İstanbul– Kamuoyunda Gandi Kemal olarak anılan Kemal Kılıçdaroğlu yoğun katılımlı kurultayda konuşmasını yaptı. Kılıçdaroğlu, 70 dakika süren konuşmasının ardından Bülent Ecevit ile özdeşleşen kasketi takarak, salondakileri selamladı. Yoğun alkış ve “Başbakan Kemal” sloganlarla konuşması sık sık kesilen Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
– Geliyoruz, geliyoruz iktidara geliyoruz! Hepinizi en içten duygularla selamlıyorum.
“O failleri bulmak boynumuzun borcudur”
– Böylesine görkemli bir toplantıda, İnönü, Ecevit ve Deniz Baykal’a kadar görkemli tarihin sahibi olacağız ve o görkemli tarihi ileri taşıyacağız. Hepinizi en içten duygularla selamlıyorum. Hepinize yürekten, içten ‘Merhaba’ diyorum. Sayın Baykal’a yapılan komplonun failleri ortaya çıkmış değil. O failleri bulmak boynumuzun borcudur.
“Taşeronculuğu CHP iktidarında gömeceğiz”
– Zonguldak’ta kara elmas için alın teri döken madenciler gündemimiz. Recep Bey diyor ki bu yörenin insanları bu olaylara alışık. Ölüm bu mesleğin kaderinde var diyor. Bizim kadar yaşamını yitiren işçiler var. Nasıl oluyor da başka yerde yaşamını yitirmeyenler Zonguldak’ta kader oluyor. Onların ailelerine başsağlığı diliyorum. Meraklanmasınlar iş sağlığı ve iş güvenliği nedir, biz onarla öğreteceğiz.
-Bu işçilerimizin bir sorunu daha var. Yaşamlarını kaybeden bu işçilerin tamamı taşeron işçisi. CHP iktidarında taşeronluğu tamamen gömeceğiz. Kamuda çalışan hiçbir işçi yaşamı boyunca asgari ücrete mahkum olmayacak. Örgütlü toplum olacağız. İlk gideceğim yer Zonguldak olacaktır, emeğin başkenti Zonguldak olacaktır.
– Bu kongre tarihi bir kongredir, artık düğmeye basıyoruz artık iktidara koşuyoruz. Halkla beraber yürüyeceğiz.
“Önce halk”
– Türkiye’de rüşvetin, haksızlığın sonunu getirmek inşallah bize nasip olacak. Bunlar hukuk dediler, hukuku katlettiler, demokrasi dediler, demokrasiyi katlettiler. Söz veriyorum, özel yetkili mahkemelere de son vereceğiz. Bunlar onurlu dış politika diye Dubai’ye gidip 10 milyar dolara Türkiye’nin onurunu masaya yatırdılar. Artık iktidara koşuyoruz. Mustafa Kemal bu ülkeyi kurarken ’önce halk’ dedi.
– Biz Türkiye’yi içinde bulunduğu çıkmazdan çekip çıkarmaya mecburuz. Bunu ancak CHP yapabilir. Çünkü CHP, Kuvayı Milliye demektir, çünkü CHP Müdafaa-i Hukuk demektir, çünkü CHP Anafartalardır, Conk Bayırı’dır İzmir’de Hasan Tahsin, Lozan’da İnönü’dür. Erzurum’da Nene Hatun, Kahramanmaraş’ta Sütçü İmamdır. Genlerinde ulusal çıkarları korumak, halkının çıkarlarını korumak vardır. CHP değişimci ve devrimcidir. Değişimi ve devrimi sonuna kadar götüreceğiz. Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Demokrasinin çıtasını yükselteceğiz. Korku imparatorluğu değil, sevgiyi egemen kılacağız. Kardeşçe beraber olacağız. Kine kitabımızda asla yer yoktur. Bir ozanımızın dediği gibi ‘yok edeceğiz insanın insana kulluğunu’. Kardeşçe yaşayacağız, barış türküleri söyleyeceğiz. Hep beraber bu coğrafyada kucaklaşarak güzel Türkiye’yi yeniden yaratacağız. Bütün toplum katmanlarıyla beraber olacağız. Bu ülkeyi kuran lider şunu söylüyor; ‘çalışmadan yorulmadan ve üretmen rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler evvele hasiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar’….
– Soruyorum Sayın Başbakan’a: “Recep Bey, işsizlik fonundan aldığın paranın ne kadarını GAP’a harcadın?” Açıkla bakalım. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yapılan ayrışma politikalarını ters yüz edeceğiz. Herkesin karnı doyacak. Türkiye’de barış rüzgarları esecek. İnançlara ve her etnik kimliğe saygılı olacağız.
“Neden AKP’ye oy veriyorsun?”
– Geçinemiyorsan neden AKP’ye oy veriyorsun, senin haklarını ben savunuyorum. Emekli dediğimiz bir köşeye atılmış bir insan değil. Yıllarca çalıştı. Bu kadar çalışmanın bedeli bu mudur? Biz onları atılan köşeden çıkarmak istiyoruz. Bunun yolu CHP’nin iktidarından geçer.
