Bir Psikiyatristin Günlüğü

Psych-Istanbul, Cinema-Philia, Tiyatroseverler ve Hayata Dair Ayrıntılar…

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), H1N1 virüsünün 29 ülkede 4 bin 379 kişiye bulaştığını ve 49 kişinin ölümüne yol açtığını duyurdu.

DSÖ’dyapılan açıklamada, dünya genelinde tespit edilen vakanın 4 bin 379’a ulaştığı, Meksika’da 45, ABD’de 2, Kanada’da 1 ve Kosta Rika’da 1 kişinin öldüğü kaydedildi.
Örgüte göre 29 ülkede kesinleşen vaka sayıları şöyle:

Meksika 1626, ABD 2254 Kanada 280, İspanya 93, İngiltere 39, Almanya 11, İtalya 9, Fransa 12, Portekiz 1, Polonyo 1, İrlanda 1, Hollanda 3, Avusturya 1, Danimarka 1, İsveç 1, İsviçre 1, Yeni Zelenda 7, İsrail 7, Güney Kore 3, El Salvador 2, Honk Kong ve Çin 1,Guatemala 1, Kolombiya 1, Kosta Rika 1, Brezilya 6, Japonya 4, Panama 3, Arjantin 1

Değerli Hocalarım,

Sevgili Meslektaşlarım ve

Ruh Sağlığında Değişik Dallarda Hizmet Veren Sayın Uzmanlar:

Bir zaman var ki, filmlerin ve sahnelerinin tedavi konumlarında kullanılmaları ile ilgili çalışmaları çoğunuz ile paylaşmaktan uzak kalmış bulunuyorum.

Bu açığı kapatmak ve sizleri ilerde de periyodik olarak bilgi sahibi etmek için, senenin her mevsiminde, yılda dört defa, bir “quarterly newsletter – mevsimlik haber bülteni ” şeklinde derlenmiş elektronik haberleşmeyi bilginize sunmaya karar verdiğimi bildirmek isterim.

İki seneye yakın bir zamandır tam-gün’den yarım-gün çalışmaya geçtiğim, kendimi artık yarı-emekli olarak algıladığım bir devrede, ailece yaşadığımız yörede yer alan Özel Tıp Koleji, Lake Erie College of Osteopathic Medicine (LECOM), www.lecom.edu bağlantılı Stairways Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim Polikliniğinden, www.stairwaysbh.org yine tam-gün çalişma teklifi aldım. Bu teklifi kabul etmemin en önemli etkenlerinden biri, kurumun bana, aynı bölgede bulunan ve daha önce çalıştığım St. Vincent Hastanesindeki Grup Film Terapi Programını bu sefer de Stairways konumunda kurup geliştirmem için istekte bulunmaları olmuştur. İki hafta önce yine yeni bir heyecan ile tam-gün statüsüne geçip, çalışmalarımı başlatmış bulunmaktayım.

Psiko-eğitim, açık sonlu ve kapalı sonlu grup oluşumları geliştikçe sizleri çalışmalarımızdan bilgi sahibi edeceğim.

Bu bültende ise aşağıdaki haberleri paylaşmak istemekteyim:

I – Filmlerin ve sahnelerinin tedavide kullanımı düzeyinde uzmanların devamlı sorduğu “kanıta dayalı olup-olmama” konusuna karşılık verme boyutunda çalışma ve araştırmalara girişen akademik çevreler ortaya enteresan bulgular sergilemeye başlamışlardır.

Bunlardan belki de en ilginçi, New York Üniversitesinin Nöral Bilim Merkezi ve Psikoloji Anabilim Dalınca beraber yürütülmüş olanıdır. “Nörosinematik: Film Nörobilimi” adı altında, benim de üyesi olduğum “Forum for Film and Mind – Film ve Bellek Oturumu” grubunun, senede iki defa yayınlanan “Projections: The Journal for Movies and Mind” dergisinde geçen sene yayınlanan makalede yansıtılmıştır http://cyberpsych.org/filmforum .

Çalışma, araştırmada yer alanların, belgesel, heyecanlı, müzikal ve şiddet odaklı çeşitli gruplara ayrılmış filmleri seyretmeleri esnasında merkez sinir sistemlerindeki dinamiği, işlem ve işlevleri, fonksiyonel manyetik rezonans imajlaması (fMRI) ile kayıtlanan ve konu içi korrelasyon analiziyle (ISC) değerlendirilen spatio-temporal etki-tepkiyi gözden geçirmektedir.

Aralarında benim de “Top 10 – En Güzel 10 Film” listemde yer alan “The Good, the Bad and the Ugly – İyi, Kötü ve Çirkin” in de bulunduğu filmlerin, beynin hiperaktif-aktif-hipoaktif bölgelerinin analizinde bilhassa “cognitive-behavioral,” bilişsel davranışçı terapilerde kullanımının fayda sağlayacağı yorumlanmaktadır www.journals.berghahnbooks.com/proj.

II – Belki de gelirinin Türk Silahlı Kuvvetlerine gideceğini önerdiğimiz için kendilerine bir kazanç sağlamayacağından hiç bir kitap evinin basım-yayınına yanaşmadığı “Psikiyatride Filmler, Filmlerde Psikiyatri” tedavi kitabımıza Değerli Mustafa Bilici Hocam sahip çıkmış, editörlüğünü de üstlenerek bizleri ihya etmiştir. Baş Hekimi olduğu Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinin www.erenkoyruhsinir.gov.tr varlığı ile basımı yürütülmekte bulunan eser, bildiğiniz üzere hepimizin ürünüdür. Eski filmlerle terapi liste gruplarındaki tartışmalardan tutun da üyelerimizin bireysel olarak filmlerin tedavi potansiyelleriyle ilgili eleştirmelerini sergileyen kitabımız bir gelir gözetilmeden meslektaşlarımızın faydalanması için zamanı geldiğinde Mustafa Hocamın direktiflerine paralel olarak dağıtılacaktır.

