İstanbul– 15 Mayıs 1919… Dava arkadaşlarıyla Samsun’a gidecek olan paşa, yolculuğun arifesinde Beşiktaş’ta silahlı saldırıya uğrar. Suikastı yapan MI6 casusu Mustafa Sagir olay yerinde öldürülür, yaralanan paşadan bir daha haber alınamaz. 2010 sonbaharı, Osmanlı başkenti İstanbul… Ruhu yaralı gazeteci Latife, Büyükada’ya gelir. 

Amacı, 15 yıl önce öldüğüne inanılan dünyaca ünlü pop yıldızı Atilla’yı bulmaktır. Atilla onu gördüğünde mağarasının duvarlarının artık kendisini koruyamayacağını anlar. Çünkü kadın yıllar önce ölen hayatının aşkı Fikriye’ye benzemektedir. Kendisine “dünyanın son romantiği” diyen ölümün ve 68 yıl önce Selanik’te yazılmış mektupların ortaya çıkması-yla her şey daha da gizemli bir hal alır. Şu dünyada kim ölümden daha romantik olabilir? 
 

Tuna Kiremitçi

Tuna Kiremitçi, 1973 yılında Eskişehir’de doğdu. Galatasaray Lisesi’ni bitirdi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde sinema eğitimi gördü. Kiremitçi yazmaya lise yıllarında şiirle başladı. İlk kitabı Ayabakanlar (1994) ile Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü’nü kazandı. 1997’de Bosnalı şair İzzet Sarayliç’le “Erguvan Balkan Şiir Ödülü”nü paylaşan Kiremitçi’nin ikinci şiir kitabı Akademi 1998’de çıktı. 2003’te şiirlerini ve şarkı sözlerini Bazı Şiirler Bazı Şarkılar adıyla derledi.

Kiremitçi’nin ilk romanı Git Kendini Çok Sevdirmeden (2002) yılın önemli edebiyat olaylarından biri kabul edildi. Bu İşte Bir Yalnızlık Var (2003), Yolda Üç Kişi (2005), Dualar Kalıcıdır (2007) ve Küçüğe Bir Dondurma (2009) adlı romanları da büyük ilgi gördü. Genellikle sıradan insanların trajedilerini, günümüz kadın-erkek ilişkilerinin açmazlarını ve yaşlanmanın melankolisini hüzünlü ve yer yer gülümseten bir anlatımla işlediği romanları, Prof. Gürsel Aytaç tarafından “romantik ironi” örnekleri olarak değerlendirildi (Hürriyet Gösteri, Temmuz-Ağustos 2005) ve sekiz dile çevrildi.