Bir Psikiyatristin Günlüğü

Psych-Istanbul, Cinema-Philia, Tiyatroseverler ve Hayata Dair Ayrıntılar…

Türkiye’nin alanlarında en başarılı sayılan doktorlarını, yine aynı uzmanlığa sahip doktorlar seçti. Ankete 20 ilden 467 hekim katıldı. Toplam 32 branşın en iyi isimlerini oylayan uzmanlar, hizmetleriyle öne çıkmış beş hastaneyi de belirledi Türkiye genelinde 20 ilde, tıpta 32 uzmanlık alanında 467 doktorla bir anket çalışması yürüttük. Türkiye’deki 26 tıp fakültesi ve çevresinde yaptığımız çalışma ile her branşta en iyi doktorlar ve hastaneleri belirlemeye çalıştık. Anket çalışmasıyla, bire bir görüştüğümüz her doktora kendi alanlarının ‘en iyi’lerini sorduk. Yüzyüze görüşülen her doktora, ‘Sizce kendi alanınızda Türkiye’nin en iyi beş doktoru kimdir’ ve ‘Sizce kendi alanınızda Türkiye’nin en iyi beş hastanesi ya da sağlık merkezi neresidir’ dedik. Radikal gazetesi olarak bu çalışmayı yürütürken, bilim kuruluşu veya tıp alanında yetkin bir kurum olmadığımızı göz önünde bulundurarak, kendi alanlarında bilimselliğine güvendiğimiz bilim adamlarına ya da çalışmalarıyla kendini kanıtlamış doktorların görüşüne başvurduk. Bazı doktorlar, yapılan bu çalışmaya bilimsel açıdan karşı çıktı. Ancak sorularımız genel olarak bu tür bir çalışma için olumlu karşılandı. Anket çalışması sonucunda, tıpta 32 uzmanlık alanında en çok oyu alan beş doktor ve hastaneyi belirledik. Bunu yaparken de, doktorların her alanda kimin bilimsel çalışmalarında iyi olduğunu belirleyebileceğ ine güvendik. Ayrıca, ankete katılan doktorların adları Radikal’de saklı olmak kaydıyla bu çalışmayı yürüttük ve sonuçlandırdık. Dizi boyunca her gün sizlere dört ayrı branşın tanıtımını yapacağız. Yani, her uzmanlık alanının bedenimizin hangi bölgesiyle ilgilendiğini, hangi hastalıkları tedavi ettiğini, alt branşlarını anlatağız. Bunun yanında, her alanında kaç doktorun anket çalışmasına katıldığını ve çıkan sonuçlara göre sıralamaya giren beş doktorun ve hastanenin ya da sağlık merkezinin adlarını sayfamızda okuma olanağını bulacaksınız. Anketimizi Türkiye genelinde yürüten Doğan Haber Ajansı muhabirlerine de ayrıca teşekkür ediyoruz. Sağlıklı günler dileğiyle… okumaya devam edin…

Suyun beden sağlığı için önemli olduğunu belirten uzmanlar, günde en az 2 litre su içilmesi gerektiğini söylüyorlar. Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uzman Dr. Ayfer Aydın, pek çok insanın suyu ihmal ettiğini, bunun da enerji seviyesini ve vücudun yaşamını sürdürme yeteneğini azalttığını belirterek Bitki çayları veya sebze suları da bu miktara dahil olabilir; ancak alkol, siyah çay, kahve ve meşrubatlar, asitli içecekler sıvı olmalarına karşın asla su içmek gibi algılanmamalıdır dedi. Ayfer Aydın, “Su, vücut ısısını düzenler, beyin, omurilik gibi hayati organlar için bir dengeleyici olarak çalışır, eklemlerimizin daha etkin hareket edebilmesi için adeta yağ görevi görür diye konuştu.

Günde 8-10 kez idrara çıkmanın ideal miktarda su içildiğinin göstergesi olduğunu dile getiren Aydın, susuzluğun konsantrasyon bozukluğu, depresif ruh hali, baş ağrıları ve diğer organ ağrılarına neden olabileceğini söyledi.

On yıl kadar önceydi, kızım beni bir doktora götürdü, yaşlanıyorum ya.. Muayenehaneye girdiğimizde ilk şikâyeti şu oldu: “Doktor bey, annem her gün çikolata yer… Ne olur bir şeyler söyleyin..” Adamcağız “Aman, hemen keselim” dedi. Doktorun yasağına, yemin ederim, birkaç yıl uydum. Sonra bir yerde okudum, sağlığa zararlı değil ve o gece perhizi bozdum.

