ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU- Yrd.Doç.Dr.Fuat BEŞKARDEŞ

Kişinin başkalarının haklarını gözetmediği,onları hiçe saydığı davranışlarla giden bir kişilik bozukluğudur. Toplumda “Psikopat” diye tanımlanan kişilerin dahil olduğu bir kişilik bozukluğudur.

Antisosyal kişilik bozukluğu 15 yaşından beri süregelen ve yetişkinlikte devam eden, yaygın olarak birçok davranışı ile toplumsal yasalara ters düşen, suç sayılan davranışlar gösteren kişiler bu tanıya girerler.Bu kişiler çocukluk çağında da yalancılık, hırsızlık, evden kaçma, kavgacılık davranışı göstermiş kişilerdir.Çocukluk çağında davranım bozukluğu tanısı alan bu kişilere 18 yaşından sonra antisososyal kişilik bozukluğu tanısı konur.Yetişkin yaşta da süren antisosyal (psikopat) davranışlar nedeniyle bu kişiler sık sık karakollara düşerler, tutuklanırlar.Gördükleri cezalardan, deneyimlerden ders almazlar.

 

‘Manüplatif’ davranan kişilerdir, yalan söylemeleri ve evden kaçıp gitmeleri çoktur.Rasgele cinsel ilişkilere girdiği,yakınlarını sömürdüğü tespit edilir.Bu kişiler vicdan azabı çekmezler,pişmanlık duymazlar.Dürtü denetim bozuklukları olur,tasarlayarak davranmazlar.Başkalarına karşı duyarlı ve düşünceli  değildirler,huzursuzluk içindedirler ve saldırgan tutumlar sergilerler.Başkalarını aldatma ve sorumsuzluk yaşam biçimleridir.Başkalarının ve kendilerinin güvenliğini umursamazlar.Çoğu kişi bu tür kişiliği olanlardan çekinir.Sert,kaba ve kavgacı tutumları insanları yıldırır.Soğuk ve ‘hissiz’, başkalarının duygularına karşı duyarsız ve herkesi küçük düşürmeye eğilimli insanlar olarak görülürler.Bu saldırgan yönelimli kişilikler, sürekli olarak bir tartışma ve çekişme yapma eğilimindedirler.Ters,insafsız ve kötü niyetli olabilirler.

Antisosyal kişiler, kavgacılık, sahtecilik, hırsızlık, alkol ve başka uyuşturucu maddelere, kumara düşkünlük, toplum içinde ve aile yaşamında çeşitli sorumsuz davranış örnekleri gösterirler.Sürekli ve tutarlı ilişkiler kuramazlar.Kurdukları ilişkilerde kısa sürede aldatıcı olabilirler.Süperego gelişmemiş gibidir; genellikle suçluluk duygusu duymazlar.Pişmanlıkları olsa bile yüzeysel ve geçicidir.Bir başka deyişle kendini içten yargılama, özdenetim zayıftır ya da hiç yoktur.Dış dünyadan gelen engel ve yargılara aldırmazlar; sanki dürtüsel doyum ve haz almak her şeyin üstündedir.

‘Güç haklılığı doğurur’ anlayışının olduğu,’orman kanunu’ felsefesinin geçerli olduğu yaşamlarında onlar için ayakta kalabilmenin tek yolu gözüpek,eleştirici,iddiacı,hatta acımasız olmaktan geçer.Onlara göre ‘büyük balık’ her zaman ‘küçük balığı’yiyecektir.’iyiler sonda gelir’ gibi önermeleri vardır.Onlar için,bu dünyada kalabilmenin tek yolu,yaşadıkları çevrede egemenlik kurmak ve denetimi elden bırakmamaktır.

Bu hızlı ve uçarı yaşam 30-35 yaşlarında duraklar fakat bencillik ve sorumsuzluk devam eder.

Antisosyal (Sosyopat, Psikopat) Kişilik Bozukluğunun Nedenleri

  • Çocuklukta      beyin disfonksiyonu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu      gösterenlerde antisosyal kişilik bozukluğu riski daha yüksektir.
  • Karışık      bir ev ortamında büyüyen çocuklarda görülme ihtimali daha yüksektir.
  • Yaşamının      ilk 5 yılında annesinden ayrı kalana çocuklarda sosyopati görülme ihtimali      daha yüksektir.
  • Yapılan      araştırmalar antisosyal kişilik bozukluğunda genetik geçişlerin de etkili      olduğunu göstermektedir.
  • Antisosyal      kişilik bozukluğu bulunan bir ailede erkek çocuklarda antisosyal kişilik      bozukluğu ve uyuşturucu madde bağımlılığı; kız çocuklarda ise somatizasyon      bozukluğu riski yüksektir.

Antisosyal Kişilik Bozukluğu Tedavisi

Kişilik bozukluğu olanlar genellikle tedavi için başvurmazlar.Antisosyal kişilik özellikleri gösterenler çoğu kez su işlemiş olma nedeni ile ruh hekimine bir değerlendirme ve tedavi için gönderilirler.

Yakınmaları kendilerine değil, çevrelerine yönelik olduğundan tedaviye başvurmak için nedenleri yoktur.

Ancak başı sıklıkla derde giren, başarısız ve mutsuz olan ya da başka bir bozukluk belirtisi de bulunan (alkole düşkünlük, nevrotik belirtiler, cinsel sorunlar, aile geçimsizliği gibi) kişiler tedaviye başvurabilirler.