Ruhsal travma, birey için beklenmedik nitelikte, kişinin varlığını, bedensel, ruhsal ve sosyal bütünlüğünü tehlikeye sokacak şiddette stres verici yaşam olaylarının yarattığı etki ve tepkiler bütünlüğü olarak tanımlanabilir. Genel olarak tacizler, istismarlar, şiddet olayları, afetler, savaş, esaret vb. durumlar, ağır kazalar ve kayıplar ruhsal travmanın etkenleri arasında en sık tanımlananlardır. |
Ruhsal travma tanımında önceleri, travmatik olarak nitelendirilebilecek olayların hemen herkes tarafından yaşanmayacak nitelikte ve şiddette olması, sıradışı bir durum olması gerektiği ileri sürülmekteydi. Tecrübeler, bir yaşam olayının ruhsal travma yaratmasında bireysel özelliklerin de önem taşıdığını gösterdi. Örneğin: Aynı deprem felaketini yaşayan hemen herkeste deprem sonrası bir takım tepkiler benzer tarzda ortaya çıkmakla birlikte, ancak bazı kişilerde bu tepkilerin bir hastalık tablosu halinde daha uzun süreli devam ettiği görülmektedir. Bunun yanısıra hastalık süreci halinde devam eden ruhsal tepkilerin, travmatik olayda yaşananların ve kayıpların şiddeti ile her zaman doğru orantılı olmadığı da bilinmektedir. |
Zorlu koşulllar, travmatik olarak nitelendirilebilecek olaylar bireylerde tehdit algısına neden olur. Bu tehdit algısı da korku, kaygı gibi sıfatlarla adlandırılan bazı belirtiler ortaya çıkarabilir. Bunlar tehlike karşısında savaşmaya ya da kaçmaya hazırlanan canlıların gösterdiği tepkilerdir. Bu tepkilere, tedirginlik, gerginlik, kötü bir şey olacak hissi, artmış uyanıklılık hali, hızlı reaksiyon gösterme, en ufak belirtiyi bile kötüye yorma örnek gösterilebilir. Bu gibi tepkiler, olay yeni ve tazeyken, olayın tekrarlama riski gerçekten varsa, olayın tehlikesi ile doğru orantılı ise bir dereceye kadar normal kabul edilmektedir. Hatta tehlikenin henüz geçmediği durumlarda koruyucu da olabilirler. Deprem sonrası yıkıntılara girerken tedirgin ve dikkatli olmak, artçı sarsıntılar devam ediyorsa kişinin hayatını koruması için yardımcıdır. Savaş alanında korku askerin kendisini emniyete alması için önemli bir duygusal uyarıdır. |
Tehlike karşısında ortaya çıkan ruhsal tepkiler, tehlikenin geçmesine rağmen bazı kişilerde daha kalıcı seyredebilir. Başka sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir ve bireyin yaşam kalitesini bozabilir. Bu gibi durumlarda tıbbi yardım almamak, sorunları yok saymak giderek tepkilerin pekişmesine, kalıcı bir hâl almasına neden olabilir. Başta aile olmak üzere sosyal ilişkilerini bozar, iş verimini azaltır, yaşamı çekilmez hâle getirebilir. |
“İnsan”ın zorlu koşullardan, travmatik yaşantılardan, üzücü durumlardan etkilenmesi, yıpranması doğaldır. Bazı kişilerde bu etkilenmenin diğerlerine göre biraz daha fazla olması da doğaldır. Bu bir zayıflık işareti değildir. Ağırlık kaldırma kapasiteniz kas gücünüzle ilişkili olabilir ancak herhangi bir durum karşısında gösterdiğiniz ruhsal tepkiler “güçlülük veya zayıflıkla” ilişkilendirilmemelidir. Bu konuda yanlış tanımlamalar ihtiyacı olan bireylerin doğru zamanda yardım arayışını ketlemekten başka hiç bir işe yaramamaktadır. |
Travma psikiyatrisi, özellikle son 50 yıl içerisinde savaşlar ve doğal afetlerle çerçevesi daha iyi çizilen bir takım ruhsal sorunlarla ilgilenen bir klinik psikiyatri alanıdır. Travmatik yaşantılar ve bunlara bağlı ruhsal sorunlar günümüzde başarıyla tedavi edilebilen rahatsızlıklardır. |
Bütün bunlar veya birkaçı sizin, arkadaşınızın veya yakınınızın zorlu koşullar karşısında ruhsal olarak başetmede zorlandığını düşündürebilecek belirtilerdir. Kendi kendinize teşhis ve tedavi uygulamaya kalkışmayınız. Durumu değerlendirmek üzere, bir psikiyatri uzmanından mutlaka yardım alınız. |