Peter Pan Sendromu (Peter Pan Kompleksi)
Peter Pan sendromu, olgun oldukları halde çocukmuş gibi davranan bireylerde görülen davranış bozukluklarıdır. Büyümeyi reddeden öykü ve film kahramanı Peter Pan’dan hareketle 1980’li yıllarda Peter Pan Sendromu olarak adlandırılmıştır. Bu durum , şu anda aslında ne bir psikolojik bozukluk ,ne de bir hastalık konumundadır.
Tıp literatürüne tam olarak geçmemiş olup annelerine bağlı erkeklere has olarak görülse de her cinsiyetten insanlar bu sendromun mağduru olabilir. Özellikle de Batı toplumlarında duygusal olarak olgunlaşamayan , bir türlü büyüyemeyen , yetişkinlere özgü sorumlulukları alamayan,40 lı yaşlara gelirken hatta geçtikten sonra bile çocuk gibi giyinmekte ısrar edenlerin sayısının gittikçe artıyor olması , bu yönde bir sorunu beraberinde getirebilir.
Bu kişiler hayatla yüzleşmekten, sorumluluk almaktan korktukları gibi toplumdan da kendilerini soyutlarlar. Çocukluk hali, çoğu zaman eğlenceli olsa da hayatlarını sorgulamaya başlayıp önemli kararlar vermeleri gerektiğinde kendilerini kararsız, yalnız hissederler.
- İlk defa 1983 yılında, psikanalist Dan Kiley tarafından ortaya atılan bu sendrom: Sosyal görevlerin, sorumlulukların başlamasıyla ortaya çıkıyor ve sıklıkla yaşları 25 ila 40 arasında değişen erkeklerde görülüyor.
- Peter Pan Sendromundan muzdarip kişiler yaşlanmayı; dolayısıyla zamanı durdurmak isteyen, sorumluluklarıyla başları dertte olan çocuk-yetişkinlerden oluşuyor.
- Hayatlarını Peter Pan gibi Varolmayan Ülke’yi arayarak geçiren bu kişiler evlilik, ev ya da çocuk sahibi olma gibi sorumluluklarından kaçmanın yollarını arıyor.
- Hayatlarını daha rahat, olumlu, sorumluluklardan kaçarak ve kaygısız sürdürmek için de ailelerinin evlerinde yaşamayı tercih ediyorlar.
Sosyolog Frank Furedi’nin; “Toplumda yetişkinlik dönemine geçmeyi reddeden ve kaybolan birçok erkek ve kadın var” sözleri, Peter Pan sendromunun etkisini git gide artırdığının kanıtı.
- Prof. Humbles Ortega’nın yaptığı klinik araştırmalara göre, Peter Pan Sendromunu ortaya çıkaran en önemli etken, ebeveynlerin aşırı korumacı olması.
- Bu kişiler çocuklarında, sorumluluk almayı ve problem çözmeyi öğrenemedikleri için, yetişkinler dünyasını içinden çıkılmaz bir kaos gibi algılama eğiliminde oluyorlar.
Yetişkinlerin dünyasının sorunlarını ve sorumluluklarını son derece korkutucu bulurlar.
- Peter Pan Sendromu esasen ‘bumerang nesli’ olarak adlandırılan, büyümenin evrelerini tamamlayamamış kişileri etkiliyor.
Yuvadan bir türlü uçamayan bu kişiler büyümenin beş adımı olarak gösterilen “okulu bitirmek”, “evden ayrılmak”, “para kazanmak”, “evlenmek” ve “çocuk sahibi olmak” gibi aşamaları tamamlayamadan devam ediyorlar hayatlarına.
- Peki, bu “bumerang nesli” önceki jenerasyona oranla yetişkinliğe neden daha geç adım atıyor?
Bu konuda yapılan araştırmaların büyük bir bölümü değişen ekonomik şartları işaret ediyor. Öyle ki Ekonomist Ian Bright, gençlerin ‘anne-baba bankasına’ başvurmasının daha yaygın olduğunu söylüyor ve ekliyor; “İnsanlar kriz zamanlarında da ailelerine ve arkadaşlarına koşuyorlar.
- Konuyla ilgili yapılan bir ankete katılan 12 ülke arasında Türkiye ‘bumerang nesli’ olarak tanımlanan finansal zorluklar nedeniyle aile ya da arkadaşıyla yaşamaya başlayanların oranının en yüksek olduğu ülke.
