Bugün Anneler Günü… Sevginin, fedakarlığın sembolü olan anneler, bugün çocuklarının kendilerini hatırlamasını bekliyor. Öyle ki Türkiye’nin her yerinden bugüne dair mutlu manzaralar gözümüze çarpmıyor. 44 kişinin katliamına sahne olan Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge köyündeki çocuklar, bugün annelerinin yanında olamıyor.
Bugün Anneler Günü! Oğlu şehit olan, yoklukla mücadele ederken çocuklarına sahip çıkan, Mardin’de geçen hafta yaşanan ve 44 kişinin hayatını kaybettiği katliamda çocuklarını kaybeden annelerin günü bugün. O anneler diğerleri gibi şanslı değil, tıpkı çocukları gibi… Buruk kutlanan Anneler Günü’nden işte Türkiye manzaraları…
Mardin’de anne olmak
Mardin’in Mazıdağı ilçesinde 44 kişinin ölümüne neden olan saldırının yaşandığı Bilge köyünde en buruk Anneler Günü yaşanıyor. Bilge köyünde bir hafta önce mutlu bir olay için akşam bir araya gelen köy sakinleri, tarif edilmez bir öfkenin etkisiyle silahlı saldırıya uğradı.
Saldırıda, henüz yaşamlarının baharında olanlar, çocukluklarını yaşayamayanlar ile anne karnında yaşama “merhaba” diyemeyenlerin de bulunduğu 6’sı çocuk, 16’sı kadın toplam 44 kişi öldürüldü.
Kadınlardan 3’ünün hamile olması, acının biraz daha artmasına neden oldu.
Kamuoyunda gerek güvenlik gerekse sosyolojik nedenleri üzerinde tartışılan saldırının ardından geriye, saflıklarıyla büyüklerinin ne yaptıklarını kavramaya çalışan bir avuç çocuk kaldı.
Hem annesi hem babası öldürülen 0-12 yaş arasında 15, 13-18 yaş arasında 16, annesini yitiren 10, babasını kaybeden 7 çocuk olmak üzere toplam 48 çocuk, Mardin Valiliği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfınca köyün dışında kurulan çadırda uzmanların nezaretinde yaşadıkları acı olayın izlerini silmeye çalışırken, Anneler Günü’ne de anne kokusundan yoksun girdi.
Sabah saatlerinde köydeki sessizlik dikkat çekerken, köyden gelen bir grup çocuk kırlardan papatya topladı.
Köye girişlerine izin verilmemesi nedeniyle köy dışındaki gazetecilerin yanına gelip sohbet eden çocuklar, bugünün Anneler Günü olduğunu gazetecilerden öğrendi.
Yakınlarını kaybeden Devran (6), Baran (9), Abdullah (10) ve Vesile (8), papatyaları yakınlarının mezarlarına bırakmak için topladıklarını söyledi.
Basın mensuplarının çocuklara ilgisini gören köylüler, çocukları gazetecilerin yanından uzaklaştırdı. Çocukların daha sonra mezarlara çiçekleri bıraktığı görüldü.
Bu arada, köyde jandarma tarafından olaydan bu yana alınan geniş güvenlik önlemi sürüyor.
Bilge köyündeki silahlı saldırı sonrasında eşi ve oğlunu bırakmak zorunda kalan Asuman Çelebi de eşiyle severek evlendiklerini, saldırı sonrasında da isteyerek ayrıldıklarını söyledi.
Eşinin saldırıyı gerçekleştiren aileye mensup olması nedeniyle yavrusundan ayrılmak zorunda kaldığını belirten Çelebi, ”Benim kocam karşı taraftandır. Biz severek evlendik. Bu durumdan dolayı da isteyerek ayrıldık. Seçimimi kendim yaptım. Oğlumu, kendi isteğimle bıraktım. Karnımdaki bebeğe de babam bakacak” dedi.
Saldırıda başta eşi ve 4 yaşındaki oğlu Kenan olmak üzere ailesinden 7 kişiyi kaybeden Ayşe Çelebi, nasırlı elleri arasına sızmış kan izlerini yıkamaya kıyamamıştı. Kundakta bebeği olduğu için nişan töreni yapılan eve gidemediğini belirten Çelebi, şöyle konuşmuştu:
”Odaya gittiğimde korkunç bir manzarayla karşılaştım. Herkes yerde ve kanlar içindeydi. Hepsi ölmüştü. Kocamı ve oğlumu kucağıma alarak, dışarı çıkardım. Daha sonra diğerlerini çıkarmaya çalıştım. Ama hepsi ölmüştü. Ellerim kan içindeydi. Ellerimi yıkayamadım. Halen kocamın ve oğlumun kanı ellerimde duruyor. Olayda bizim ailemizden 7 kişi öldü. Benim 3 çocuğum yetim kaldı. Şimdi bunlara kim bakacak, biz ne yapacağız. Sahipsiz kaldık. Büyük bir şok yaşıyorum. Bunun üstesinden nasıl geleceğimi bilemiyorum.”