III – Söz kitaptan açılmışken, şu anda İngilizce olarak mesleksel ve kurumsal danışmanlıkta ve liderlik konularında kullanılmak üzere Transaksiyonel Analiz ekolü değerlendirilmeleri yapılan yüz kadar filmden alınan sahnenin sunulduğu bir kitabı düzenlemekteyim. Trafford Basım & Yayın eviyle yaptığım anlaşmada “print on demand” sistemiyle dağıtımı kararlanmış durumdadır. Herşey yolunda giderse altı ay sonra bitmesi beklenmektedir.

III – Adana Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Değerli Bülent Demirbek Hocam www.arsh.gov.tr sitesinde filmlerin eğitim ve tedavide kullanımı ile ilgili yorumlarımı “Psikiyatri ve Sinema” köşesinde düzenlemektedir. Kritiği zaman zaman gözden geçirmenizden hoşlanacağınızı ve çalışmalarınızda uygulayacağınızı umutlamaktayım.

IV – T.C. Bolu İzzet Baysal Ruh Hastalıkları Devlet Hastanesi www.boluruhsagligi.gov.tr Başhekimi Değerli Hülya Ensari Hocam’ın başkanlığında ve sevgili Meslektaşım Dr. Fuat Beşkardeş’in moderatörlüğünde Bolu Ruh Sağlığı Ekibi haftalık film seyrini sürdürmekte ve filmlerin tedavide kullanımını devamlı tartışmaktadır.

Bültenimizin üç ay sonraki “yaz” mevsimi sayısında buluşmak üzere sağlıklar, mutluluklar ve başarılar dilemekteyim.

Dr. Fuat Ulus

2910 State Street

Erie, PA 16508, ABD

Erkekler Ne Söyler Kadınlar Ne Anlar
Erkekler Ne Söyler Kadınlar Ne Anlar Filminin Konusu
Greg Behrendt ve Liz Tuccillo’nun çok satan kitabına dayanan film, 20’li 30’lu yaşlarında Baltimore’lu bir grup insanı konu alıyor. Söz konusu insanlar ilişki havuzunun sığ kısmından evlilik hayatının derin ve bulanık sularına doğru ilerlerken bir yandan karşı cinsin işaretlerini okumaya bir yandan da “istisna yoktur” kuralına istisna oluşturmaya çalışıyorlar.
Yönetmen : Ken Kwapis
Senaryo : Abby Kohn, Marc Silverstein
Oyuncular : Ben Affleck, Jennifer Aniston, Scarlett Johansson, Michelle Carmichael, Morgan Lily
Filmin Türü : Romantik, Komedi
Orijinal Adı : He’s Just Not That Into You
Yapımcı Firma : Flower Films (II)
Yapım Yılı : 2009
Yapım Ülkesi : ABD, Almanya, Hollanda
Orijinal Dili : İngilizce
Filmin Süresi : 129 dakika
Resmi Sitesi : http://www.hesjustnotthatintoy..
Dağıtıcı Firma : Warner Bros
Vizyon Tarihi : 24.04.2009

2009 Eurovision Şarkı Yarışması
Fantastik Kuş
Yarışma afişi
Final 16 Mayıs 2009
1. Yarı-final 12 Mayıs 2009
2. Yarı-final 14 Mayıs 2009
Sunucu(lar) Yarı Final:Alsou
Andrey Malahov

Final:

Milla Jovovich

Yönetmen Andrey Boltenko
Ev sahibi yayıncı Pervıy Kanal
Yapıldığı yer Olimpiyskiy, Moskova, Rusya
Kazanan şarkı
Katılan şarkı sayısı 42
İlk kez katılan ülkeler
Yeniden katılan ülkeler Slovakya
Katılmaktan vazgeçen ülkeler Gürcistan
San Marino
Eurovision Şarkı Yarışması
◄2008 2010►

2009 Eurovision Şarkı Yarışması,12-14-16 Mayıs 2009 tarihlerinde Rusya’nın başkenti Moskova’da düzenlenmesi planlanan 54. Eurovision Şarkı Yarışması. Yarışmanın iki yarı finali 12 ve 14 Mayıs tarihlerinde düzenlenecektir.[1] 42 ülkenin katılacağı kesinleşmiştir. Slovakya da yarışmaya yeniden katılacağını bildirmiştir. San Marino ise ekonomik sorunlardan dolayı katılamayacağını açıklamıştır. 2009’da tele oylamalarının yanında jüri oylarının da kullanılacağını açıklanmıştır. “Büyük Dörtlü” olarak adlandırılan Fransa, Almanya, İspanya ve Birleşik Krallık yarışmaya direkt katılma haklarını yine kaybetmeyecektir.[2] Yarışmayı, şarkıcı Alsou ve televizyon yıldızı Andrey Malahov sunacaktır[3].