-Sanayici artık bu ülkenin kamu görevlisidir. Sanayici üretecek, istihdam yaratacak. Onun önünü biz açacağız. Esnaf özü itibarinde sosyal demokrattır. Siz esnafı bitiriyorsunuz. Ben esnaftan da oy istiyorum. Kim bu aklı fikri veriyor Recep Bey’e onu da anlamıyorum ben.
Recep Bey ekonomiyi bilmiyor
– Türkiye’nin en büyük sorunu işsizlik. Recep Bey ekonomi nedir bilmiyor, piyasa nedir bilmiyor. Ekonomi bilmeyen adamların ülkeyi yönetmesine hazır mısınız? O zaman bunları alşağı etmeliyiz, sandığa gömmeliyiz. Recep Bey diyor ki, ‘’Her üniversiteyi bitiren iş bulacak diye bir şey mi var?’’ Bu kural senin için geçerli olabilir ama fakir fukara için nasıl geçerli olacak. İşsizliği bitireceğiz diye söz verdiler. Verdiği sözün arkasında durmayan adam yiğit değildir.
“Sen de insaf yok mu?”
– Ama meraklanmasın CHP iktidarında ekonominin ne olduğunu görecek. Diyarbakır’ın Bağlar semtinden yıllar önce bir kamyondan kadınlara ekmek dağıtıyorlar. Bu görüntüde kadınlar ekmek almak için birbirlerini eziyorlardı. Sende insaf yok mu? Sen bunu nasıl teşhir edersin. Bunlar insanın yoksulluğunu kullanıp rant elde ettiler. Halkın devrimcisi olacağız, halk için çalışacağız. Bu coğrafyada bir tek çocuk bile yatağa aç girmeyecek. Herkese söylüyorum, bu düzen bizim aşımıza ekmeğimize göz koyan düzendir. AKP mutlaka hesap verecek
– Her ailenin sigortası olacak. 1971’den beri bu sigortalar uygulanmıyor. Neden aile sigortası yok? Çünkü yoksulun yoksulluğunu sürdürmek bunların politikası. Bize oy verip vermemesi önemli değil. Bizim için o bir insandır. Onun yoksulluğunu gidermek bizim boynumuzun borcudur.
“Madur edebiyatı”
– Bir mağdur edebiyatıdır gidiyor. 7 yıldızlı otellerde tatil yaparsın, adam mağdur. Saraylarda düğün yaparsın adam mağdur. Havuzlu villada oturursun, adam mağdur. Anlamak mümkün değil. İşsizlik, yoksulluk var, yatağa aç giden çocuklar var, beyefendiye bir uçak yetmiyor, Recep Bey ikinci bir uçak alıyor yine mağdur. Çocuğunu Amerika’da okutursun, masrafını da bir işadamına yüklersin ama Recep Bey mağdur. Katar emirinin düğününe Başbakanlık uçağı ile gidersin ama beyefendiler mağdur. Anlamak mümkün değil. Bu ülkede işsizler, yoksullar, sokakta kağıt toplayanlar mağdur değil mi? Dersane parası ödemedi diye çocuğu intihar eden aile mağdur değil mi? Geçimi için böbreğini satan mağdur değil mi? Böyle bir anlayış olabilir mi? Bu anlayışı da ters yüz edeceğiz. AKP iktidarında doğru eğri, eğri de doğru oldu. Bunu değiştireceğiz. Eğri eğri olacak, doğru da doğru.
“Korku imparatorluğuna son vereceğiz”
-Tam bir korku imparatorluğu yaratıyorlar. Medya, sivil toplum kuruluşları korkudan konuşamıyor. Bunun adına demokrasi diyorlar. Buna demokrasinin faşist yönetimi diyoruz. Hukuku yüreklendirmek, yargı bağımsızlığını sağlamak lazım. Kimse korkudan Recep Bey’i eleştiremiyor. Bu nasıl düzen. Benim bildiğim iktidarlar eleştirilir. Bu korku imparatorluğuna biz son vereceğiz.
“TRT= Tayyip Radyo Televizyon”
-Sizin her yaktığınız elektrikten TRT’ye pay gider. TRT’nin yeni Tayyip Radyo Televizyon. Buna da isyan ediyorum. Benim vergimler bana haber vermiyorsun. İstanbul’un merdiven altı atölyelerinde binlerce genç kız üretim yapar. Siz hiç Recep Bey’in bu kızlar kayıtdışı çalışıyorlar, bunları sigortalı yapalım dediğini duydunuz mu? Ama biz o kızlarımızı sigotalı örgütlü yapacağız.
