Zekanın 12 bileşeni
Zekâ, bilimin üzerinde en fazla durduğu ve bugüne dek en fazla tartışılan konuların başında geliyor. Tanımı hâlâ netleşmiş değil. Son günlerde İngiliz Tıp Araştırmaları Konseyi’nin Cambridge’deki Bilişsellik ve Beyin Bilimi Bölümü’nden bir ekip, tartışmaların belli bir çerçeve içinde yürütülmesi için, 20 yıllık deneyimlerine dayanarak zekâ kavramına yeni bir bakış açısı getirdiler. Bu amaçla beyindeki belli başlı merkezlerin işlevlerini baz alarak zekâyı12 bileşenine ayırdılar.
Tarih boyunca insanlar, zekâyı ölçmek için frenoloji* gibi bilim dışı yollar da dâhil çeşitli yöntemlerden yararlandılar, fakat hepsinin bir noktadan sonra yetersiz kaldığı, ölçüm yöntemlerinin bazı koşullarda hatalı sonuçlar verdiği anlaşıldı. Kesin ve net sonuçlar veren boy veya kilo ölçümlerinin tersine, zekânın da dürüstlük, tutarlılık, iyimserlik gibi mutlak bir ölçümü yoktur. Ancak bazı insanların diğerlerinden daha zeki olduğunu anlamak zor değildir; tıpkı şişman insanı zayıf insanlardan kolayca ayırt ettiğimiz gibi…
Son yıllarda fiziksel yetenekleri ölçen testler gibi artık bilişsel yetenek farklılıklarının saptanması için de testler de geliştirilmiş durumda.
Zekâ yeniden tanımlanıyor:
Zekâ 12 bileşenden oluşuyor!
1. Görsel-uzamsal kısa süreli bellek
2. Uzamsal kısa süreli bellek
3. Odaklanmış dikkat
4. Zihinsel evirip çevirme
5. Görsel-uzamsal kısa süreli bellek+strateji
6. Birleştirerek, bağ kurarak öğrenme
7. Tümdengelimli muhakeme
8. Görsel-uzamsal işleme
9. Görsel dikkat
10. Sözel muhakeme
11. Sözel kısa süreli bellek
12.Planlama
Halihâzırda zekâ nasıl ölçülüyor?
Şu anda kullanılmakta olan zekâ testlerinin pek çoğu farklı zihinsel işlevleri toplu olarak ölçer. En yaygın kullanılanı IQ testi (intelligence quotient-zekâ katsayısı) adı verilen testtir. Bu test, bugün Wechsler Yetişkin Zekâ Ölçeği’nden yararlanır. Bu testte algılama, kelime dağarcığı ve aritmetik gibi alanları kapsayan, 90 dakika süren testlerden alınan sonuçlar bir araya getirilerek nihai IQ değeri elde edilir
Zekânın bu şekilde ölçülen değerinin, iş ve okul performansı ile örtüştüğü gözleniyor. Bu nedenle IQ bir insanın ne kadar akıllı olduğu hakkında en azından genel bir fikir edinmemizi sağlıyor diyebiliriz.
Zekâyı parçalara ayırma
Orijinal Wechsler testinin 1955 yılında basılmasından bu yana, sistematik olarak zekâyı bileşenlerine ayırma girişimlerine sık sık rastlıyoruz. Bunun nedeni, birbirinden bağımsız bilişsel yeteneklerin bir araya getirilmesiyle elde edilen zekâ katsayısının mı, yoksa “genelleştirilmiş zekâ” denilen tek bir performans faktörünün mü zekâyı daha iyi temsil ettiği sorusuna yanıt bulmaktı.
Matematiksel yeteneğe sahip kişilerin, sayısal dizileri daha iyi akılda tutmak gibi işlerde de yetkin olduğunun anlaşılmasıyla genelleştirilmiş zekâ kavramı, doğdu. 1904 yılında psikolog Charles Spearman, çeşitli bilişsel işlevlerin Spearman Faktörü veya “g” olarak bilinen Genel Akıl Yeteneği’nin şemsiyesi altında toplanmış olduğunu ileri sürüyordu.
Genelleştirilmiş zekâ
Genelleştirilmiş zekâ konusundaki araştırmalar, bu kavramın, temel bilişsel performansın dışında kalan muhakeme stratejilerini kullanma yeteneğine dayandığına işaret ediyor. Örneğin, bir dizi rakamı akılda tutmaya dayanan kısa süreli bellek testlerinde, zeki insanlar numaraları 2,4,6 veya 5,7,9 gibi birbiri ile bağlantılı alt gruplara ayırma eğilimindedir. Bu tür stratejiler kısa süreli belleğin boyutunu genişletmek gibi bir amaç taşımazlar; fakat belleğin içeriğinin daha verimli bir şekilde düzenlemesinin yolunu açar.