Konu başlıkları

[gizle]

Önemli Bilgiler [değiştir]

  • Avusturya Bayrağı Avusturya siyasî sebeplerden dolayı bu senede yarışmaya katılmayacağını bildirmiştir[4].
  • Vlag van San Marino San Marino ekonomik nedenlerden dolayı yarışmaya katılmayacağını bildirmiştir.
  • Slovakya Bayrağı Slovakya 11 yıl aradan sonra tekrar Eurovision Şarkı Yarışması’na katılacaktır[5].
  • Arnavutluk Bayrağı Arnavutluk’u 2008 yılında olduğu gibi 2009 yılında da 16 yaşında bir şarkıcı temsil edecektir. Daha önce 2008 Eurovision Şarkı Yarışması’na 16 yaşındaki Olta Boka’yı gönderen Arnavutluk, 2009 Eurovision Şarkı Yarışması‘nda Arnavutluk’u temsil etmek üzere 16 yaşındaki şarkıcı Kejsi Tola’yı gönderecektir.
  • Gürcistan Bayrağı Gürcistan, 2008 Güney Osetya Savaşı’ndan dolayı bu yıl katılmayacağını bildirmişti. Ancak 2008 Eurovision Çocuk Şarkı Yarışması’nda Rusya’nın Gürcistan’a 12 puan vererek 1. olmasına yardım ettiği için yarışmaya katılma kararı aldı. Gürcistan’ı Stephane & 3G adlı pop grubu temsil edecekti. Fakat “We Don’t Wanna Put In” adlı şarkının anlamı Putin’i İstemiyoruz anlamına da geliyordu. Bu şarkı Rusya tarafından tepkiyle karşılandı. EBU’da bu şarkını siyasi içerikli olmasından dolayı bu şarkıyı diskalifiye etti. Gürcistan televizyonundan ya şarkıyı tamamen değiştirmek, ya da sözlerinin düzeltilmesi istenildi. Ama Gürcistan yarışmadan çekilme kararı aldı.[6]
  • Malta Bayrağı Malta 3’ncü kez şarkıcı Chiara ile yarışmaya katılacak. Chiara daha önce, 1998’de 3’ncü , 2005’te 2’nci olmuştu.
  • Macaristan Bayrağı Macaristan’ın bu yılkı ilk yarışmacısı Márk Zentai’nin yerine seçilen Kátya Tompos da Eurovision’a gitmekten vazgeçmişti. Bu yıl 2009 Eurovision Şarkı Yarışması için seçtiği 3’ncü temsilci Ádok Zoli oldu. Macaristan bir daha temsilci değiştirirse 5 yıl Eurovision Şarkı Yarışması’dan uzaklaştıracak.
  • Kıbrıs Bayrağı Kıbrıs’taki elemelere Zeliş Şenol ve Zeliş Sururi adlı iki Kıbrıslı Türk şarkıcı katılmıştır. Ancak elemeleri geçemediler. Kıbrıs’ı Christina Metaxas temsil edecektir.
  • İtalya Bayrağı İtalya ise siyasî oylamaları sebep gösterdiğinden 1997 yılından beri katılmamaktadır.
  • Vlag van Kazachstan Kazakistan[7] ve Kosova Bayrağı Kosova yarışmaya ancak 2010’da katılabileceğini duyurmuştur.[kaynak belirtilmeli] Ayrıca Kosova şarkılarını 30 Nisan 2009 tarihinde tanıttı.[kaynak belirtilmeli]
  • Vlag van Kirgizië Kırgızistan ise EBU’ya üyelik başvurusu yapmıştır.[kaynak belirtilmeli]
  • Bazı EBU üyesi ülkeler Eurovision’un Worldvisiona çevrilmesini istemiştir. Ancak talep reddedilmiştir. Onun yerine Asya’da Asiavision adlı bir şarkı yarışması yapılacaktır[8].
  • Bu yıl yarışmaya ilk kez katılacak ülke olmayacaktır.

Sunucular [değiştir]

2009 Eurovision Şarkı Yarışması’nın yarı final gruplarını Yana Çurikova sunmuştur. Aslında Yana Çurikova, 2009 Eurovision Şarkı Yarışması’nın sunuculuğunu da yapacaktı fakat çekilmiştir.Onun yerine Alsou ve Andrey Malahov yarışmayı sunacaktır. Finalin ise Milla Yovoviç’in sunması beklenmektedir.

Görsel tasarım [değiştir]

Rusya’nın ana yayın kuruluşu Pervıy Kanal Eurovision 2009 için alt logo ve tema sundu. En alt logosu ise bir “Fantastik Kuş” olarak belirlenmiştir. Önceki yıllarda olduğu gibi, alt logosu genel logosu ile yanyana sunulacaktır[9]. Bu yıldaki yarışmanın logosunda slogan olmayacaktır.

Sahne, tasarımcı John Casey tarafından tasarlanmıştır. Casey daha önce 1997 yılında Dublin’de yapılan 1997 Eurovision Şarkı Yarışması’nın sahnesini de tasarlamış ve 1994 – 1995 yıllarında da sahne tasarımı işinin içinde yer almıştı. Hemen hemen tamamen LED ekranlarının farklı türleri ile oluşan çağdaş bir ayar, bir Rus Avangard sanatı ile ilişkilendirmektedir. Yarışma için bir tiyatro tasarımı da olacaktır. Ayrıca, sahnenin büyük bölümündeki kavisli LED ekranlar her yönde hareket edebilir ve her bir şarkı için farklı hissettirmek için sağlanan dairesel orta kısmı da dahil olmak üzere bir çok değişiklik göze çarpmaktadır.