Çikolatanın öyküsü MÖ 1500 yıllarında Yücetan Yarımadası’nda yaşayan Olmekler ile başlıyor. İlk onların kitaplarında ‘Kakao’ ismine rastlanıyor. Sonraları MÖ 400’den itibaren Mayalara geçiş dönemi var bu bölgede, kakao ismi artık kalmıyor, kaynar su üzerinde pişirilen meşrubata ‘Çikolata’ diyorlar ve gökten inmiş bir hediye olduğuna inanıyorlar.

Âdettir, yeni bir yere taşınana veya mülk sahibi olana ev hediyesi götürülür. Ben bu geleneği çok severim. Yaratıcı olmak isterim ama bazen de beni kurtaran çikolata olur. Bir kap, tabak, tepsi, fincan ne olursa bir tane seçip içine bir de çikolata koyup kurdeleyi de bağladık mı, rahat ederim. Keseye bereket… Geçenlerde Beymen Home’dan bir tabak aldım, bakındım, Neuhaus çikolataları var. İşim bitti, ama paketi beklerken gerçekten çikolatayı ne kadar çok sevdiğimi bir kez daha anladım.

On yıl kadar önceydi, kızım beni bir doktora götürdü, yaşlanıyorum ya.. Muayenehaneye girdiğimizde ilk şikâyeti şu oldu: Doktor bey, annem her gün çikolata yer… Ne olur bir şeyler söyleyin..Adamcağız Aman, hemen keselimdedi. Sigaradan daha güç geldi akşamları yediğim çikolataları kesmek. TRT’de çalışırken alışmıştım, içi fıstıklı bir kare çikolataydı, galiba Damak’tı. Her prodüksiyon yayımlandıktan sonra oturur bir bütün paketi yerdim. Kulakları çınlasın, prodüktörlerim o zaman çok genç, Bilgesu Duru Erenus ile Batu İşmen çikolatayı hazır tutarlardı. Bir Şükürler olsunçikolatasıydı. okumaya devam edin…

Nasıl? Cinsel durumlar, çocukların doğumu hep bu anlayışlardan oluşmuş ve son yıllara kadar geleneklerimiz ve düşünce tarzımızı etkilemiş. Sakın sola dönüp yatmayın, başınıza neler gelir, bilemiyorum.

Zaten ben okçu olmak istemem ki, davulcu olurum daha iyi…

Geçenlerde sağ ve sol ellerimizle ilgili çok derinlemesine araştırılmış ve yazılmış bir kitap bana hediye edildi. Doğduğumda solak olup cicielimi kullanamadığım için fevkalade çok ve uzun bir süre eziyet görmüş olduğumdan eseri merakla inceledim, bugün artık sağ elimle yazı yazıyorum ama geri kalan her şeyde solağım. Yediğim dayaklardan ötürü beynimde hasar görmüş olduğum da ayrı bir gerçek. En hafifi beş yaşıma kadar konuşamamış olmam. On üç yaşıma kadar da kekemeliğimi örtbas etmekle uğraşmışlar. Çok şükür, artık iyiyim ve de çok ciciyim. okumaya devam edin…

70’LERDEN 2000’LERE TÜRKÇE POP @ LIFE ROOF TERAS, 4 TEMMUZ CUMA

Radyo Mega’nın gelenekselleşen Türkçe pop partileri yaz boyunca açıkhava teras farkıyla LIFE ROOF’ta devam ediyor!

Ajda Pekkan’dan Sezen Aksu’ya, Cici Kızlar’dan Beyaz Kelebekler’e, Nilüfer’den Erkin Koray’a, Sertab Erener’den Tarkan’a, Hande Yener’den Kenan Doğulu’ya Türk popunun en iyi isimlerinden tüm zamanların en iyileri bu partide!

70’ler, 80’ler, 90’lar ve 2000’lerin unutulmayanları ve günümüzden en popüler ve en yeni şarkılarla Beyoğlu’nun en güzel mekanlarından Life Roof Teras’ta açıkhavada dans keyfini yaşamak için 4 temmuz Cuma akşamı saat 22’den itibaren 70LERDEN 2000LERE TÜRKÇE POP PARTİ’de buluşalım…

DJ Olcay Tanberken.

Ayrıntılar Radyo Mega‘da.