“Recep bey bu işi bilmiyor”
– İşsizlik açlıktır moral değerleri yitirmedir. Peki işsizlik giderildi mi? Recey beyin çok güzel buluşu var. Her işveren işçi alsa sorun çözülür. Mucize gerçekleşti mi? Recep Bey ekonomiyi ve piyasayı bilmiyor. Çünkü ekonomi nedir bilmiyor. Ekonomi bilmeyen birinin ülkeyi yönetmesine razı mısınız? O halde al aşağı etmeli sandığa gömmeliyiz.
“Fakir fukaranın gemileri mi var?”
– Her üniversite bitiren iş bulacak diye bir şey yok diyor Recep Bey. Fakir fukaranın gemileri mi var? Verdiği sözü tutmayan yiğit değildir.
– 30 insanımız canını yitirdi. Özelleştirdiğimiz fabrikalarda kapının önüne koyduk. O bölgede istihdam yaratacağız. Özel sektör fabrika kuracaksa sıfır faizle kredi vereceğiz. Mayınlı arazileri topraksız köylüye vereceğiz.
Dış politika
Dış politikaya satranç ustalığıyla yaklaşmak lazım. Kişisellikle dış politika yürütülemez. Oldu bitti ile dış politika yönetilemez. ben imza atayım dediğinizde sorun çözülmez. Çözemediler işte. Kıbrıs’ı gördünüz. Kıbrıs halkı AKP’nin getirdiği iktidarı sandığa gömdü. Şimdi sıra bizim milletimizde. Önümüzdeki seçimde Kıbrıslıların yaptığı gibi AKP’yi sandığa gömeceğiz. Duygusallıkla, at pazarlıklarıyla dış politika gitmez. 1 milyar dolara Türkiye’nin dış politikasını masaya yatıracaksın… Bunu dış politika denmez. Bunun hukuktaki adı vatana ihanettir.
-AB çok önemli. 2. Genel Başkanımızın imzasıyla başladı bu süreç. Bir çağdaşlaşma projesi olarak görüyoruz. Ama bize uygulanan çifte standardı kesinlikle kabul etmiyoruz. Ya adam gibi gibi oturur müzakere eder, tarih verirsiniz ya da kusura bakmayın biz size mahkum değiliz. Çünkü, gelecek, dinamizm, gençlik bizde. Elbette ki AB’nin standartlarını yakalamak isteriz, ama artık Türkiye’yi ikinci sınıf ülke olarak görmekten vazgeçsinler. Türkiye, onurlu bir ülkedir. Çifte standart bizi rahatsız ediyor. AB temsilcileri Türkiye’de otel lobilerinde oturarak Türkiye gerçeğini öğrenemezler. Son istişare raporları bunun belirtisidir. Verdikleri raporlar arasında çelişkiler var. Nasıl bunlar oluyor? Son anayasa değişiklikleri desteklediklerini söylediler. Bu değişiklikleri niye kendi ülkenizde yapmıyorsunuz? Yapmıyorlar. Peki niye bize dayatıyorsunuz.
-CHP demokrasiyi getirmiş bir partidir, çok partili rejimi getirmiş bir partidir. Bu ülkeye demokrasiyi getirdik, parti içi demokrasiyi de getireceğiz. Daha demokratik bir yapı olacak. Tüzüğü değiştirerek bunu yapacağız. Bütün partilere örnek olacağız.
-Türkiye önemli bir noktadadır. Raydan çıkmış bir tren nereye çarpacağı belli olmadan gidiyor. Her alanda belirsizlikler oluşmaya başladı. Başbakan bu belirsizlikleri sadece seyrediyor. Bizim artık bu saatten sonra bölünme lüksümüz yoktur. Bu ülkenin aydınları, sanatçıları, solcuları, işçisi, çiftçisi, memuru temiz toplumdan yana olmak zorundadır. Hayatın her tarafında hukuku egemen kılacağız. Yargı bağımsızlığını getireceğiz. Artık bir yürüyüş başlattık, temiz Türkiye yürüyüşü, halktan yana yürüyüş. Herkesi kucaklamak zorundayız. Buna inanan bütün yurtseverler, inancı, etnik kimliği ne olursa olsun CHP çatısı altına gelsin. Burada ona yer var. Önce birleşeceğiz.
“Talan düzeni kurdular”
-Bunlar 3 Y ile mücadele edeceğiz dediler. Bunlar Y’yi ”yemek” olarak anladılar. Artık bunların kırdığı ceviz bini aştı. Talan düzeni, vurgun düzeni yarattılar. Bunun hesabını sormak hepimizin boynunun borcudur. Hep beraber çalışacağız. Halkı aydınlatacağız, kucaklayacağız. Onun dertlerine derman olacağız. Halk için politika yapacağız. Biz zengin olmayacağız, yakınlarımız zengin olmayacak. Kazandığının hesabını vermeyene siyaseten hesap soracağız.
-Bu kurultay, iktidar koşusudur. İktidar koşusunu yapacağız. Hazır mısınız? Siz hazırsanız söz veriyorum, ben de hazırım. Hep beraber gideceğiz. Bir sloganımız olacak: Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçe yürüyeceğiz.