Tonguç Görker’le Birlikte…
Uzun mücadele yıllarının arkadaşlığını yaşadık.
Sosyal Sigortalar Kurumu Hekim ve Eczacıları Derneği’nde buluştuk.
Sonra aynı adı taşıyan sendikada.
Sonra Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’nde.
Uzun mücadele yıllarıydı.
Birçok arkadaşla buluştuk, ayrıldık.
Sosyal haklarda bilinçlenme yılları.
Sosyal mücadelelerin çeşitli evreleri.
Karakterlerin sınandığı geçitler.
Dayanıklılık testleri.
İnsanları mücadele içinde tanırsınız.
Bakanlıklarla görüşmeler, istemler, tartışmalar, çatışmalar.
Tabip Odaları’nda çalışmalar.
Türkiye çapında yeni odaların kurulması, odalar arası koordinasyon.
Görüş ayrılıkları, düşünce farklılıkları.
Tartışmalar, ilkelerde buluşmalar.
Türk Tabipleri Birliği’ne yeni mücadeleci bir kimliğin kazandırılması.
Kimi arkadaşların mücadeleyi yetersiz bulup eleştirmesi.
Kimi üyelerin mücadele tarzını sert bulmaları.
Aramızdaki görüş ayrılıkları.
Bunlar her mücadelede olağan durumlardır.
Bunlar çalışmanın gücüdür, dinamizmidir.
Tonguç, yorulmak bilmeyen bir çalışma makinesiydi.
Dürüst, arkadaş canlısı, dayanışmayı bilen.
Onu yakından tanıyanlar da bu özelliklerini bilirler.
Onun kaybı ülkemiz için de önemli bir kayıptır.
Ödünsüz bir Atatürk Cumhuriyetçisi idi.
Mücahit Atmanoğlu ile eski günleri konuştuk.
Vahit Ege‘yi de andık. Mücadele arkadaşımızı.
Halim Dinç‘i de unutmadım.
O unutulmazdır. Bir karakter örneği. Bir düşünce namuslusu.
Güngör Turhan‘ı andım. Dost insan. Bir beyefendi örneği.
Kazançlarımız da var. Hem de önemli kazançlarımız.
Bu mücadelelerin içinde yetişenler.
Kişilikleri mücadele içinde çelikleşenler.
Bıkmayanlar. Sapmayanlar. Davasını satmayanlar.
Onlar genç kuşaklarımız.
Hekimler, diş hekimleri, eczacılar, hemşireler, çalışanlar.
Cumhuriyet’e gönül verenler.
Akıllarını aydınlatmayla ışıklandıranlar.
Mücadele yolu uzun bir yoldur, sarp geçitler çıkar, tehlikeli dönemeçler vardır.
Şimdi dost Mustafa Balbay sarp bir geçitten geçiyor.
Geçecektir, o geçidi aşacaktır, maraton koşucusu imiş, bilmiyordum, sevindim.
Maraton koşucuları uzun mesafe koşularına alışıktır.
Hep söylerim.
Yaşadığınız sürenin hiç önemi yoktur.
Önemi olan o sürede ne yaptığınızdır.
Geriye dönüp baktığınız zaman,
“İyi ki yaşamışım” mı diyorsunuz,
“Yaşadım mı bilmiyorum” mu diyorsunuz,
“Yaşadım da ne oldu“ mu diyorsunuz,
“Yaşayıp da ne yaptım” mı diyorsunuz?
Önemi olan budur.
Yaşayan ölülerden olacağına, öldükten sonra da yaşayanlardan olmaktır marifet.
Tonguç Görker‘e selam.
İyi ki yaşadın…
erdalatak@gmail.com
erdalatak@superonline.com
www.erdalatabek.com