Tarih: 4 Temmuz Cuma
Saat: 22:00
Giriş: 15 YTL
Yer: Life Roof Taksim İstiklal cd. İmam Adnan Sk. No:10/5 Taksim (ASANSÖRLE 5.KAT)
Tel: 0 212 293 66 15

Son albümü ‘Aşktır Beni Güzel Yapan’ geçtiğimiz yıl satışa sunulan Asya, ‘Tesadüfen’ adında yeni bir remix çıkardı. Ünlü şarkıcının Hüseyin Karadayı ve Serkan Kula ile birlikte hazırladığı albümde, ‘Tesadüfen’ adlı parçanın 3 farklı versiyonu bulunuyor. Parça, aşkla tasadüfen yeniden karşılaşan birini anlatıyor

Flamenkoevi Dans Atölyesi, 6 Temmuz’da Beyoğlu’ndaki Muammer Karaca Tiyatrosu’nda saat 20.00’de Yaşasın Flamenkoadlı dans ve müzik gösterisi sunacak. Ünlü flamenko dansçısı Melek Yelin sahneye koyduğu ve yönettiği tek perdelik gösteride Yel’e dans atölyesinde yetişen dansçılar da eşlik edecek.

Flamenkoevi’nin kurucusu Melek Yel, Flamenkoyu anlatmak çok zorderken bu zorluğu şöyle dile getiriyor: Öncelikle, bize yabancı olan bir kültüre sorular sormak ve cevaplarını vermek… Kaçınılmaz olarak ona sınırlar çizme isteği, kontrol edebilme ya da fazlasıyla sanat tutkusundan tanımlara hapsetme… Bir taraftan da ilkel duyguların çıplak ifadesi olarak tanımlarken flamenkoyu, bir taraftan da altın bir kafese koymamak…

Gösteriye kendi kültürünün seslerini de kattığını anlatan Melek Yel, orkestrada flamenkonun klasik çalgılarının yanı sıra Doğu çalgılarının bu nedenle işin içine girdiğini anlatıyor. Dansçılara eşlik edecek olan orkestrada gitarda Dinçer Dedeoğlu, vurmalılarda Mehmet Akatay, tablada Hamdi Akatay, udda Ersin Ersavaş, neyde Can Gülbal ve alkış ritimlerde Arzu Karamani, Didem Ezgi Kurt, Aysu Melis Bağlan olacak.

(0 212 249 16 16- www.flamenkoevi.com)

Flamenkoevi Dans Atölyesi, Muammer Karaca Tiyatrosu’nda saat 20.00’de Yaşasın Flamenkoadlı dans ve müzik gösterisi sunacak.

Sıcakların artmasıyla birlikte serinlemek için sıklıkla kullanılan havuz ve denizlerden cinsel yolla bulaşan hastalıkların arttığı belirtildi

Uzmanlar, sıcakların daha da yükselmesiyle birlikte serinlemek amacıyla çok sayıda yurttaşın akın ettiği havuz ve denizlerden, cinsel yolla bulaşan hastalıkların artabileceğine dikkat çekti. En fazla bulaşan hastalıkların genital mantar enfeksiyonları olduğuna dikkat çeken uzmanlar, havuz veya deniz sefasının hastanede bitmemesi için girilen suyun temizliğinden emin olunması ve bu durumda girilmesi gerektiği konusunda yurttaşları uyandılar. okumaya devam edin…

Öğretim üyeleri, bir rektörde bulunması gereken en önemli vasfınAtatürkçülük olduğunu düşünüyor. Akademisyenler, rektörün laik olması gerektiğini de vurgularken, ülkenin önündeki en büyük sıkıntıyı ise ekonomik sorunlarolarak görüyor. Türkiye’nin bugünkü durumu, öğretim üyelerinin yüzde 70’ini memnun etmiyor. Üniversite öğrencileri ise parasal sıkıntılarla boğuşurken her 100 üniversiteliden 65’i okumak için çalışmak zorunda kalıyor, yüzde 24’ü ise ayda 200 YTL’den az gelirle geçiniyor. okumaya devam edin…

“İzmirli içme suyunda arsenik oranının yüksek olduğunu Melih Gökçek’ten mi öğrenmeliydi?”

İZMİR’de arsenikli su tartışmaları sürerken, AKP İl Başkanı Aydın Şengül, Büyükşehir Belediyesi’ni protesto için tankerle su dağıttı. İl Başkanı Şengül, “İzmirli içme suyunda arsenik oranının yüksek olduğunu Melih Gökçek’ten mi öğrenmeliydi?” dedi. okumaya devam edin…