Benzer bir muhakeme, görsel-uzamsal (visuospatial) bellek için de geçerlidir. Bu bellek, geçici olarak nesneler ve mekânlar ile ilgili bilginin depolanmasına ve işlemden geçirilmesine yarar. Örneğin, uzun bir diziyi alt gruplara bölmek (chunking: Bilgiyi daha iyi bilinen alt gruplar halinde organize etmek) satranç oyuncularının 100.000 konfigürasyonu ezberleyebilmesini sağlar ve her bir hamleyi uzman olmayanlara göre daha iyi aklında tutabilmesinin yolunu açar.
Spearman’dan bir yüzyıl sonra bile genelleştirilmiş zekâ üzerinde tartışmalar sonuçlanmış değil. Bu arada bazı psikologlar, ısrarla farklı zihinsel işlevleri yürütme yetenekleri arasında bir korelasyonun bulunmadığını ileri sürüyor.
20 yıllık araştırmaya dayanan test çözümleri
Şimdi İngiltere Cambridge’deki Tıp Araştırmaları Konseyi’nin Bilişsellik ve Beyin Bilimleri Bölümü’nden bir ekip 20 yıllık araştırmalarından elde ettikleri sonuçlara dayanarak, zekânın en az sayıda test ile nasıl ölçülebileceğini araştırıyorlar. Burada amaç, test sayısını olabildiğince az tutmak, ölçülen bilişsel yetenek sayısını en yüksek düzeye çıkartmak. Bu arada beynin anatomisini de göz önünde bulunduran bilim insanları serebral korteksin (Korteks kelimesi Latince “kabuk” kelimesinden gelir. Kalınlığı 2-6 mm arasındadır) belli başlı bölgeleri ile bu yetenekler arasında bir ilişki kurmaya çabalıyor. Beynin bu dış kabuğu yüksek zihinsel işlevlerden sorumludur. Belli başlı bölümleri frontal, temporal, oksipital, parietal ve serebellum bölümlerdir (Bknz: Şekil 1). Cambridge’li bilim insanlarına göre zekâyı oluşturan 12 yapı taşı şöyle.
1-Görsel-uzamsal kısa süreli bellek
Hiç tanımadığınız bir çevrede yolunuzu bulmaya çalışırken görsel-uzamsal belleğinizden yararlanırsınız. Zekânın bu bileşeni günlük olarak yaptığımız pek çok işte bize yol gösterir. Araba kullanırken, diğer sürücülerin izleyeceği yol hakkında tahminlerde bulunurken, arabayı nerede park ettiğinizi hatırlarken vb…
Bu, çevremizdeki nesnelerin konumları ile ilgili bilgiyi kısa süreli belleğe depolama ve ihtiyacımız olduğunda geri çağırma konusundaki yeteneğimiz ile ilgilidir. Bu yeteneğin ne denli önemli olduğu, buna sahip olmama durumunda yaşayacağımız kaosu düşündüğümüzde daha iyi anlaşılır. Atalarımız bu yetenekleri sayesinde yiyeceklerini depoladıkları yerleri, yaşadıkları mağarayı, bol meyve veren ağaçları unutmama başarısını göstermişlerdi.
İlgili beyin bölgesi: İnsanlar görsel-uzamsal kısa süreli bellekleri ile ilgili işlere kalkıştıklarında, gözlerin birkaç cm arkasındaki ventrolateral frontal korteks bölgesinin, özellikle de beynin sağ yarısının, beynin arka ve tepe bölgesindeki parietal lobun faaliyeti artar.
2- Uzamsal kısa süreli bellek
100 daireli bir apartmanın bir odasında, içi altın dolu bir kasanın saklanmış olduğunu ve sizin de bu kasanın peşinde olduğunuzu varsayın. En iyi strateji nedir?
Seçeneklerden biri hazineyi gelişigüzel bir şekilde aramaktır. Ancak bu strateji kısa süreli bellek üzerinde büyük bir yük oluşturur, çünkü ziyaret ettiğiniz her daireyi hatırlamak zorunda kalmak gerçekten çok zordur. Oysa doğru olanı aramayı bir düzen içinde yürütmektir; bir dairedeki odaları tümüyle aramadan diğerine geçmezsiniz; ayrıca bir kattaki daireleri bitirmeden başka katları aramazsınız. Bu şekilde bulunduğunuz yerin izini hiçbir zaman kaybetmezsiniz.
