Dost bildiklerim meğer içki masasının bedavacılarıymış
Adsız Alkolikler adlı gruba katılarak alkolü bırakan Yalçın Menteş, yaşadığı tüm sıkıntıları Kelebek’e anlattı.
30 yıl boyunca alkol kullananan ve 20 ay önce Adsız Alkolikler adlı gruba katılarak alkolü bırakan Yalçın Menteş, yaşadığı tüm sıkıntıları Kelebek’e anlattı. Alkol yüzünden 3 evini satan, karısından ayrılan ve kendi deyimiyle dibe vuran Menteş artık, “Yolluk” adlı oyunuyla alkolizmle savaşa destek oluyor. Sanatçı, “İçki masasında bedava içki ısmarladığım sözde dostlarım ben alkolü bırakınca ortadan kayboldu. Artık onları istemiyorum” diyor.
30 yıl boyunca alkol kullananan ve 20 ay önce “Adsız Alkolikler” adlı gruba katılarak alkolü bırakan Yalçın Menteş, yaşadığı tüm sıkıntıları Kelebek’e anlattı. Alkol yüzünden kendi deyimiyle ’dibe vuran’ Menteş, “İçki masasında bedava içki ısmarladığım sözde dostlarım ben alkolü bırakınca ortadan kayboldu. Artık onları istemiyorum” diyor.
- Yıl 1998’di ve siz neredeyse benim mesleğimin ilk paparazzilik deneyimi olacaktınız. Sizi bir barda bir kadınla yakın temasta fotoğraflamıştım ama makinemdeki film, mekán görevlileri tarafından elimden alınmıştı. Bunu hatırlıyor musunuz? Oldukça alkollüydünüz o gün.
- Hatırlamıyorum. Ertesi gününü hatırlıyorum sadece.
- Böyle midir alkoliklerin durumu?
- Evet, alkolikler olayların ya tamamını ya da bazı kareleri hatırlamazlar. Bazen de işlerine gelmeyen şeyleri hatırlamazlar. Benim öyle sanatçı bir arkadaşım var, peynir ekmek gibi alkol kullanır ve ertesi günü “Aaa, hatırlıyorsam Allah belamı versin!” der. Dozunu aşarsanız, bir zaman sonra alkol sizi yönetmeye başlıyor. Kendi isteğiniz dışında yaptıklarınızın hepsini alkol yaptırıyor size. Ben 30 yıl alkol kullandım. Son üç yıl dibe vurmuştum alkolden dolayı. Başka nedenleri de vardı ama dibe vuruşumun. Alkolizmin bir hastalık olduğunu öğrendiğim ve anladığım anda alkolü bırakmaya karar verdim.
- Peki 30 yıl boyunca alkolik olduğunuzu bilmiyor ve kabul etmiyor muydunuz?
- Bilmiyordum ama sonlara doğru insan şüpheleniyor. Hiçbir alkolik, alkolik olduğunu kabul etmez. Ben çok sordum ama kendimle yüzleşmekten kaçtım ve kendime yakıştıramadım bunu. Bu gerçeği kabul ettiğiniz andan itibaren her şey daha kolay oluyor.
- Entelektüel birikimi olan, kültürel anlamda daha donanımlı insanların alkolizm hastalığına daha fazla kapıldıkları gerçek midir?
- Alkolikler zeki, birikimli insanlardır genelde. Duygusallık da ağır basınca kendinizi çevreden soyutluyor ve içe dönüyorsunuz. Karşınızdaki insanın düşüncelerini paylaşamıyorsunuz ve size basit gelebiliyor. Bu bir egodur. Alkoliklerin egoları, kibirleri ve gururları çok baskındır. En küçük bir durumda “Ben Yalçın Menteş’im” diyebiliyordum.
- Sizi bu durumdan “Adsız Alkolikler” adlı bir grup kurtardı değil mi?
