Parrra…

Latife Tekin çok değerli bir yazarımız, Karabük Kültür ve Sanat Festivali’ne davet edilmiş, konuşma sırası kendisine gelince kürsüye çıkmış, iktidarın enerji politikasını eleştirmeye yeltenmiş…

Karabük’ün AKP’li Belediye Başkanı Hüseyin Erer hemen duruma el koymuş, mikrofon kapatılmış, Latife Tekin kürsüden indirilmiş…

*

Latife Tekin diyor ki:

“- Madımak olayı geldi aklıma; başka yazarlar da vardı; gerginlik olabilirdi; sessizce yerimden kalktım ve Karabükü terk ettim…”

Madımak olayını kimse unutamıyor…

Acı olayın üstünden 15 yıl geçti…

(Atilla Aşutun olaya ilişkin yazı dizisi bugün Cumhuriyet’te başladı…)

Sıvas deyince eskiden akla ne gelirdi?..

Sıvas Kongresi…

Karabük deyince çağrışım neydi?..

Demir – Çelik Fabrikası…

Artık ikisi de değişti; Sıvas deyince Madımak katliamı anılıyor…

Karabük deyince Latife Tekin’in başına gelenleri düşüneceğiz…

*

Ne var ki olayda en çarpıcı boyut, Karabük Belediye Başkanı AKP’li Hüseyin Erer’in tutumudur…

Adam Latife Tekin’e diyor ki:

“- Benim paramla şenlik için buraya geldin, beni eleştiremezsin…”

Yineleyelim:

Benim paramla…”

Parrra.. parrra.. parrra…

Mantık bu…

Latife Tekin gerçeği mi dile getiriyor, doğruyu mu söylüyor?..

Önemi yok…

AKP’liye göre önemli olan parrra…

Yazar aldığı paraya göre konuşacak, yazacak…

*

Olay yalnız Karabük Kültür ve Sanat Festivali’ne özgü değildir; bir belediye başkanının münasebetsizliği de değildir…

(Üstelik Latife Tekin Karabük’e kendi parasıyla gittiğini açıkladı…)

Ama olay AKP iktidarının kafa yapısını gösteriyor, zihniyetini vurguluyor, parrrayı bastırdın mı yazarı satın alırsın…

Medya bunun örnekleriyle dolup taşmıyor mu?..