Anneler, şehit evlatlarını ziyaret etti
Kayseri Kartal Şehitliği’nde çocuklarının mezarlarındaki çiçekleri sulayan gözü yaşlı anneler, kendilerini ziyarete gelemeyen çocuklarıyla Anneler Günü’nü kutlamanın burukluğunu ve hüznünü yaşadı.
Şehit annesi Behiye Yılmaz, oğlu Osman Yılmaz‘ın 10 yıl önce Güneydoğu’da şehit olduğunu belirterek ”Oğlumla anneler gününü kutlamak için buraya geldim. O gelemedi, ben ona geldim” diye gözyaşı döktü.
Oğlunun acısının dinmediğini ifade eden Behiye Yılmaz ”Ateş düştüğü yeri yakar. Bu acıyı Allah kimsenin başına vermesin. Ben sadece oğlumun değil, tüm şehitlerin anasıyım” diye konuştu.
Yılmaz, ”Şehitliğe geldiğimde hem ağlıyor hem de huzur buluyorum. Oğlumla dertleşip konuşuyoruz. Anneler gününde yine beraberiz. Bayramlarda ve fırsat buldukça buraya mutlaka gelirim. Oğlum bu vatan için şehit düştü. Şehit anası olduğum için gurur duyuyorum” dedi.
Oğlu Necmettin Kabak’ın 8 yıl önce şehit düştüğünü bildiren Güllü Kabak da Anneler Günü’nü buruk kutlayan annelerdendi.
Güllü Kabak ”Oğlum, yerinde rahat uyu. Sen gelemedin ama bak ben geldim” diye gözyaşı dökerek mezarın üzerindeki çiçekleri suladı.
Hayatını çocuklarına adadı
Ağrı’da kemik erimesi hastalığı nedeniyle yürüyemeyen 4 çocuğuyla yaşam mücadelesi veren anne, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak için adeta kendi yaşamını feda ediyor.
Kurtuluş Mahallesi’nde yaşayan Şükran Çetin, kemik erimesi hastalığı nedeniyle yürüyemeyen çocukları Sezer (17), Cennet (12), Demet (11) ve Ramazan’ın (9) ihtiyaçlarını karşılıyor.
Engelli çocuklarının her birinin ihtiyacını ayrı ayrı gören anne Şükran Çetin’e yardımcı olan baba Tufan Çetin, bu nedenle herhangi bir işte çalışamıyor.
Şükran Çetin, 5 yıl boyunca en büyük çocuğu Sezer’i sırtına alarak okula götürüp getirdiğini belirterek, ”Bel fıtığı olduğum için artık çocuklarımı kucağıma alırken zorlanıyorum. Bu yüzden eşim yardımcı oluyor. Çocukların tuvalet ihtiyacından yemeklerine kadar her şeye yardımcı oluyoruz. Haftanın 2 günü ise rehabilitasyon merkezinde eğitimlerine devam ediyorlar” dedi.
Baba Tufan Çetin ise çocuklarının 8 yaşına kadar sağlıklı olduğunu, bu yaştan sonra kemik erimesinin başladığını ifade ederek, bu duruma çok üzüldüklerini söyledi.
Eşiyle günün tamamını çocuklarla geçirmek zorunda kaldıklarını anlatan Tufan Çetin, şöyle konuştu:
”Çocuklarım günden güne eriyor. Evden dışarı çıkamıyoruz. Bu yüzden çalışamıyorum. Gelen yardımlarla ayakta durmaya çalışıyoruz. Sadece Melek adlı çocuğum özürlü değil, diğer 4’ü hastalıkları nedeniyle yürüyemiyor.”
Çocuklardan Sezer Çetin ise maddi imkanları olmadığından annelerine yıllardır hediye alamadıklarını belirtti.
Sezer Çetin, ”Sağlıklı olmayı çok istiyoruz. Diğer çocuklar gibi koşmayı, annemize sarılmayı çok istiyoruz. Keşke bu Anneler Günü’nde sağlıklı olup anneme hediye alsaydım. En büyük isteğim anneme sarılarak elini öpmekti, bunu bile yapamıyorum ve çok üzülüyorum” dedi.