Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Samsun Sağlık Yüksekokulu tarafından yapılan bir araştırma, huzurevinde kalan yaşlıların stres ve depresyona karşı daha hassas olduklarını ortaya koydu.
OMÜ Samsun Sağlık Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İlknur Avcı, depresyonun yaşlı nüfusta görülen psikiyatrik bir bozukluk olduğunu, bu nedenle de huzurevinde kalan yaşlılarla ilgili çalışma gerçekleştirdiklerini söyledi.
Samsun Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde (Huzurevi) kalan yaşlılara yönelik çalışmada, burada kalanların stres ve depresyona karşı daha hassas olduklarını saptadıklarını belirten Yrd. Doç. Dr. Avcı, yaşlılığın önüne geçilmesi mümkün olmayan, biyolojik, kronolojik ve sosyal yönleri ile karmaşık bir süreç olduğunu vurguladı.
Yaşlılarda yaygınlığı yüksek bir bozukluk olan depresyonun sıklıkla kronik hastalıklarla birlikte görüldüğünü ve yaşam kalitesi üzerine olumsuz etkiye yol açtığını, bu nedenle de araştırmanın huzurevinde yaşayan yaşlıların bazı özellikleri ile depresyon riski arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapıldığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Avcı, şunları kaydetti:
”Huzurevinde kalan yaşlıların yüzde 62’si depresyon açısından risk taşımaktadır. Bu nedenle huzurevinde kalan yaşlılar için psikolojik danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinin iyileştirilmesi, depresyon taramalarının rutinleştirilmesi gerekmektedir. Yaşlılar için, öğrenim durumlarına göre ilgilerini uyandırabilecek ve katılımlarını sağlayabilecek sosyal aktiviteler düzenlenmelidir. Yaşlılara psikolojik destek sağlanmalı, çalışan sağlık görevlilerin eşliğinde yaşlılar için sağlık eğitimi ve stres yönetimi programları uygulanmalıdır.”
Huzurevine gelmeden önce eşiyle birlikte yaşayanların yüzde 53’nde çocukları ile yaşayanların ise yüzde 60’ında depresyon görülme olasılığının yüksek olduğunun saptandığını bildiren Yrd. Doç. Dr. Avcı, tek başına yaşayan yaşlılarda da yüzde 73 gibi depresyon görülme olasılığı bulunduğunu söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Avcı, toplumun yaşlandıkça öncelikleri ve gereksinimlerinin de değiştiğini, yaşlı nüfusta sağlık ve sosyal sorunların ön plana çıktığını belirtti.
Çalıştıkları huzurevinde kalanların yüzde 70’nin erkek, yüzde 30’un ise kadın olduğunu açıklayan Yrd. Doç. Dr. Avcı, herhangi bir sosyal güvencesi olanların yüzde 60’nda, sosyal güvencesi olmayanların ise yüzde 62.5’inde depresyon görülme olasılığının yüksek bulunduğunu ifade etti.