Biletler [değiştir]

2009 Eurovision Şarkı Yarışmasının biletlerinin fiyatı 300 rubleden 30 bin ruble kadardır. En ucuz biletler (300-1800 ruble) yarışma çerçevesinde yapılacak olan sabah ve akşam konserleri için olan biletlerdir. Yarı finalı izlemek isteyenler 800-20 bin arası ruble ödemelidirler. Final için en ucuz bilet 1000 ruble, en pahalısı ise 30 bin rubledir. Yarışmanın her konserine 20 bine yakın seyircinin katılması beklenmektedir.[10]

Yarı Final Çekiliş Grupları [değiştir]

30 Ocak 2009’da bu yılki Eurovision Şarkı Yarışması’na katılacak ülkeler yarı finallere bölündü. Yarı final çekiliş gruplarını Yana Churikova sundu. Büyük 4’lü Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, İspanya ve ev sahibi Rusya doğrudan finale katılacaktır. Diğer 38 ülke 7, kalan beşinde ise 6 ülke olmakla 6 gruba bölünmüştü. Çekilişten sonra ise kalan 38 ülkenin ise yarı finallerde çıkış edeceği belli oldu. Ama ülkelerin (hem doğrudan finale və hem de yarı finallere katılacak ülkelerin) çıkış tarihi 30 Ocak tarihinde yapılan çekilişte olmayacağı, 16 Mart’ta yapılan çekilişte belirlendi.
16 Mart 2009 tarihinde 2009 Eurovision Şarkı Yarışması‘na katılacak ülkelerin temsilcileri bir toplantı yaptı. Bu toplantıda ülkeler temsil edecekleri şarkıları tanıttılar. Bu toplantıda Gürcistan’ın yarışmaya katılmayacağı açıklandı. Toplantıda hem de 38 ülkenin yarı finallerde, 5 ülkenin (Büyük dörtlü ve ev sahibi Rusya) ise finale çıkış numaraları belli oldu. [11]

Moscow’s Olympic Indoor Arena 2009 Eurovision Şarkı Yarışması’nın yapılacağı yerdir.

1.Grup 2.Grup 3.Grup
  • Arnavutluk Bayrağı Arnavutluk
  • Bosna-Hersek Bayrağı Bosna-Hersek
  • Hırvatistan Bayrağı Hırvatistan
  • Karadağ
  • Makedonya Bayrağı Makedonya
  • Sırbistan
  • Slovenya Bayrağı Slovenya
  • Danimarka Bayrağı Danimarka
  • Estonya Bayrağı Estonya
  • Finlandiya Bayrağı Finlandiya
  • İsveç Bayrağı İsveç
  • Vlag van IJsland İzlanda
  • Norveç Bayrağı Norveç
  • Azerbaycan Bayrağı Azerbaycan
  • Beyaz Rusya Bayrağı Beyaz Rusya
  • Ermenistan Bayrağı Ermenistan
  • Vlag van Israël İsrail
  • Vlag van Moldavië Moldova
  • Ukrayna Bayrağı Ukrayna
4.Grup 5.Grup 6.Grup
  • Türkiye Bayrağı Türkiye
  • Belçika Bayrağı Belçika
  • Bulgaristan Bayrağı Bulgaristan
  • Hollanda Bayrağı Hollanda
  • Kıbrıs Bayrağı Kıbrıs
  • Yunanistan Bayrağı Yunanistan
  • Vlag van Andorra Andorra
  • İrlanda Bayrağı İrlanda
  • Letonya Bayrağı Letonya
  • Litvanya Bayrağı Litvanya
  • Portekiz Bayrağı Portekiz
  • Romanya Bayrağı Romanya
  • Çek Cumhuriyeti Bayrağı Çek Cumhuriyeti
  • İsviçre Bayrağı İsviçre
  • Macaristan Bayrağı Macaristan
  • Malta Bayrağı Malta
  • Polonya Bayrağı Polonya
  • Slovakya Bayrağı Slovakya

Yarı Final 1 [değiştir]

18 tane şarkı 12 Mayıstaki 1. yarı finalde yarışacaklardır.

Sıra  ↓ Ülke  ↓ Dili  ↓ Şarkıcı  ↓ Şarkı  ↓ Türkçesi  ↓ Derece  ↓ Puan  ↓
01 Karadağ İngilizce Andrea Demirović[12] “Just Get Out Of My Life” Sadece Çık Hayatımdan !
02 Çek Cumhuriyeti İngilizce, Romanca Gipsy.cz[13] “Aven Romale” Çingeneler Gelin !
03 Belçika İngilizce Patrick Ouchène[14] “Copycat” Kopyacı
04 Beyaz Rusya İngilizce Petr Elfimov[15] “Eyes That Never Lie” Asla Yalan Söylemeyen Gözler
05 İsveç İngilizce, Fransızca Malena Ernman “La Voix” Ses
06 Ermenistan Ermenice, İngilizce Inga ve Anush Arshakyans [16] “Jan Jan” Can Can
07 Andorra İngilizce, Katalanca Susanne Georgi[17] “La Teva Decisio” Senin Kararın
08 İsviçre İsviçre İngilizce Lovebugs[18] “The Highest Heights” En Yüksek Yükseklikler
09 Türkiye İngilizce[19] Hadise[20] [21] “Düm Tek Tek” Düm Tek Tek
10 İsrail Arapça, İbranice, İngilizce Noa & Mira Awad[22] “There Must Be Another Way” Başka Bir Yolu Olmalı
11 Bulgaristan İngilizce Krassimir Avramov[23] “Illusion” Hayal
12 İzlanda İngilizce Jóhanna Guðrún Jónsdóttir[24] “Is It True?” Doğru mu?
13 Makedonya Makedonca Next Time “Nešto što kje ostane” Geri Dönen Bir Şey
14 Romanya İngilizce Elena Gheorghe[25] “The Balkan Girls” Balkan Kızları
15 Finlandiya İngilizce Waldo’s People[26] “Lose Control” Kontrol Dışı
16 Portekiz Portekizce Flor-de-lis “Todas as ruas do amor” Aşkın Bütün Caddeleri
17 Malta İngilizce Chiara[27] “What If We” Ya Biz
18 Bosna-Hersek Boşnakça Regina[28] “Bistra Voda” Berrak Su

Yarı final 2 [değiştir]

19 tane şarkı 14 Mayıstaki 2. yarı finalde yarışacaklardır.