İlgili beyin bölgesi: Frontal lop bölgesi hasarlı kişiler, karmaşık ortamlarda belirli bir noktayı bulma konusunda büyük sıkıntı yaşarlar. Bu da frontal lobun belleğin düzenlenmesiyle ilgili olduğunu gösteriyor. Posterior parietal lop da frontal loba destektir.
3- Odaklanmış dikkat
Bir sözcüğü okuduğunuz zaman, sözcüğün otomatik olarak kafanızda tekrar edildiğini duyarsınız. Bu, öğrenilmiş veya öncelikli tepkiye bir örnektir. Bu öyle bir temel tepkidir ki baskılanması neredeyse olanaksızdır. Baskılamaya kalktığınızda, dikkat ve yoğunlaşma gerektirir. Bu ikisi de odaklanmış dikkatin temelini oluşturur.
Öğrenilmiş bir tepkiyi baskılama yeteneği Stroop Etkisi adı verilen test ile ölçülür. Tipik bir Stroop Testi’nde amaç refleksin yanıltılmasıdır. Örneğin “yeşil” sözcüğü kırmızı mürekkep ile yazılır. Testi çözmeye çalışan kişi bu durumda, sözcüğü okuyacağı yerde mürekkebin renginin adını söyler.
İlgili beyin bölgesi: Bu oldukça karmaşık bir süreçtir, dolayısıyla beynin aynı anda farklı bölgeleri devreye girer. Örneğin sağ frontal korteksi hasarlı kişilerin bu testi çözerken zorluk çektiği görülüyor.
4- Zihinde evirip çevirme
Yolunuzu bulmak için bir haritaya bakarken, gideceğiniz yönü daha anlamlı kılmak için fiziksel olarak kendi yörüngenizde döner misiniz, yoksa dönme işlemini zihninizde yapabilir misiniz? Zekânın bu bileşeni navigasyon ve nesneleri farklı açılardan görme yeteneği ile ilgilidir. Günlük yaşantımızda sıklıkla kullanmak zorunda kaldığımız bir yetenektir. Örneğin evimizin yolunu bulmak, tanıdık nesneleri alışılmadık pozisyonlarda tanımak gibi…
İlgili beyin bölgesi: Beynin arkasında ve tepesindeki superior parietal korteks bölgesi bu işlemle ilgilidir.
5- Görsel-uzamsal kısa süreli bellek+strateji
Bu yetenek yalnızca görsel-uzamsal kısa süreli belleği değil, hedefin peşine düşmek için stratejiler geliştirmeyi ve uygulayabilmeyi de gerektirir.
İlgili beyin bölgesi: Birinci bileşenle aynıdır. Ancak daha karmaşık bilgilerin depolanmasını ve bunlara ulaşmayı hızlandıran ve kısaltan stratejilerin geliştirilmesini gerektiren koşullarda, frontal lobun daha büyük bir bölgesi ve şakakların arkasındaki dorsolateral frontal korteks adı verilen parietal lop devreye girer.
6- Birleştirerek, bağ kurarak öğrenme
İnsanları ve telefon numaralarını eşleştirmek gibi her gün belleğimizdeki bilgiler arasında bağ kurarız. Bu işlem bellekteki iki unsurun birleştirilmesine dayandığı için psikologlar bu süreci bağ kurarak öğrenme olarak nitelendiriyor. Kısaca bu yetenek birbiriyle ilgili kavramlar arasında bağ kurmayı sağlar.
İlgili beyin bölgesi: Eşleştirme beyinde iki ağı harekete geçirir. Parietal lop uzamsal bilgiyi işleme sokarken, temporal lobların dış kısımları nesnelerin anımsanması ve kavranması ile ilgilidir.
7- Dedüktif (Tümdengelimli) muhakeme
Bir dizi şekil arasında farklı olanın tespiti klasik bir muhakeme testidir. En basitinden 5 dairenin yanına kare geldiği zaman yanıt basittir. Ancak şekillerdeki çeşitlilik arttıkça, farklı olanı bulmak için aynı anda bilginin farklı yönlerinin değerlendirilmesi gerekebilir. Bu işleme tümdengelimli muhakeme adı verilir.
İlgili beyin bölgesi: Bu yeteneği ölçen testler frontal lobların arka ve dış yüzeyinde kendine özgü bir hareketlilik şekli oluşturur. Son yapılan araştırmalara göre bu bölgeleri hasar gören insanların farklılığı bulma konusunda çok büyük zorluk çektiği gözlenmiş.
