Türk Tabipleri Birliği (TTB), ”domuz gribi” olarak da bilinen H1N1 virüsüne karşı aşı olunması çağrısında bulundu.

TTB Domuz Gribi Bilimsel Danışma ve İzleme Kurulunun (PandemİK) üçüncü toplantısı İstanbul Tabip Odası’nda yapıldı.

Toplantının ardından açıklama yapan TTB Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, domuz gribi aşısı konusunda yaratılan olumsuz efsanelerle ilgili yeni bir şey olmadığını, zaman zaman medyada traji komik seviyelerde açıklamalar olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

”Aşı hala en etkin korunma yöntemi olarak önümüzde başvurabileceğimiz araç olarak duruyor, ama yeteri kadar ön yargılar kırılmış değil. Hala aşılama oranı okullarda yüzde 10’lara bile ulaşmış değil. Dolayısıyla önümüzdeki aylarda, özellikle Aralık sonu, Ocak, Şubat, hatta Mart’ta beklenen salgından korunmanın yolu aşı. Anlaşılıyor ki, kamuoyu bu konuda henüz yeterince aydınlanmış değil.”

Prof. Dr. Gençay Gürsoy, bir soru üzerine, Sağlık Bakanlığı ile işbirliği yapma önerilerine yönelik bugüne kadar bakanlıktan bir yaklaşım olmadığını ifade ederek, ”Aşılamaya karşı zaman zaman güven krizine yol açan tavırların etkilerini gidermek için ortak kampanyalara da varız. Gerekirse medya karşısına çıkıp bu konudaki ortak telkinlerimizi de dile getirebiliriz” dedi.

Bakanlığın tüm negatif tepkilere karşı aşılama konusundaki ısrarını ”pozitif bulduklarını” belirten Gürsoy, bakanlara aşı olup olmadıklarının sorulduğunu, ancak kendilerine hiç sorulmadığını kaydetti. Bunun üzerine daha önce grip olduğunu belirten biri dışındaki kurul üyeleri ellerini kaldırarak aşı olduklarını bildirdiler.


Kurul açıklaması

”TTB PandemİK” adına ortak basın açıklamasını okuyan Prof. Dr. Feride Aksu Tanık da, salgının hala yaygınlaşmaya devam ettiğini, bu nedenle artık sadece bebeklerin değil, 6 aydan büyük bebeklerin bakımını üstlenen kişilerin aşılanmasının da bir zorunluluk haline geldiğini vurguladı.

Tanık, ”Bu kişiler mutlaka aşılanmalıdır. Diğer Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında ülkemizin bu konuda yüksek aktivite gösteren bir ülke olduğunu biliyoruz. Hastalığı geçirenlerde, iyileşmenin akabinde zatürre gelişme riski de var. Halkımızı tekrar aşı olmaya davet ediyoruz” dedi.

Virüsün mutasyon geçirmiş haline karşı da eldeki en iyi silahın aşı olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Tanık, annelerin grip olsalar bile bebeklerinin bağışıklığını artırmak için piyasadaki koruyucu olduğu iddia edilen ek besinler yerine, emzirmeye devam etmeleri gerektiğini vurguladı.

Domuz gribinden çocukları korumaya yönelik okulların tatil edilmesi tartışmalarına da değinen Tanık, ”Okulların tatil edilmesinin, eğer çocuklar alışveriş merkezlerine, sinemalara gideceklerse, dershaneye gitmeye devam edeceklerse bir anlamı yok. Korunmanın yöntemi kalabalık ortamlardan uzak durmak olmalıdır’‘ diye konuştu.
 

Kurul üyelerinden İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Eraksoy da, son günlerde aşılama oranında artış olmasına rağmen yine de bunun yeterli seviyelere ulaşmadığını söyledi.

Eraksoy, piyasada satılan temizlik maddelerinden, yiyeceklere çeşitli korunma yöntemlerinin etkisine yönelik bir soru üzerine de ”Bu tür korunma yöntemlerinin aslında hiç konuşulmaması gerektiğini düşünüyoruz. Aşı, korunmak için en güvenli yoldur. Onun için alternatifleri çok da gündemde tutmayalım” dedi.