Üstelik bu ankete katılan Türklerin yüzde 56’sı ev sahibi olmanın on yıl öncesine göre daha zor olduğunu düşünüyor ve katılımcıların yüzde 63’ü gençlerin ev sahibi olamayacağı endişesini taşıyor.
- Çocuk-yetişkinlerin sayısının git gide artmasının bir diğer nedeniyse tüm dünyada artan işsizlik.
Ancak salt ekonomik nedenler bu hızlı tırmanışı açıklamaya yetmiyor.
- “Artık ebeveynlerin, sorunlar karşısında çocuklarından önce davranıp bu sorunları çözmeye başlamasından dolayı gençler kendi kendine bir şeyler yapmayı unutmuş durumdalar.
Haliyle çocuklarının bir çeşit bakıcısı haline gelen anne babaların sağladığı konfordan vazgeçmek yeni nesil için pek kolay değil! Yorgun argın işten eve geldiğinde yemeğinin hazır, eşyalarının temiz ve ütülü olduğunu görmeyi kim istemez?”
- Hal böyleyken iş bulamayıp eve geri dönen gençler, ebeveynleri tarafından maddi olarak desteklendiğinden, iş arama motivasyonlarını kaybettikleri de bir gerçek.
- Ebeveynleriyle bu kadar bağımlı bir ilişki geliştiren kişilere, dış dünyanın tehlikelerle dolu korkunç bir yer olarak görünmesi hiç de şaşırtıcı değil.
- Uzmanlara göre aileyle yaşamak yaratıcılığı, bağımsızlığı, özgürlüğü, keşfetme duygusunu öldürmekle eş değer.
Öyle ki ailesinden ayrı bir yaşamı tercih edenlere ‘Neden ailenizle yaşamak istemiyorsunuz?’ sorusu sorulduğunda hiç düşünmeden kuşak çatışmaları, özgürlük alanının kısıtlanması, farklılaşma ve yabancılaşma gibi nedenleri art arda sıralıyorlar.
- Peter Pan bireyler “özgür ruhlu” insanların köşe bucak kaçtığı sorunları, sorun olarak görmüyorlar.
Mahremiyetin yok denecek kadar az olması; “Nereye gidiyorsun? Kaçta geleceksin? Kimle buluşuyorsun? Neden bizle zaman geçirmiyorsun?” gibi sorular Peter Pan’lar için dert değil.
- Dan Kiley, ‘koca bebek’ olarak adlandırdığı bu kişileri eğlenceli, çekici, çok büyük bir sıklıkla da başarılı olarak nitelendirse de ilişki içinde karşısındakini düş kırıklığına uğratacağını söyleyor.
“Bu sendroma yakalananlar duygusal açıdan olgun değildir, aşk ya da sorumlulukla başı derttedir ve ilişkileri her an krize doğru gidebilir.”
- Bu erkeklerin çoğu, kendilerinde olmayan özelliklere sahip kadınlarla ilişki kurarlar.
Güçlü, sorumluluk sahibi, ciddi, empati yeteneği gelişmiş yani karşısındakinin duygularını anlayabilen kadınlardır bunlar.
- Peter Pan sendromundan muzdarip erkeklerle birlikte olan kadınlar, sahiplenici bir yapıya sahiptirler, nitekim bir süre sonra, ilişkide anne kimliğine bürünmeleri kaçınılmaz olur.
İlişki böylelikle heyecanını yitirmeye ve rutin bir hale geçmeye başlar. Sıkıcılıktan kaçmak için, yalanların, uzaklaşmaların ve kaçamakların kapısını aralamaya başlar ve haliyle bu beraberinde krizi getirir.
- Peter Pan Sendromu yaşayan erkeklerin, bu durumu değiştirmek için ciddi bir yüzleşme ve kendini geliştirme çalışması yapması gerekiyor.
Çalışmada başarı, değişimi kendisinin istemesine bağlıdır. Onu değişime zorlamak, çoğu kez yarar sağlamaz. Haliyle kadınların da bu sendromu yakından tanımaları önemlidir.
- Peter Pan erkeklerle ilişki kuran kadınların unutmamaları gereken en önemli şey, ciddi bir ilişkinin ancak, olgun, sorumluluk sahibi, duygularını ve düşüncelerini dengeli biçimde ifade edebilen iki insan arasında kurulacağı gerçeğidir.