. Bunların aralarında bu meşaleyi taşıyan adsız imececiler çoktur. Fakat bunların içinde simge olarak yaşayan ve bunun bedelini de ödeyen kahramanlar oldu. Sonuna kadar bir devrim savaşçısı olarak yaşayan ve yaşamını bu yolda yitiren İlhan Selçuk bu nadir kahramanlardandır.

***

Türk toplumunun çağdaşlaşma süreci bitmedi. İlhan Selçuk bunu yineliyordu. Yüzlerce yıl sürmüş savaşlardan arta kalmış, sadece yüzde10’u okuma yazma bilen ve yüzde 90’ı köylü olan bir toplumun 1923-1939 arasında çağdaş bir toplum olması söz konusu değildi. Atatürk bir kurucudur. Atatürk ve Cumhuriyet, bir tarihi iradenin doğru yönde yola çıkmasının hikâyesidir. 1683’den sonra 1918’e kadar 235 yılda çöküşten kurtulamayan bir İmparatorluğun, 1919’la 1939 arasındaki performansı üzerindeki güncel eleştiriler deli saçmasıdır. Büyük bir Müslüman toplumun yüzyıllarca sürmüş bilgisel, entelektüel ve ekonomik geriliği birkaç adımda aşılamazdı. Gerçi emperyalizmin topraklarımızdan kovulması Kurtuluş Savaşı kuşağını insan ve kahraman olarak yüceltmek için yeterlidir. Ama bu çağdaşlaşma mücadelesinin başlangıcıydı. Bugünün Türkiye’sinin ulaştığı yaşam düzeyine Kurtuluş Savaşı mücadelesinin yarattığı ivme içinde ulaştık.

***

Türk toplumu bugün düşünce davranış bağlamında Avrupa ve Amerika’nın yarım yüzyılı aşan olumsuz çabalarına karşın milyonlarca çağdaş insan yaratmıştır. Bugün onların varlığı ile ayakta durmaktadır. Kaldı ki kentlere taşan Anadolu nüfusunun içinde kısa sürede çağdaşlaşma bilincine ulaşacak milyonlar var.

***

Türk Devrimi’nin içeriğini anlamayanlar İslam Dünyası’nın haline bir bakmalı, biraz İslam Tarihi okumalı. Türkiye’deki süreç önce kentli aydının egemenliğinde başladı. 1970’den sonraki ikinci aşamasında kırsal toplumun kente göçü yoğunlaştı. En zor aşama kente göçen bu toplumun kentlileşmesidir. Ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Fakat ivmesinin büyük olduğunu biliyoruz. Sürecin sürekliliğini sağlayan, kurucu kuşakların varlığı ve onların yetiştirdikleri yeni kuşaklardır. Bu süreçte İlhan Selçuk gibi cesur, inançlı ve çağdaşlaşmış liderler kilit ödevi görmüşlerdir ve görmektedirler.

***

Topluma çağdaş dünyayı anlatmaya devam edenlerin sayısı çok değil. Çünkü bunları sıradan insanlara anlatmak büyük bir entelektüel çaba, özgün bir üslup, her an politik baskılara karşı direnebilecek bir irade ve özveri ve bunların tümünün dayandığı büyük bir insan sevgisi gerektiriyor. İlhan Selçuk bu görevi yüklenen ikinci kuşağın önde gelenlerindendi.

***

Doğrusu istenirse hangi düşünceyi savunursa savunsun Türkiye’nin çağdaşlaşma sorunu düşünce özgürlüğünden geçmektedir. Bu özgürlük için savaşanlar bizim kahramanlarımızdır. Avrupa ve Amerika’nın 21.yüzyıl uygarlığının temsilcileri olmaları düşünce özgürlüğüne en çok sahip olan toplumlar olmalarından kaynaklanıyor. Selçuk ve onun gibiler Galileo’dan bu yana her alanda özgür düşünce savaşı verenlerin devamıdır. İlhan Selçuk’un kimliğinde özgür düşünce savaşçılarına selam olsun.