Sıra  ↓ Ülke  ↓ Dili  ↓ Şarkıcı  ↓ Şarkı  ↓ Türkçesi  ↓ Derece  ↓ Puan  ↓
01 Hırvatistan Hırvatça Igor Cukrov & Andrea Šušnjara “Lijepa Tena” Güzel Tena
02 İrlanda İrlanda İngilizce Sinead Mulvey & Black Daisy “Et Cetera” Ve Benzeri
03 Letonya Rusça Intars Busulis “Probka” Trafik Işıkları
04 Sırbistan Sırpça Marko Kon & Milan Nikolić[29] “Cipela” Ayakkabı
05 Polonya İngilizce Lidia Kopania “I Don’t Wanna Leave” Ayrılmak İstemiyorum
06 Norveç İngilizce Alexander Rybak “Fairytale” Peri Masalı
07 Kıbrıs İngilizce Christina Metaxas [30] “Firefly” Ateş Böceği
08 Slovakya Slovakça Kamil Mikulčík & Nela Pocisková “Leť Tmou” Karanlığa Uç
09 Danimarka İngilizce Niels Brinck “Believe Again” Tekrar İnan
10 Slovenya İngilizce Quartissimo & Martina Majerle “Love Symphony” Aşk Senfonisi
11 Macaristan İngilizce Ádok Zoli “Dance with Me” Benimle Dans Et
12 Azerbaycan İngilizce AySel & Arash[31] “Always” Her Zaman
13 Yunanistan İngilizce Sakis Rouvas [32] “This Is Our Night” Bu Bizim Gecemiz
14 Litvanya İngilizce Sasha Son “Love” Aşk
15 Moldova İngilizce, Rumence Nelly Ciobanu “Hora din Moldova” Moldova Dansı
16 Arnavutluk İngilizce[33] Kejsi Tola[34] “Carry Me in Your Dreams” Beni Rüyalarına Götür
17 Ukrayna İngilizce Svetlana Loboda “Be My Valentine” Sevgilim Ol
18 Estonya Estonca Urban Symphony “Rändajad” Göçebeler
19 Hollanda İngilizce De Toppers[35] “Shine” Parla


Günde yarım kadeh şarap içmenin erkeklerde yaşam süresini 5 yıla kadar uzatabileceği bildirildi. Araştırmada şarabın özellikle kalp-damar ve beyin damarları hastalıkları riskini azaltabileceği vurgulandı.

Londra– Hollanda’daki Wageningen Üniversitesinden bilim adamları, günde 20 grama kadar alkolün yaşam süresini yaklaşık 2,5 yıl uzatabileceğini, bu miktarın üzerine çıkıldığındaysa yaşam süresinin kısaldığını vurguladı.

“Journal of Epidemiology and Community Health” dergisinde yayımlanan araştırmada, günde yarım kadehi geçmemek koşuluyla sadece şarap içen erkeklerin yaşam süresinin ise, hergün bira ya da başka alkollü içkileri tüketenlere göre 2,5 yıl uzun olabileceği belirtildi. 1960-2000’de yaklaşık 1400 erkeğin ne tür alkollü içki tükettiklerini, bunun miktarını, sigara kullanıp kullanmadıklarını, hayat tarzlarını, sosyal statülerini, beslenme alışkanlıklarını ve kilolarını inceleyen bilim adamları, günde sadece 20 gram şarap içenlerin ömrünün hiç alkollü içki tüketmeyenlere göre 5 yıl uzun olabiceğine dikkati çekti.

Araştırmada şarabın özellikle kalp-damar ve beyin damarları hastalıkları riskini azaltabileceği vurgulandı.

Bana sorarsanız, Kıvanç Tatlıtuğ Dışişleri Bakanı olsun azizim…
Malum, Araplar en çok onu seviyor… Bakın, geçenlerde Lübnan Cumhurbaşkanı geldi, bizim Cumhurbaşkanı bizim Dışişleri Bakanı’nı çağıracağına, Kıvanç Tatlıtuğ’u çağırdı Köşk’teki resepsiyona…

Ali Babacan’ı da hemen harcamamak lazım tabii… Ali Babacan, Alican sınır kapısına gümrük muhafaza müdürü yapılsın… Ver anahtarı, açsın kapasın.

Ulaştırma Bakanı adayım, Kevin Costner… Hem özel uçağı var, masraf çıkarmaz başımıza, hem de terlikle gezeceğine, “Ne mutlu Türküm diyene” şapkasıyla geziyor hiç olmazsa.

Para verdi-vermedi stresinden gına geldi artık, IMF Türkiye komiseri Rachel van Enkel, direkt, Hazine’den sorumlu bakan olsun… İngiliz vatandaşından oluyorsa, Anzak vatandaşından niye olmasın?

(Vatandaş dedim aklıma geldi… Mehmet Aurelio da, hazır İspanya’dayken, Medeniyetler İttifakı’nın başına getirilsin.)

