Zaman herşeyin ilacı -Mustafa Namdar,Bolu Gündem Gazetesi

Çok yazıldı, çok konuşuldu. Sandıkta sepette kirli temiz ne kadar çamaşır varsa, ortaya döküldü. Zaman oldu kurucuları inciten sözcüklerle yüreklere ateş düşürüldü. Tüm olumsuzluklara karşın toprağa saçılan tohum karanlıktan gün yüzüne çıktı, meyveye dönüştü.

Şu Bağışçılar Vakfı. Bolu’da yaptıkları işlerle, kişilikleriyle, davranışlarındaki güvenilirliği ve dürüstlükleriyle herkes tarafından bilinen insanların bir araya gelerek kurdukları vakıf, kuruluş aşamasından sonra bir dizi etkinliklerde kazanın kulpundan tutmuş, şimdi eğitim-öğretimde ilk adım olan okul öncesi eğitim ünitesinin laboratuvarı konumundaki Anaokulu’nun temelini atmıştır.

Abant İzzet Baysal Üniversitesi alanında Eğitim Fakültesi anaokulu sınıfı öğretmenlerinin uygulama okulu şeklinde olacak bu okulda, dünyanın kabul ettiği en son eğitim modelleri, en yeni ders donanım malzemeleriyle uygulamaya koyacak öğretmenlerimiz, aldıkları bilgi donanımıyla alanlarında ülke genelinde ışık olarak geleceğin aydınlık düşüncelerine yol vereceklerdir.

Tarih 01.07.2010. Yer Abant İzzet Baysal Üniversitesi Kapalı Yüzme Havuzu yanında 1500 m2’si kapalı 7000 m2 alanda anaokulu temel atma törenindeyiz.

Bolulu deyimiyle, püfür püfür esintili bir havada böylesi bir güzelliğin temel atma töreninde olmak büyük mutluluk veriyor diye başlıyor sözlerine Bolu Bağışçılar Vakfı Başkanı Sn. Şerafettin Erbayram.

-Bolu Bağışçılar Vakfı dört yıl önce kuruluş çalışmalarına başladı, iki yıl önce de resmen kuruldu.

-Bolu Vakıf konusunda tecrübeli. Bu konuda İzzet Baysal Vakfı yolumuzu aydınlatıyor.

-Bu vakıf küçük büyük bağış sistemini olgunlaştırıp hayata geçirilmesi için kurulan bir vakıf. Bolu’nun daha güzel bir Bolu olması için bireysel düşünceden kollektif bir yapıya geçişi sağlamak amacımızdır. 3.sektör vakfından bu konuda yararlandık. Yol haritasının çiziminde yardımcı oldular.

-Şuana kadar şartlı şartsız burs sistemiyle öğrencilere burs verilmektedir. Üniversite toplulukları aktivitelerine katılıyor, onlardan gelen ciddi projelere destek sağlıyoruz.

-Bu arada okul öncesi programı projesi geldi. Uzun soluklu bir işe başlandı. Bu güzellik yirmi yıl sonrasının işaret fişeği gibi. Burada okul öncesi eğitimi için Araştırma Geliştirme Merkezi oluşturulacak. Burası ana, baba, çocuklar için laboratuvar konumunda olacak. Bu bina 1.7 milyon TL’ye malolacak.

Bu arada bir başka işimiz daha var. Başladık devam ediyoruz. Toplum Ruh Sağlığı Merkezi onarım ve tadilat işi. Toplumun ruh sağlığına yapılan bu hizmet için çok büyük destek ve katkılar aldık.

Doğu Marmara Kalkınma Ajansıyla bir araya gelip daha büyük projeler yapmalıyız dedi.

Temel atma töreninde, protokolün dışında Amerikadan gelen konuklar da vardı. Projeye önemli katkı sağlayan Haldun Taşman ve muhterem anneleri de bu mutlu günde Bolulu hemşehrilerinin yanlarındaydılar.

