Türk tiyatrosunun önemli isimlerinden Haldun Dormen’in yazıp yönettiği, Multipl Skleroz (MS) hastasının öyküsünün anlatıldığı ”Sil Baştan” adlı müzikli oyun, Antalya ve İzmir’in ardından 5 ilde daha tiyatroseverlerle buluşacak.

AA

İzmir– Gen İlaç ve Sağlık Ürünleri tarafından desteklenen ve Dormen’in dört bilimsel danışmandan görüş alarak yazdığı oyun, dün akşam İzmir’de çoğunluğunu MS hasta ve yakınlarının oluşturduğu kalabalık izleyici grubu tarafından ayakta alkışlandı. MS teşhisi konulan bir tiyatro sanatçısının yaşamını konu alan oyun, İzmir’in ardından Ankara, İstanbul, Trabzon, Adana ve Bursa’da da sahnelenecek.

Türkiye’de bulunan yaklaşık 40 bin MS hastasına destek olmanın yanında, bu hastalık hakkında insanları bilgilendirmek, tedavi sürecinde moralin ve yaşam sevincinin önemini vurgulamak için sahneye konulan oyunda Göksel Kortay, Ayça Varlıer, Gazi Şeker, Nuri Gökaşan, Hüseyin Gülhuy ve Nebi Birgi rol alıyor.

Oyunun sahnelendiği İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde soruları yanıtlayan Dormen, sponsor olan firma yetkililerinden gelen teklifi kabul ederek oyunu yazmaya başladığını, bu süreçte çok iyi bilmediği MS hastalığı hakkında uzmanlardan bilgi aldığını söyledi.

Oyunu tamamladıktan sonra yeniden uzmanlarla görüş alışverişi yaptığını anlatan Dormen, şunları söyledi.

”Umut verici bir oyun yazmak istemiştim, sanırım başarılı olduk. MS hastaları için umut verici bir oyunun yazımının bana teklif edilmesi normal, çünkü ben hayata çok olumlu bakan bir insanım, en kötü durumlarda bile bir umut ışığı bulurum. Hayatı, insanları seviyorum, işimi çok çok seviyorum, böyle bir oyunu yazmak da beni mutlu etti, bu da beni genç ve dinç bırakıyor. Çok şükür enerjim yerinde, inşallah önümde birkaç sene olur, insanlara bir şey verdiğim sürece, üretebildiğim sürece mutlu oluyorum.”


Dormen Tiyatrosu

Dormen Tiyatrosu’nun kapanmasının kendisini çok üzmediğini, tiyatronun efsane işlere imza attığını ifade eden Dormen, artık patronluk yapmak ve bir tiyatro yönetmenin mali işleriyle uğraşmak istemediğini söyledi.

Dormen Tiyatrosu’nun kapanmasının ardından ”Sil Baştan”ın da aralarında bulunduğu çok sayıda farklı çalışma yapma olanağını bulduğunu belirten Dormen, ”Dormen Tiyatrosu olsaydı bunları yapamazdım, şu anda 30 yere yetişiyorum, Dormen Tiyatrosu’nun kapanması beni sevindirmedi ama çok da üzmedi açıkçası. O zaman da geleceğe umutla bakmıştım, doğru da bakmışım. Dormen Tiyatrosu bir efsane, okul olarak kaldı, görevini yaptı bence. Şimdi ‘iyi ki kapatmışım’ diyorum” diye konuştu.
 

”Tiyatroya dönüş var”

Dormen, son yıllarda tiyatroya büyük bir dönüş olduğunu, sahnelenen oyuncu ve izleyici sayısının artığını belirterek, şunları kaydetti:

”İstanbul’da bu sene 365 oyun sahnelendi irili ufaklı. New York’ta, Londra’da ancak bu kadar olabilir. Son gördüğüm bazı oyunlar, bana Türk tiyatrosunun nerelere vardığını gösterdi. Türk tiyatrosu çok hoş bir yerde artık, sinema da aynı pırıltıları göstermeye başladı. Gişe, hem tiyatronun, hem sinemanın damarlarından geçmesi gereken kan. Sinemada belki sanat ile gişeyi birleştirecek daha çok projeye ihtiyaç var, ikisinin ortasını bulmak lazım, yoksa sinema da devam etmeyecek. Gişeyi de tabi ki hesaba katmak gerekiyor.”

 

”Sokak kızı İrma” Taksim’de

Dormen, tiyatroda en çok emeği müzikallerin gerektirdiğini belirterek, ‘‘Sokak Kızı İrma” müzikalini yeniden sahneye koyma hazırlığında olduğunu söyledi.

Başrolünü tiyatrocu Erdal-Güzin Özyağcılar çiftinin kızları Zeynep Özyağcılar’ın oynayacağı müzikali Türkiye’ye uyarlayacağını, Paris’in arka sokaklarında geçen müzikalin bu kez Taksim’de geçeceğini anlatan Dormen, ”Sahneye koymak isteyip de henüz hayata geçiremediğiniz bir proje var mı?” sorusuna ise, şu yanıtı verdi: ‘‘İçimde kalan bir oyun olduğunu söyleyemem, 40 yıl boyunca kendi tiyatrom vardı ve orada istediğim oyunları sahneledim. İstediğim her şeyi yaptım, bundan dolayı çok mutlu bir insanım ama içimde tek şey kaldı, istediğim gibi bir tiyatro binası. Türkiye’de en büyük eksiğimiz bu. Aktörlerimiz yönetmenlerimiz harika, tasarımcılarımız inanılmaz, biraz teknik eksiğimiz var, bir de gerektiği kadar güzel binalarımız yok.”