8- Görsel-uzamsal işleme
Atalarımız hayatta kalma başarılarını, karmaşık bir çevrede önemli bir şekli saptama yeteneklerine borçludur. Bir aslanın uzun otlar arasında size yavaşça yaklaştığını veya bir dalın üzerinde dolgun bir meyvenin sallanmakta olduğunu varsayın. Bu süreçte zekânızın görsel-uzamsal işleme yeteneğini kullanırsınız. Bu yetenek günümüzde de çok yararlıdır. Örneğin yanmakta olan bir evde olduğunuzu ve kapıyı açıp kaçmak için anahtarınızı bulmak zorunda kaldığınızı varsayın. Bir taraftan alevler yaklaşmakta, siz ise diğer anahtarların arasında doğru anahtarı bulmaya çalışmaktasınız. İşte sizi kurtaracak olan bu yeteneğinizdir.
İlgili beyin bölgesi: Parietal korteks ve beynin arkasındaki oksipital lobdaki yüksek görsel bölgeler bu işlemlerden sorumludur.
9- Görsel dikkat
“RESİMLER ARASINDAKİ FARKI BULUN” tarzı bulmacalara gazete ve dergilerde sıklıkla rastlarız. En genel şekliyle, aynı görüntünün çok az farklı iki versiyonu yan yana konur ve sizden aradaki farkları bulmanız istenir. Bu, karmaşık görüntüler üzerine dikkatinizi yoğunlaştırmanızı gerektiren algısal bir iştir.
İlgili beyin bölgesi: Beynin arkasındaki ve en altındaki görsel bölgeler bu işlerden sorumludur.
10- Sözel muhakeme
Size A’nın B’den büyük ve C’nin A’dan büyük olduğu söylenirse, sözel muhakemeniz size C’nin B’den büyük olduğunu söyler. Bu yetenek 1968 yılında Alan Baddeley tarafından geliştirilen Gramer Muhakeme Testi yardımı ile ölçülür.
İlgili beyin bölgesi: Muhakeme gerektiren işler dorsolateral frontal korteksi harekete geçirir. Bu bölge frontal lobun dış yüzeyi üzerindedir.
11- Sözel kısa süreli bellek
Telefon ederken aklınızda yeni bir numara tuttuğunuz zaman bu yeteneğinizden yararlanırsınız. Bir miktar sözel bilgiyi, gerektiği sürece belleğinizde tutmaya yarayan bu yetenek, avukatların, bürokratların ve elektronik eşya üreticilerinin kullanmaktan hoşlandıkları jargondan anlam çıkartmanıza da yardımcı olur.
İlgili beyin bölgesi: Frontal korteksin özellikle sol yarıküresindeki ventrolateral bölgesi sorumludur. Ventrolateral frontal korteks, kısa süreli anıların kaydedilmesinde ve lazım olduğu zaman da geri çağrılmasınd kritik bir rol oynar.
12- Planlama
Pek çok eylem doğru sıra ve düzen içinde yapılmalıdır. Pasta yapmak için önce içine koyacaklarınızı satın almalısınız; alışverişe çıkarken cüzdanınızda para olup olmadığını kontrol etmelisiniz; duvarları boyamadan önce delikleri kapatmalısınız.
Planlama yaparken son derece karmaşık bir bilişsel süreç işbaşındadır. İlk önce hedefin başlangıç ve sonuç noktaları ile ilgili bir düzenleme yaparsınız. Daha sonra bu iki noktayı birleştirmek için en uygun yolu bulup, olasılık hesaplarını yaparsınız. Bilişsel planlama insanları hayvanlardan ayıran son derece gelişmiş bir yetenektir; hayvanların çok azının gerçek planlama yaptıklarına ilişkin belge mevcuttur.
İlgili beyin bölgesi: Frontal lop planlama için en önemli bölgedir. 1930’lu yıllarda nöroşirurjist Wilder Penfield, kızkardeşinin frontal lobundaki bir tümörü çıkarttı. Bu, kadının davranışlarında çok büyük farklılıklara yol açtı. Örneğin bazı yemekleri pişirmekle birlikte, tam bir öğünü planlayamıyordu. Son yıllarda beyin taramaları, planlamanın beynin çeşitli bölgeleri arasında sağlam bir ağ olması gerektirdiğini gösteriyor. Bu bölgelerin başında beynin tepe ve ortasındaki ilave motor alanı, posterior parietal bölgeler ve beyincik geliyor.
Kaynak: New Scientist, 30 Ekim 2010
*Frenoloji: 1810’da Gall tarafından ortaya atılan teori. Buna göre, insanların zihinsel yeteneklerinin beynin belirli bölgelerinde toplandığı ve kafatasının buna göre biçimlendiği, dolayısıyla kafatasının bu merkezleri örten kısımları da ona göre şekillendiği ileri sürülmektedir. Bu bölgelerin incelenmesiyle bir kişinin yeteneklerinin belirlenebileceği kabul edilmektedir.