Protokol konuşmalarında projenin teknik ve mali konumu hakkında bilgilendirme yapan Sn. Uğur Tunçok, bu ve benzer projelerde küçük bağışlarla büyük işler yapılacağına işaret ederek, insanları dayanışmaya davet etti.

Sırasıyla konuşmalar yapıldı. Haldun Taşman’ın konuşmasından sonra (Onun konuşmasını ayrıca yazacağım) sırasıyla

Milli Eğitim Müdürümüz Sn. Recep Sezer.

-Bugün çocuklar kadar şen ve mutluyuz. Çocuklarımızı iyi yetiştirirsek, dünyayı avuçlarının içine alacaklarına inanıyorum.

-Fiziki yapıda tüm yatırımlarıyla noksanımızı tamamlayan İzzet Baysal’ı rahmetle anarken, kurduğu vakfın başkan ve üyelerine teşekkür ederim. 2000 civarında okul öncesinde okuyan çocuk var.

Bunlardan beş yaş grubunda %83’ü, dört yaş grubunda %22’si, üç yaş grubunda ise %5’ini okutabilecek okullaşmaya sahibiz.

-Çocuklar bizim en önemli sermayemizdir. Bu eser ülkemize örnek olacak.

AİBÜ Rektörü Prof.Dr. Sn. Hayri Coşkun.

-Bugün Üniversitemize yeni bir eser kazandırmanın mutluluğu var. Haldun Taşman ve ailesine hoşgeldiniz diyor, katkıları nedeniyle teşekkür ediyorum.

-Okul öncesi eğitim- çocuğun gelişiminde önemlidir. Erken eğitim insan gelişiminin önemli başlangıcıdır.

-Bu okulda yeni metodlar uygulanacak. Bu konuda zincirin tek bir halkasının bile kırılmasına müsaade etmemeliyiz.

İzzet Baysal Vakfı Başkanı Sn. Ahmet Baysal.

Ben bu konuşmaya neden davet edildim bilemiyorum. Ama bir maksat için çağrıldığımı tahmin ediyorum.

-İzzet Baba herkes kendi hayrını kendi yapsın düşüncesiyle kendi vakfını kurdu ve bağış istemedi. O bu konudaki katkıyı Bolulular’dan bekliyor. Bağışçılar Vakfı’nın bu başlangıcı böyle bırakılamaz, bırakamazsınız.

Belediye Başkanı Sn. Alaaddin Yılmaz

-Kendimi Türkiye’nin en mutlu ve en rahat Belediye Başkanı olarak görüyorum. Doğası güzel, insanları güzel ve İzzet Baysal’ı ve Baysallar gibi hayırsever insanları var.

-Böyle bir yerde bir vakıf daha kuruluyor, Bağışçılar Vakfı. Benim görevim böylesi güzellikler içinde halkıma hizmet etmek oluyor. (Törende bulunan öğretmen okulundan Matematik öğretmenine teşekkür ediyor.)

Vali Sn. İbrahim Özçimen.

-Bu güzellikte lokomotif görevi üstlenen Haldun Taşman beye teşekkür ederim.

-Bizim tarihimizde bu topraklarda yaşayan insanların dünyaya vakıf felsefesini öğreten insanlarla dolu olduğunu yazar.

-Ben Denizli’nin Çivril İlçesindenim. Buranın insanları gündüz eğitim almış, kalan zamanlarda keçi almış, tavuk alıp alıp satmış.

Şimdi İstanbul’da Çivrilli Kuyumcular ağırlıkta. Hepsi de hayırsever insanlardır. Devletin yanında onlar da doğdukları yere sahip çıkmaktalar. Millet, devlet el elenin en güzel örnekleri verilmekte.

-Bağışçılar Vakfı bir işaret fişeğini de üniversitede atmış, verdikçe daha mutlu olunuyor. Hayırlı olsun.