Adalet Bakanı?
Ergenekon’da üçüncü dalga, yedinci dalga, dokuzuncu dalga, onikinci dalga…
E yakışır Haluk Özdalga.

Hüseyin Üzmez…
Aileden Sorumlu Bakan olsun.

Spordan Sorumlu Bakan adayım, Hakan Şükür… Çevre Bakanı, çevreyi tanıyan biri olsa iyi olur, mesela Cihan Kamer… Ramsey, Milli Eğitim Bakanı olsun, iyi burs veriyor. Bayındırlık ve İskan ise, Şaban Dişli’ye emanet edilsin.

Sağlık Bakanı, takmayın kafanıza, sağlık olsun… Jose Manuel Barroso, İçişleri Bakanı; İbrahim Telkenar, Orman Bakanı olsun… Diyeceksiniz ki, İbrahim Telkenar kim? Size ne kardeşim… Orman Bakanı’nı tanıyor musunuz sanki?

Tutturdular revizyon, revizyon…
E revizyon bakanı da Hadise olsun.

Zahid Akman, hükümet sözcüsü; Asfaltçı Kepenek, başbakanlık müsteşarı olsun… İnceldiği yerden kopsun, Ekrem Tosun, bu kabineyi beğenmeyene kosun.

Organ nakli bekleyen hastaları, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberalın bir an önce serbest bırakılmasını istiyor. Karaciğer nakli yapılacak olan 11 yaşındaki Halime Sert, Sağlığıma kavuşmak istiyorumderken, bugün böbrek nakli yapılması planlanan Elif Sert adlı hasta da Özgürlüğüme kavuşacaktım. 3 aydır bu ameliyatı bekliyordumdiye konuştu.

Başkent Üniversitesi Hastanesinde Haberalın ekibinde yer alan Prof. Dr. Hamdi Karakayalı, iptal edilen ameliyatların bir karaciğer, iki böbrek nakli ile iki karaciğer tümörü ameliyatı olduğunu söyledi. Karakayalı, hastanede tüm sağlık hizmetlerinin herhangi bir aksama olmadan devam ettiğini belirterek Organ nakli bekleyen hastalarımızla konuştuk. Gözaltı süreci cuma günü tamamlanacak. Cuma gününe kadar bekleyeceğiz. Hastalarımızın isteği de bu yönde. Olası bir aksilik ve bu sürecin uzaması durumunda biz hastalarımıza gereken tedavileri uygulayacağızdiye konuştu.

‘Çok üzüldük’

 

Karaciğer nakli dün yapılması gereken, fakat ameliyatı iptal edilen 11 yaşındaki kız çocuğu Halime Sertin annesi Gülten Sert, yaklaşık 3 aydır kızının karaciğer naklini beklediğini kaydetti. Anne Sert, Haberalın gözaltına alınması çok kötü bir durum oldu bizim için. Çok üzüldük. Haberalın bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz. Böyle bir bilim adamının gözaltına alınmasına anlam veremiyorum dedi.

‘Sağlığıma kavuşacaktım’

 

Organ nakli ameliyatı iptal edilen 11 yaşındaki Halime Sert de çok üzüldüğünü ifade ederek Sağlığıma kavuşacaktım dedi. Haberalın en son geçen cumartesi günü yanına uğradığını anlatan Halime Sert, Benimle sürekli ilgileniyordu. Ben sağlığıma kavuşmak istiyorum. Doktorumun bırakılmasını istiyorumaçıklamasını yaptı.

Haberalın bugün böbrek nakli yapmayı planladığı Elif Yiğit adlı hasta da çok üzgün olduğunu söyledi. Özgürlüğüme kavuşacaktım, yeniden doğmuş gibi olacaktım diyen Yiğit, 3 aydır böbrek naklini beklediğini kaydetti.

Haberalın hastalarıyla yakından ilgilenen bir doktor ve çok iyi bir insan olduğunu belirten Yiğit, Hocamızın bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz. Bırakılsın ve hastalarının yanına gelsin. Burada kendisini bekleyen çok insan var diye konuştu.

Yiğit, gözaltı nedeniyle pek çok hastanın mağdur olduğunu ifade ederek Kınıyorumdedi.

Atatürkçü STÖ ve akademisyenlerin hedef alınmasına tepkiler çığ gibi büyüyor

 Ergenekon operasyonuyla Atatürkçü sivil toplum örgütleri ve akademisyenlerin hedef alınmasına yurt genelindeki tepkiler çığ gibi büyüyor.

ANKARA Üniversitesi Senatosu, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili olarak çağdaş bir hukuk devletinde karşılaşılması mümkün olmayan uygulamaların üniversitelere ve üniversite mensuplarına yansımış olmasından derin kaygı duyduklarını bildirdi. Yapılan açıklamada, Hukukun üstünlüğünü, çağdaş eğitim ve çağdaş yaşamın güvencesi olarak gören Ankara Üniversitesi, bağımsız yargı organlarının sorumluluğu altındaki adli sürecin hızlı ve doğru işleyeceğine olan inancını korumak istemektedirdenildi.

İSTANBUL Barosu’ndan yapılan açıklamada Bitmek tükenmek bilmeyen ucu açık soruşturmalarda seri ve uzun zaman aralıklı dalgalarla demokratlar, yurtseverler, Atatürkçüler, çağdaş ve aydınlık Türkiyeden yana olanlar, korku, sindirme ve yılgınlık içine itilmek istenmektedirdenildi. İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği, Tüm Öğretim Elemanları Derneği İstanbul Şubesi, Cumhuriyet Kadınları Derneği Merkez Şubesi, Eğitim-İş Sendikası ve Türkiye Gençlik Birliğinin yaptığı ortak açıklamada, Ergenekon operasyonu adı altında Türkiyenin laik, yurtsever, aydın kesimine yönelen saldırının son hedefinin üniversiteler olduğuna dikkat çekilerek AKP iktidarının hedefinin Atatürkçüler olduğu vurgulandı.

Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER)nden yapılan yazılı açıklamada dernek üyesi Tijen Mergenin gözaltına alınmasına tepki gösterilerek Konunun takipçisi olacağızdenildi. 10 Aralık Hareketi Yürütme Kurulu, gözaltıların hukuk dışı uygulamalar olduğunu vurguladı.

SAMSUN ADD önünde bir araya gelen bir grup, ADD Karadeniz Bölge Koordinatörü ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) eski Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernayın gözaltına alınmasını protesto etti.

ANTALYA dernek binaları 7.5 saat aranan ÇYDD üyeleri olayı Çağdaş insanların tespiti ve avı olarak değerlendirdi. Dernek avukatı Şaziye Şahin ise Toplumu aydınlatmak suçsa, en büyük suç ortağımız, Mustafa Kemal Atatürktür dedi.

BURSA ÇYDD Bursa Şubesi Başkanı avukat Kadriye Uysal da kentteki sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin yöneticileriyle bir araya geldi. Uysal, Bu aydınlıkla karanlığın savaşıdırdedi.

Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız da Bütün AKPnin, demokrasinin Dsini bile istemediğinin ve diktatör yüzünün göstergesidirifadelerine yer verdi.

Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, Türkiye’nin sağduyulu insanlarının düşüncelerine pranga vurulduğunu belirtti.

“Aydın Doğan Ödülü” bugün düzenlenen bir törenle tiyatro sanatçısı Genco Erkal’a verildi. Törende aldığı 60 bin liralık çeki Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne (ÇYDD) bağışlayan Erkal, konuşmasında Ergenekon davasına ilişkin, “Hepimizi belli bir cemaatin neferi yapmadan da rahat etmeyecekler. Bizi de rahat bırakmayacaklar” dedi.

İstanbul”Aydın Doğan Ödülü”, tiyatro sanatçısı Genco Erkal‘a verildi. Hilton Oteli’nde gerçekleştirilen ödül töreni, sanatçı Genco Erkal’ın sanat yaşamı ve ödül töreninin tanıtımı hakkındaki video gösterimiyle başladı.

Törende konuşan Aydın Doğan Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Candan Fetvacı, Aydın Doğan Ödülü’nün 13 yıldır kültür, sanat veya bilim alanında saygın, tanınmış, Türkiye ve dünyada önemli hizmetlerde bulunmuş kişilere verildiğini anımsattı.

Bu yılki ödülün konusunun ”tiyatro” olarak belirlendiğini dile getiren Fetvacı, sanatların en eskisi olan tiyatronun, insanın var olduğu sürece ona ayna tutacak bir sanat dalı olduğunu vurguladı.

Türkiye’de tiyatronun zaman zaman siyasi ve ekonomik nedenlerle durgunluk dönemleri yaşadığını, ancak her zaman canlılığını koruduğunu ve toplumun yansıması görevini yerine getirdiğini belirten Fetvacı, ödülün bu yılki seçici kurulunun Doğan Hızlan, Orhan Alkaya, Lemi Bilgin, Cevat Çapan, Dikmen Gürün, Gencay Gürün, Özdemir Nutku, Turgut Özakman, Seçkin Selvi, Sevda Şener ve Ayşegül Yüksel’den oluştuğunu bildirdi.

Konuşmaların ardından tiyatro sanatçısı Genco Erkal’a ödülünü, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan verdi. İstanbul Valisi Güler ise Erkal’a 60 bin liralık çeki sundu.

 

Genco Erkal

Tiyatro sanatçısı Genco Erkal, kendisini, bu ödüle layık gören Aydın Doğan Vakfı’na ve seçici kurula teşekkür etti.

Bu akşamki konuşmasında çocukluğundan, babasından, dostlarından, yazarlardan, izleyicilerden ve büyük ustalardan bahsetmeyi planladığını anlatan Erkal, şöyle konuştu:
”Ancak öyle bir karanlık dönem yaşıyoruz ki… Birden bire bakıyorsunuz politika hayatın içine bütün ağırlığıyla giriyor. Hiçbir şey politikadan bağımsız düşünülemez. Bu nedenle 50 yıldır politik tiyatro yapıyorum. Ergenekon’un bugünkü dalgası her şeyi değiştirdi. Yapmayı düşündüğüm konuşmanın hiçbir anlamı kalmadı. Çünkü bu başka bir şey. Şu bir gerçek ki, bu insanlar bu ülkede muhalefet istemiyorlar. Kesinlikle muhalefet istemiyorlar. Hepimizi belli bir cemaatin neferi yapmadan da rahat etmeyecekler. Bizi de rahat bırakmayacaklar.”

Törene Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Türkan Saylan‘ı da davet ettiğini, ancak yaşananlardan çok derinden sarsılması ve hasta olması nedeniyle geceye katılamadığını anlatan Erkal, Saylan’ın aralarında olmasını çok istediğini belirtti.

