JULİE&JULİA….
Film, birbirinden elli seneden fazla zamanda ayrı olarak, iki bireyin hemen hemen benzer koşullar içinde zorlukların nasıl hakkından gelerek, başarıya ulaştıklarını sergilemektedir.
Filmin birinci kahramanı, gelmiş-geçmiş büyük şeflerden Julia Child olarak sunulmaktadır.
İkinci Dünya Savaşı bitmiş, Paul (Stanley Tucci) ve Julia Child (Meryl Streep) çifti 1948 Fransa’sının, Paris’indedirler. Paul, Amerikan Konsolosluğuna atanmış ve çalışmaya başlamıştır. Eşi Julia ise dilini bilmediği bir memlekette etrafında ilgisini çekecek bir uğraşı bulamamaktadır. Julia o zamana kadar meslek sahibi olmamış, bütün yaşamını kocasına odaklamış, çocuk sahibi olmak istemesine rağmen de annelik zevkini yaşayamamıştır. Paul ve Julia birbirlerini çok sevmektedirler.
Filmin ikinci kahramanı ise Julie Powell (Amy Adams) olarak sergilenmektedir.
Julie ufak bir kasabada kocası Eric (Chris Messina) ile mütevazı bir yaşamı sürdürürken, eşinin New York’un en ünlü dergilerinden birine editör olarak atanması ile 2002 yılının “Büyük Elma” sına göç etmiştir (Amerikalılar, New York’a Büyük Elma takma adını vermişlerdir). Pizzacı’nın üstündeki çok küçük dairelerinde ite-kaka-sıkışık bir şekilde idare etmektedirler. Julie geçirdikleri senede olan uçak kaçırma ve Dünya Ticaret Merkezi’nin uğradığı terörist hücumundan sonra mağdur olanların sağlık, sigorta ve yasal gereksinimlerini gözden geçiren bir acentada çalışmakta ama yarı kalan kitabını bastıramamanın-yayınlayamamanın kaygısını sürdürmektedir. Paralel hikayedeki Paul ve Julia gibi, Eric ve Julie’de birbirlerini çok sevmektedirler.
Julia bir zaman değişik konularda ders almaya bile yönelir. Bununla beraber hepsinden sıkılır; boş kalmadan dolayı mutlu değildir. Bir şeyler yapmak, üretmek, kocasının da, konsolosluk çevresinin de kendisiyle iftihar etmesini umutlamaktadır. Oradaki birkaç Amerikalı arkadaşının da önerisiyle yemek yapma-pişirme-kotarma derslerine başlar. Birden aradığını bulduğunu izler. O zamana kadar “bir yumurta bile pişirme” konusuna odaklanmamış olan Julia, düşe-kalka işlere girişir ve başarılı olmaya yönelir.
Bu tarafta Julie’de, New York’ta kendini çok boş hissetmektedir. Taşınmaları esnasında teyzesinin kütüphanesinden ödünç olarak aldığı ve Julia Child tarafından yazılan meşhur yemek kitabına bir göz atar. Hoşuna gitmiştir ve İnternet’te hemen bir “blog” açar ve yemek yapım bilgilerini yayınlamaya girişir. Umulmadık bir şekilde popüler olmaya başlar. Bunun üzerine “Julia & Julie Projesi” isimli bir uğraşıda, kitaptaki 500 küsur tarife verilmiş yemeği bir seneye kadar, 365 gün içinde evde pişirmeye yönelir.
Paris’te, Julia yaptığı yemek tarifelerinin kitap halinde bastırma girişimleri arka arkaya düş kırıklığına uğratır. Basım-yayın evleri her seferinde bir yanlış bulmada ve şurasını-burasını düzeltirse basıp yayınlayabileceklerini bildirmektedirler. Mamafih, Julia hiç sendelememekte ve bilhassa kocasının büyük desteğiyle atılımlarına devam etmektedir.