 Damlaya damlaya göl olur sözünü gerçeğe dönüştürmenin güzelliği yaşanıyordu Anaokulunun temel atma töreninde. Bağışçılar Vakfı’na yaptığı katkı ve verdiği cesaretle tanıdığımız Sn. Haldun Taşman, Amerika’dan gelmişti temel atma törenine. Sözün eyleme dönüştüğünü görmenin mutluluğu vardı yüzünde. Şunları söyledi temel atma töreninde Sn. Taşman: -Benim sadece 12 yılım Bolu’da geçti. Annemin ve merhum babamın yetişmemizdeki katkıları çok büyüktür. Huzurunuzda annem Zehra Taşman’a üstün annelik vizyonu ve emekleri için şükranlarımı sunuyorum. -Sizlerle paylaşmak istediğim 7 husus var. “1- ABD’de yerleşik Türklere hizmet veren “Türk Filantropi Vakfı” Yönetim Kurulu Başkanı olarak çok kişi Filantropi’nin anlamını soruyordu. Filantropi: “İnsan sevgisi”dir. Geniş anlamda; bireylerin, şirketlerin, vakıfların topluma katkısı demek. Türkçede en yakın eş kelimesi “Hayırseverliktir.” Vermek yalnızca parayla olmaz. Gönüllülük esası ve zamanı gönüllü olarak vermek de çok kıymetlidir. 2- Değişen dünyada filantropi de değişmekte. Yeni bağış sistemleri yeni bağışçılar var. Bağış arayanlar çoğalırken, rekabet yüzünden güçlü vakıf ve dernekler büyürken, zayıflar yok olma durumuna düşüyorlar. Bağışçılar da artık güven veren, hayallerini gerçekleştirebilecekleri kurumlara yöneliyorlar. 3- Elinde en çok imkan ve kaynakları olanların sosyal sorumlulukları da o derecede büyüyor. 4- “Yaşarken Ver” prensibi. Çoğu insan öldükten sonra öbür dünyaya getiremediği mallarla hayır yapmayı düşünebilir. Günümüzde bazı insanlar da aklı ve enerjisi yerindeyken hayır yapma yolunu seçiyor. Eşim Nihal Hanımın önerisi ile ben de bu ikinci yolu seçtim. Bu yüzden hayatımın en zevkli ve mutlu devresini yaşıyorum. Böylece uzun yılların çabası sonucunda elde ettiğim kıymetleri toplum yararına değerlendirmek vazife ve onuru gene bana düşüyor. 10 yıldır bu sektörün içindeyim. 5- “Ne ekersen, onu biçersin.” Hayır yapanların şu veya bu şekilde maddi manevi kazancı olduğu unutulmamalı. 6- Akıllı bağışçılar sosyal yatırım düşüncesiyle “Çok sayıda insanın yararlanacağı projelere ve bu projeleri hayata geçiren kurumlara kaynak aktarıyorlar.” Projelerin bir parçası oluyorlar. Hesap soruyor, şeffaflık istiyor, süreklilik arzuluyor. Netice peşinde koşuyorlar. İş dünyasındaki disiplini, prensipleri vakıflarda arıyorlar. 7- Filantropi insanlarının, kurumları birleştirerek ortak çalışmayı sağlama gücü vardır. Bugün bizleri de bir araya getiren güç bu güçtür.” Bu vesileyle bu şahane projeye destek veren, verecek olan herkese, bilhassa Ahmet Baysal ağabeyime, Şerafettin Erbayram, Uğur Tunçok ve Bağışçılar Vakfı Mütevelli üyeleri ve yönetimine teşekkür ediyor, başarılar diliyorum. Yolumuz açık olsun diyerek konuşmasını sonlandırdı. Fotoğrafın kareleri güzelliklerle doldukça, şüphe ve kaygıların zaman içinde eriyeceğine inanıyorum. Çünkü zamanın her şeyin ilacı olduğunu düşünüyorum.