- Evet. 1935 yılında Amerika’da kurulan, tüm ülkelere yayılmış bir grup olan Adsız Alkolikler sayesinde alkolü bıraktım. Oranın moda grubundayım. Terapiyle takıntılarımızı yok edip, egolarımızı törpülemeye çalışıyoruz. Amerikalı iki alkolik, Bill W ve Bob Williams kurmuşlar bu grubu. İşin anayasasını da yazmışlar. 12 basamaktan oluşan bir sistem var ve yavaş yavaş bunu öğreniyorsunuz. Candan Osma, Adsız Alkolikler’i Türkiye’ye taşıyan kişidir.
- Peki neler yaşadınız alkolü bırakma sürecinde?
- 20 ay oldu. Doktor, ilaç ve hastane yüzü görmeden, mucizevi bir şekilde, sihirbazın değneği gibi Adsız Alkolikler’le alkolü bıraktım. Damla içmiyorum şimdi… Toplantılara ilk başlarda alkol alıp gittim ama sadece seyrettim, konuşamadım. Ama sonra söz hakkım olmasını istedim ve alkol almamaya başladım. Konuştukça da kararımı verip alkolü bıraktım. Oradakiler tam da benim gibi insanlar, ne söylediğimi anlıyorlar.
- Nasıl benzerlikleriniz var?
- Normalde içki masasında fazla vakit geçirirseniz etrafınızdaki insanlar, “Ağabey çok içtin, sabah konuşalım” der. Ama bazen seni dinlesinler diye en büyük silah olarak rüşvet veriyorsun ve içki ısmarlıyorsun 3-5 kişiye. Onları satın alıyorsun! Bu kez, “Ağabey haklısın, o rolü sen oynamalıydın” gibi baş sallıyorlar. Bu tür insanlar sürekli hazırdırlar ve gecenin bir yarısı koşup gelirler içki ısmarladığınız için. Oradaki arkadaşların da bu tür hikáyeleri var.
KARIMA BİLE SUSSUN DİYE RÜŞVET VERİYORDUM
- Satın alıp ’Yalçın Menteş ve saz arkadaşları’nı kuruyorsunuz yani?
- Aynen öyle! Çünkü beni dinleyen birileri oluyor hep. Mesela eve gidersin ve alkollü olduğun için vıdı vıdı çıkar. “Gene mi içtin” falan der karın. Sonra karına bilezik, küpe, kolye takım alırsın. Ne için? Rüşvet! Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü durumu yani…
- Bu rüşvetler ne zaman bitti peki?
- Ayıldıktan sonra… Haklı olduğun konuda bile haksız çıkarsın alkollü olduğun zaman. Ama Adsız Alkolikler’de ben anlattım, sessizce dinlediler ilk kez dinliyormuş gibi. Halbuki aynı şeyleri yaşamışlar. 25 Ekim 2006 tarihine denk getirdim alkolü bırakmamı. O gün oğlumun doğum günü. İkimizin doğumunu birlikte kutluyoruz artık. Oğlum 17 yaşında.
- Ayılınca eşinizle ayrılığınız da geldi öyle mi?
- Ayılmadan önce ayrıldık biz. Şimdi yalnız yaşıyorum. Markete gidiyorum, tavuk but, fiyonk makarna, iki salatalık, iki sivri biber alıyorum ve inanır mısınız 8 YTL ile karnım doyuyor. Ya da bir tişört ve bir pantolon alıyorum, 250 YTL harcıyorum. “Vay be,” diyorum sonra da, “ne çok para harcıyormuşum eskiden”. 2001 yılından önce 7 tane kredi kartım vardı. Hepsinin ekstresi 3-4 bin lira. Bir gece 5 mekán dolaşmışım, 1500 YTL harcamışım. Maddiyatı boş ver; ben kazanırım, ben yerim, o ayrı. Ama her akşam masamda oturan, dost dediklerim, arkalarına bakmadan yürüyüp gitmişler. Çünkü masa dostuymuş onlar. Alkolü bıraktım, bir ay telefonumu kapattım ve “Ben alkolü bıraktım” diye çıktım ortaya. Ama o masa arkadaşlarımdan bir Allah’ın kulu aramadı “Tebrik ederim” diye. Zaten artık seçiciyim ve onları istemiyorum. Kafa yapıma uygun ve her şeyi konuşacağım insanlarla birlikteyim.