Aydınlık geleceğe ulaşmada en büyük sorunun eğitim olduğunu dile getiren Erkal, ”Ama nasıl eğitim? İnsana kul olmayı öğreten bir eğitim değil, kendi kaderini kendi çizen, özgün bir insan olmayı gerektiğine inandığım bir eğitim. Bu nedenle bu değerli ödülün onurunu kendime ayırıp, parasal yanını eğitime bağışlayacağım. Bu çeki Türkan Saylan’a vereceğim. Onun bu parayı en iyi şekilde değerlendireceğine inancım sonsuz. Yarın sabah evinde ziyaret ederek, bu çeki kendisine ulaştıracağım” diye konuştu.

Bir üniversitede yapılan araştırmaya göre, Türkiye’de 2001 yılından bu yana sigara kullanımının yüzde 11 oranında azaldığı fakat yine de dünyanın en çok sigara içilen 10 ülkesinden birinin Türkiye olduğu açıklandı. Üniversiteden yapılan açıklamada Rus ruletinde ölüm olasılığının 6’da 1 olmasına karşın, sigarada bu oranın 6’da 3 olduğu vurgulandı.

AA

Antalya– Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nazmi Bilir, sigara hakkında çeşitli bilgiler verdi. Türk Toraks Derneğinin 12. Yıllık Kongresi’ne katılan Prof. Dr. Bilir, yaptığı açıklamada, Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun’dan Türkiye’nin kıvanç duyması gerektiğini ifade etti. Dünyada sadece 13 ülkede bu kapsamda kanun bulunduğunu belirten Prof. Dr. Bilir, bu ülkelerden birinin de Türkiye olduğunu kaydetti. Yasa ile denetim mekanizmasının da işletilmesi gerektiğini savunan Prof. Dr. Bilir, ceza uygulamasının da önemini vurguladı. Prof. Dr. Bilir, kurallara uyulmaması halinde cezalandırmanın ilk seferde yapılmasının önemine işaret ederek, ilk seferde cezalandırma yapılmaması halinde kural ihlalinin tekrar edeceğini dile getirdi.

Kongrenin gerçekleştiği beş yıldızlı turistik tesiste de sigara konusunda kurallara uyulmadığını gözlediklerine işaret eden Prof. Dr. Nazmi Bilir, tatile gelen kişilerin kurallara uymaması gibi bir durumun söz konusu olamayacağını söyledi. Prof. Dr. Bilir, ”Turistik tesislere gelenler trafik kurallarına uyuyorlar. O zaman bu da kural. Bu da kanun hükmü. Bu da toplum yaşamını düzenliyor. İnsanların trafik kuralına uydukları gibi sigarayla ilgili kanunlara da uymaları gerekiyor. Kuralı ihlal ettiklerinde karşılık göreceklerini artık insanların bilmesi gerekiyor” dedi.

Türkiye’de sigaraya başlama yaşının 13 olduğunu belirten Prof. Dr. Bilir, ülkede 20 milyon kişinin sigara içtiğini bildirdi. ”Yani yetişkin yaş grubunun üçte biri sigara içiyor” diyen Prof. Dr. Bilir, son yasal düzenlemelerin ise sigara içen kişi sayısını azalttığını vurguladı. Prof. Dr. Bilir, ”2001 yılından bu yana Türkiye’de sigara kullanımı yüzde 11 oranında azaldı. Bunun, geçen yıl kabul edilen yeni kanundan sonra hız kazanacağını düşünüyoruz. Ancak hala dünyanın en çok sigara içilen 10 ülkesinden birisiyiz. 10’uncu ülke biziz. Başka alanlarda ilk 10’lara girmek kıvanç verici birşey, ama sigara konusunda dereceye girmek övünülecek bir şey değil” diye konuştu.

 

Zararlı olduğunu bile bile…

Prof. Dr. Nazmi Bilir, insanların sigaranın zararlı olduğunu bildikleri halde içmeye devam ettiklerini anlattı. Sigarayı ”Rus ruletine” benzeten Prof. Dr. Bilir, şunları söyledi:

”Rus ruletinde ölüm olasılığı 6’da 1’dir. Sigara ruletinde ölüm olasılığı ise 6’da 3’tür. Yani sigara içenlerin yarısı sigara kaynaklı hastalıklar yüzünden hayatını kaybeder. Bu demektir ki sigara ruleti, Rus ruletinden 3 kat daha tehlikelidir. Bu yüzden insanların sigara kullanmamaları konusunda bilgilendirilmeleri gerekiyor.”

Yapılan araştırmalarda sigara içenlere, ”Sigarayı bırakmayı istiyor musunuz?” diye sorulduğunu da kaydeden Prof. Dr. Bilir, ”Bu kişilere, (Sigarayı bırakmak istiyor musunuz?) diye soruyorsunuz, (Evet bırakmak istiyorum) diyorlar, ama kaç kişi bıraktı diye bakıyorsunuz, yüzde 5’i bırakıyor. Demek ki bu arada yüzde 75’lik bir hizmet açığı var. (Sigarayı bırakmak istiyorum) diyen insanlara bu hizmeti vermek lazım. Bunu yüzde 10’lara, 40’lara çıkarmak lazım” dedi.

Sigara içen bazı tiryakilerin, ”Sigara içme özgürlüğümüz kısıtlanamaz” diyerek kendilerini savunduklarını da belirten Prof. Dr. Bilir, ”İnsanın kendini öldürmesi özgürlük sayılamaz” diye konuştu.

Bir binanın çatısına çıkıp ”Atlayacağım” diyen kişinin ikna edildiğine dikkati çeken Prof. Dr. Bilir, aynı durumun sigara için de geçerli olduğunu, kişilerin sigarayla kendilerine zarar vermelerinin önüne geçilmesi gerektiğini söyledi.