Keşke bize Atatürk’ü bu denli sevdirmeselerdi…

O zaman kolaydı…

Onun bize bıraktığı değerler tarumar edilirken umursamaz,

Emaneti ilkelere kulak asmaz, umut ve şevkle kurduğu

Cumhuriyet totaliter rejime dönüşürken dönüp bakmazdık.

Diyelim ki laiklik mi tekmeleniyor?

..Şöyle deyip geçerdik:…

 

“Türkiye’nin bütünlüğünü tehdit eden, en büyük tahribatı vermiş olan sistemin

ilkelerinden birisi de laikliktir…”(Abdullah Gül -1992)

 

Ya da “Ne mutlu Türküm diyene” mi demişti Atatürk?.

Şunları söyleyip dönüp giderdik:

 

“…Milliyetçilik öyle olmuş ki Türkçülük şeklinde olmuş…

 Mesela ‘Ne mutlu Türküm diyene’ lafını tutup

Her yere yaza yaza, özellikle hiç olmayacak yerlere yaza yaza,

Türkiye aslında ilkel bir hale dönmüştür…”(Abdullah Gül-1992)

 

Atatürk’ü bize sevdirmeselerdi…

Diyelim ki bize onun “vatan sevgisini” soranlara atıp-tutardık:

 

“…Seyahat ederseniz Doğu ve Orta Anadolu’ya geldikçe ‘Önce vatan’ yazdığını da görürsünüz. Yani bunlar tek parti döneminden kalan, halkın kendi inanç değerleriyle bütünleşmemiş bir dünya sistemini halka zorla kabul ettirmektir…”(Abdullah Gül-1992)

 

Misal Atatürk’ün rüyası ve ideali “çağdaş yaşam” mı söz konusu?.

Soran olursa kılıfına uydururduk:

 

“…Başörtüsü (türban) fiili olarak çözülmüş durumda. Biliyorsunuz özel televizyon yayınları da böyle olmuştu. Fiili uygulama hukuki düzenlemeden öne geçmiştir. Şimdi hukuki düzenlemenin yapılması gerekir…”(Cumhurbaşkanı Abdullah Gül – 2010…Bundan üç gün önce…)

 

Ne yapalım ki bizim yüreklerimizde Atatürk sevgisi var…

 

Bugün 10 Kasım…

Bu yüzden; onun kurduğu Cumhuriyeti her fırsatta tekmeleyenlerin, bir gün onun yerine çıkıp oturmalarına ve fiili durumu hukukun üstüne bastırıp da ülkemizi Arabistan’a çevirmelerine katlanamayız…

İtirazımız var…

 

10.Kasım.2010 

Bekir COŞKUN 

CUMHURİYET