- Eşinizle alkol yüzünden mi ayrıldınız?
- Geçimsizliğimize alkol de eklendi. Evde huzursuzluk başlamıştı.
- Oğlunuz ile iletişiminiz nasıl ve alkolü bırakınca tepkisi ne oldu?
- Çok iyi şimdi. Ve bana “Baba iyi ki alkolik olmuşsun, çünkü ben içmeyeceğim!” dedi. Oğlumla iletişimimiz kopuktu, yan yana gelmek istemezdi benimle. Duygusal bir çocuk çünkü. Artık evde oturup hafta sonları birlikte film izliyoruz, yemek yiyoruz.
- Evliliğiniz kaç yıl sürdü?
- 23 yıllık evliydik. Öncesi var, lise arkadaşımdı, 30 yılı buluyor. Ama iş konumumdan dolayı yalnız kalmıyorum. Evliyken yaşadığım bazı şeyleri şimdi yaşamamak beni mutlu ediyor. Duygusal insanım, en ufak bir hareket ve sözle kendimi üzerdim. Ben kendi kendime hüzünler icat eden bir adamım. Gülerim, eğlenirim ama ufacık bir şeyden duygusallaşıyorum. Şimdi daha mutluyum.
- “Tatlı Kaçıklar” dönemindeki yükselişinizin sona ermesine alkol mü sebep oldu?
- Hayatımda alkol öncelikliyken işlerim çok kötüydü ama “Tatlı Kaçıklar” dönemi çok iyiydi. Sonra o da bitti.
- Dizideki partneriniz Mehmet Ali Erbil kariyerine iyi devam etti ama…
- Evet, ama onun pazarlama yöntemi çok farklıydı. O devam etti. Başka bir durum bu.
- İyi arkadaş mıydınız?
- 5 sene içinde 5 kez görüştük dışarıda. Bir tanesi babasının vefatıdır, sonra birlikte yemeğe gittik. Ekranda iki yakın arkadaştık ve dışarıda da öyle olduğumuzu düşünüyorlardı. “Tatlı Kaçıklar”dan sonra doğru düzgün teklif gelmedi bana. Benim için “Bölüm başına 50 bin dolardan kapı açar” demişler. Maalesef böyle şeyler üst üste gelince ve hayat standardımdan ödün vermeyince, sonuç başka oldu. Borçlar birikiyor tabii iş gelmeyince. Evini, arabanı satıyorsun…
- Neyiniz var şu anda?
- Bir oturduğum evim, arabam ve cipim var Allah’a şükür. Üç tane ev sattım. “Tatlı Kaçıklar”dan elde ettiğim birikimleri harcadım.
- Şu anda “Yalancı Romantik” dizisinde oynuyorsunuz. Rolünüz nasıl bir karakter?
- Batık Osman… Kumarın her türlüsünü severek oynuyor. Tüm kumarbazlar gibi tutturacağı günü bekliyor. Ama kazanması için sürekli oynamaya devam etmesi lazım. Onun kaynak arayışı herkesi çok geriyor.
Oyunumda başımdan geçenleri anlatıyorum
- “Yolluk” adlı oyununuzda ne anlatıyorsunuz?
- Ben oyunda “İçmeyin! Haram, günah, ölürsünüz” demem. Dünya görüşüm bu. Bunu sosyal sorumluluk projesi haline getirdim. Başımdan geçen trajikomik ve komik olaylar, ünlülerin başından geçen anekdotlar, gazete kupürleri, televizyon görüntüleri ile 2 saat 15 dakikalık bir oyun yazdım. 2 saat güldürüp, son 15 dakikada ağlatıyorum. Ben ayna tutuyorum insanlara. İçerken ve bıraktıktan sonra yaşadıklarımı anlatıyorum. Oyun bitince insanlar başları önde ve düşünerek terk ediyorlar salonu.