SANATÇI, çağının ve ülkesinin sorunlarına duyarsız kalmamalıdır.

Sanatçının insanlığa ve toplumuna karşı önemli sorumlulukları vardır.

Toplumuna örnek olması gerekir.
Sanatçı aynı zamanda bir toplum önderidir.
Bu konumunun gerektirdiği duruş ve kararlılıktan ödün vermemek sanatçının kaçınamayacağı bir görevdir.
Bu genel değerleri belirttikten sonra şimdi konuya girebiliriz.
Türkiye önümüzdeki ay önemli bir referandum için sandığa gidecek ve ciddi şekilde geleceğini belirleyecek bir karar verecek.
Bu noktada ülkenin sanatçılarının verecekleri oy, toplum için çok önemlidir.
Örneğin Sezen Aksu toplumumuzun önemli bir sanatçısıdır.
Yeteneklidir, üretken bir şarkıcıdır.
Nota bilmediği halde yaptığı besteler halkın büyük beğenisini kazanır.
Şarkıcılar Sezen Aksu’dan bir şarkı alabilmek için sürekli kuyrukta beklerler. 
O nedenle, toplumun bu kadar önem verdiği bir sanatçının, referandumda “evet” oyu vereceğini açıklaması çok sayıda insanı etkiler.
Ben merak ediyorum, Sezen Aksu’nun kararı neden “evet”? 
Niyetim Sezen Aksu’yu eleştirmek değil.
Herkes sandığa gittiği zaman vicdanının sesini dinleyerek kararını verir ve oyunu o doğrultuda kullanır.
Bunun için kimse kimseyi eleştiremez.
* * *
Benim merakım başka.     
Sezen Aksu AKP iktidarının sanata bakışını biliyor olmalı.
Ülkenin tek opera binasını boşaltıp çökmeye terk eden…
Opera, bale sanatçılarını ve kentin tek senfoni orkestrasını sokağa atan…
2010 Avrupa Kültür Başkenti seçilen İstanbul’u opera, bale oynanamaz bir kent haline getiren…
Baleyi “bel altı” sanatı olarak tanımlayan…
Heykele “Böyle sanatın içine tükürürüm” diyen…
Bir anlayışın kimseye danışmadan, bir oldu bittiye getirerek yaptığı anayasa değişikliklerini bir sanatçı olarak onaylamak ve ona destek vermek…
Bunu merak ediyorum ve içtenlikle söylüyorum ki Sezen Aksu’yu anlamakta zorlanıyorum. 

Ahmet Hakan haklı ama…

BEN de şöyle bir karıştırdım Ergun Poyraz’ın kitaplarını…
Pespayelik, iğrençlik, iftira ve yalan diz boyu…
Yazarım diye ortaya çıkan bir insanın böyle paçavralar yazmasına hem hayret ettim, hem de utandım.
O nedenle Ahmet Hakan’ın Ergun Poyraz için yazdıkları yerden göğe kadar haklı.
Aynen katılıyorum.
Ama…
Ergun Poyraz’ın hapislerde süründürülmesini (sanırım 3 yılı geçti) bir hukuk cinayeti olarak görüyorum.
Tüm ahlaki değerleri çiğneyen böyle kitaplar yazsa da Ergun Poyraz’ı demir parmaklıklar arkasına kapatmak çağımızın anlayışına, değerlerine ve insan haklarına aykırıdır.
Kabul edilemez.
Çağdaş hukukta tazminat diye bir olay var.
Eğer Ergun Poyraz, Baykal ve Bahçeli için aynı tür kitaplar yazsaydı acaba hapiste bir gün olsun yatırılır mıydı?
AKP yandaşlarının neler yazdıklarını, ne çirkeflikler yaptıklarını, ne iftiralar attıklarını ama kıllarına dokunulmadığını hepimiz biliyoruz.
Ergun Poyraz’a yapılan insan haklarına aykırıdır.