New York’ta ise, Julie, aynı zorluklardan geçmekte, zaten dar ve ilkel olan mutfaklarında çok defa dökerek-saçarak-yakarak-kavurarak başarısızlıkları ardı-ardına yaşamakta ama o da bilhassa kocasının desteğiyle cesaretini kaybetmemektedir.
Bu arada, birazda politik olarak, Paul yine Fransa’da kalmasına rağmen Paris’ten Marsilya’ya tayin olunur. Bu, Julia için diğer bir gerileme kaynağı olur. Zaten, güç-bela alıştığı Paris’ten ayrılmak zor gelmektedir. Bu arada kitabı bir kere daha reddedilir. Bunun üzerine kocası, o zaman daha yeni yeni popüler olan televizyon’da şov’a çıkmasını önerir. Julia önce kabul etmezse de, çıkar ve programı çok tutulur.
Bütün zorluklara rağmen, Julie, New York’ta artık senenin sonuna gelmektedir. İnternet’teki blog’u almış-yürümüş, şimdi değişik dergiler kendisiyle söyleşi için sıraya girmeye başlamışlardır.
Nihayet Marsilya’da iken, Julia, bir basım-yayın evinden, paralel hikayede Julie’nin elindeki rehber kitabının kabul edildiğine dair haber alır. O da, kocası da, sevinçlerinden havalara zıplamaktadırlar.
New York’ta Julie’de, son yemek tarifini kendine tanıdığı bir senelik zaman zarfında bitirmiş, başarısını kocası ve arkadaşları ile kutlamaktadır. Onun da konu üzerine yazdığı kitap kabul edilmiştir.
Filmin terapide kullanımı:
İçimizde neye meyilli olduğumuzu her zaman pek anlayamayız. Bazıları, küçük yaşlardan yeteneklerini keşfedip, olasılıklarında müsaade ettiği şekilde, hangi dallarda kuvvetli iseler o alanlarda erken başarılı olurlar. Bazıları da, içlerindeki yetenekleri ileri yaşlarda tesadüfler sayesinde öğrenir ve yine olasalıkların kolaylık açılımları müsaadesinde sevdikleri alanlarda gelişebilir ve ilerleyebilirler. Hem Julia’nın ve hem de Julie’nin içlerinde sevdiklerini hakikat haline dönüştürmelerinde öyle varlıklı veya zengin olmaları yol göstermemiştir. Bilakis, her ikisi de kocalarının mütevazı maaşlarında bu güzel düşlerini hakikat haline onların desteği ve kendi atılımlarının devamı sonucunda dönüştürmüşlerdir.
Yaptığımız olumlu ve yapıcı işler, çok seneler sonra, ummadık bir zaman ve yerde, başkasına model olarak o kişinin veya kişilerin yaşamlarında başarı göstermesinde rol oynayabilir. Julia’nın o kadar zaman içinde devamlı reddedilmesinden yılmayıp, eninde-sonunda kitabını basıp-yayınlaması, yarım asır kadar bir zaman sonra Julie’nin kitap yazarını model olarak almasına ve kendi yolunda başarıya yönelmesine sebep olmuştur.
Evlilikte, eşlerin birbirine yardımcı olarak onları arzuladıkları başarı düzeyine gelmede rol oynamaları çok mühimdir. Paul’ün de, Eric’in de işlerinin yoğunluğuna rağmen bencilliğe veya klasik erkek stereotipine kaçmadan hanımlarına yapmış oldukları yardım, onları desteklemeleri, cesaret vermeleri bu filmde dikkatle izlenmesi gereken durumlardan biridir. Gönül, bütün kocaların bu şekilde “hakiki maço” olmalarını diler.
Filme, komedi düzeyinde karşılıklı Fransız-Amerikan iğnelemeleri de renk katmaktadır. Fransızların, Amerikalıları klas ve zevkten uzak görmeleri ve Amerikalıların, Fransızların aksine, davete erken bile gelmeleri komik bir şekilde sergilenmiştir. Ailece görüldüğünde keyif alınacak bu filmin kaçırılmaması önerilir
Dr. FUAT ULUS