İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, beş gün sonra resmi açılışı yapılacak olan Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde en son teknolojilerin kullanıldığını bildirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, tiyatrocu Kenan Işık, Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yayın Yönetmeni Ayşe Nil Şamlıoğlu ve belediyenin Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ayşenur Suberk Özturanlı ile birlikte, 18 Ocak’ta perdelerini açmaya hazırlanan Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ni gezerek, incelemelerde bulundu. Görevlilerden bilgi alan Topbaş, daha sonra basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nin 16 Ocakta resmi açılışının, 18 Ocak’ta sanatsal açılışının yapılacağını, 19 Ocak’ta ise Gala Gecesi’nin gerçekleştirileceğini anımsattı.
Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nin son dönemde yapılan bir tiyatro sahnesi olduğu için, burada en son teknolojilerin kullanıldığını bildiren Topbaş, ”Özellikle ses düzeni olarak dijital düzen kullanıldı. Yani gerekirse burada sinema da oynatılabilecek, ışık gösterileri yapılabilecek. Tiyatronun dışında başka müzikaller ve başka oyunlar da burada sergilenebilecek. Bu mükemmelliğini ortaya çıkaran ekibe teşekkür ediyorum. Işıklandırma oldukça başarılı. Sadece tiyatro için değil her oyun için değerledirilmiş bir yapı ortaya çıktı” diye konuştu.
Kadir Topbaş, Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nin Türk tiyatrosu ve İstanbul için önemli bir sahne olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Bütün teknolojik imkanları kullandık. Orkestra çukurundan, dönen sahnesine, perde aparkatlarına, ses-ışık sistemine kadar her şey hareketli, kumandalı. Altıyüz seyirci kapasiteye sahip, sanatçıların odalarından depolarına, tiyatrolarına, arşivine, dekor odalarına kadar her şeyi bünyesinde bulunduran güzel bir tiyatro oldu. İstanbul’a bir yılı aşkın bir zamandan sonra tekrar merhaba diyecek. Adeta bir zaman tünelinden geçmiş gibi. Keşanlı Ali Destanı’yla kapanmıştı, tekrar ayın 18’inde Keşanlı Ali Destanı’yla halka açılıyor. İstanbul’a hayırlı olsun diyor ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”
Bir gazetecinin, ”Sahnenin açılışında muhaliflere yönelik bir belgesel sunulacağı” ile ilgili sorusu üzerine Topbaş, bunun yanlış anlaşılmasını istemediğini ifade ederek, belgeselin ”Muhsin Ertuğrul kimdir?” ve ”Tiyatronun, başlangıcından günümüze kadar olan evresi” üzerine bir sunum olacağına işaret etti. Topbaş, belgeselde muhaliflerin, duygusal davrananların ve bunu siyasi olarak kullananların da kısmen yer alacağını açıklayarak, ”Ama tabii ki bu, sadece onlar üzerine kurgulanan bir belgesel değil. Bu, özellikle Muhsin Ertuğrul’un bu kadar mükemmel hale gelişini ve başlangıcındaki niyetlerinden günümüze kadar olan sürecini kayıt altına almak. Bunu, sadece ayın 16’sında göstereceğiz. Esas açılış olan 18 Ocak ve galada da bunun tekrarı yapılamayacak. Böylelikle Muhsin Ertuğrul arşivine bir katkımız olacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.
‘Gala Gecesi’ne herkes davetli’
Başka bir gazetecinin ”Gala Gecesi için, Muhsin Ertuğrul Sahnesi yıkılıp yeniden yapılırken tepki gösterenlere de davetiye gönderilecek mi?” sorusuna ise Topbaş, şöyle cevap verdi: ”Sanatçının hassasiyetini hepimiz biliyoruz. Ben her zaman sanatçıları bir güvensizlik olabilir, duygusal davranabilirler diye dışta tutmaya çalıştım. 19 Ocaktaki galaya onları da davet edeceğiz. Önyargılı olduklarını düşünmüyorum, geleceklerdir. Belki siyasiler tavırlı ve kendilerince bu olayları bir fırsat olarak değerlendirmiş olabilirler. Neticede insanız. Bu yapılan iş, İstanbul’a ve ülkeye yapılan bir iştir. Aklıselim olanlar takdir edecektir, kırgınlıklar geride kalacaktır. Bundan sonrakilerinde sonucun ne olacağını düşünerek davranacaklarını düşünüyorum. Bunun bir milat olacağına, olması gerektiğine inanıyorum. Demokrasinin kuralları çerçevesinde tabii ki herkes söylemek istediğini rahatlıkla söyleyebilmeli, rencide etmeden ikaz etmeli ama bunu baskı unsuru haline getirmemeli. Tavırları siyasi malzeme olarak kullanmamalı.”
Tiyatro için yapılan harcamayla ilgili de bilgi veren Topbaş, sadece sahnenin maliyetinin 17 milyon lira civarında olduğunu açıkladı. Kadir Topbaş, Atatürk Kültür Merkezi’yle (AKM) ilgili bir soru üzerine de Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olduğunu hatırlattığı merkezin 2010’da onarımının düşünüldüğünü ve ancak konunun yargıya taşındığını belirtti. Bununla ilgili çok ciddi baskılar yapıldığını ifade eden Topbaş, sürecin sonucunda dokunulmaz kararların alındığını belirterek, ”İstanbul için bir kazanç olmasını diliyorum. Atılan her adım bu şehre bir şeyler katmak adına olmalı. Yok etmek, engellemek, başarısız kılmak adına olmamalı” dedi.
‘2010’da 10 milyon turist bekliyoruz’
Topbaş, İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti (AKB) olmasının öncelikle kentin kendi hafızasındaki bir takım değerleri ortaya çıkarmasını sağlayacağına dikkati çekerek, 3 Şubatta Brüksel’de, Yenikapı’daki arkeolojik bulgulardan ortaya çıkan değerlerin resim sergisinin sergileneceğini bildirdi. Bunun İstanbul’un turizmine de katkı sağlayacağını vurgulayan Topbaş, ”Biz göreve başladığımızda İstanbul’a 2 milyon 800 bin turist gelirken şimdi 8 milyon geliyor. Bu yıl 10 milyonları bulmasını bekliyoruz. Bunun katma değer olarak bu kente katkısı var, ekonomik girdisi var. İstihdam oluşturulmakta, otellerde 23 bin civarında yatak inşaatı devam ediyor. Demek ki bu kent, kültürel aktivitelerin yanı sıra turizmi de kalkındırmış oluyor. İşsiz olan iş bulma imkanına kavuşacak” dedi.