Ruhunuzu yeşile doyuran, çılgın Karadeniz… Bir anda başlayan yağmurla sizi ıslattığı gibi, dağların ardından göz kırpan güneşle içinizi ısıtan gönlünüzü alan Karadeniz. Gezmeye, görmeye, yaşamaya değer…
Huzur ve coşkunun bir araya geldiği sayılı yerlerden biridir Karadeniz…. Karadeniz’e geldiğinizde bir yanınız yeşille bütünleşip, miskince dinlenmek isterken, diğer yanınız bölge insanının coşkusuna eşlik etmek arasında gider gelir. Dizi filmlerden çıkıp gelmiş gibi gözüken yöre insanı sizi sıcaklığı ve samimiyetiyle kucaklarken, uzaklardan gelen kemençenin sesi kanınızı kaynatmaya başlar. İşte, kanınız kaynamaya başlayıp, kemençenin kıvrak ritmine ayak uydurduğunuz zaman Karadeniz ruhunu yaşamaya başlamışsınız demektir…
Karadeniz’in güzelliklerini en iyi şekilde yansıtan şehirlerden biri de Doğu Karadeniz’in incisi konumundaki Rize’dir. Kalesi, yaylaları ve termalleriyle ziyaretçilerini kendine hayran bırakan şehrin insanları uzun yaşamın sırrını çözmüş gibi gelebilir sizlere ki bu da yanlış bir saptama olmaz.
Şehrin şirin ilçesi İkizdere’ye gidildiğinde dikkat çeken yaşlı nüfus sizlere uzun ömrün sırrını verebilir. Ama bunun için tek bir şart vardır o da İkizdere’yi terk etmemek, ilçenin yaylalarındaki o tertemiz havayı ciğerlerinize çekmektir. İkizdere Rize’nin şirin ilçesi İkizdere’ye giden yolu tırmanırken doğa bütün ihtişamıyla ayaklarınızın alına serilecektir. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanların ağızları açık kalabilir. Yeşilin her tonunu içinde barındıran dağlar göz alabildiğine uzanırken önünüzde, yolun kenarından akan dere size kendinizi harikalar diyarında hissetmenizi sağlayacaktır…
Son zamanlarda Ekşioğlu ailesinin düzenlediği Ovit Yaylası Şenlikleriyle adını daha sık duymaya başladığımız İkizdere’de bulunan Ovit, Anzer, Mahura, Kabahor, Calvados, Legiş, Koylav yaylaları ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Bu yıl 14.’sü düzenlenen şenliklere ev sahipliği yapan Ovit Yaylası 2 bin 600 rakımıyla en yüksek yaylalar arasında bulunmakta. Karadeniz’in birçok yaylasını ayrık otu gibi saran betonlaşmaya Ovit’te, izin verilmemesi oldukça sevindirici… Bu arada yol boyunca ‘HES’lere hayır’ yazıları da dikkatinizden kaçmayacaktır. Bölge halkı, hidroelektrik santrallere karşı tutumunu dağa taşa yazarak belli etmeye çalışıyor. Yetkililerin bu tepkiyi ne kadar önemsedikleri ise şüpheli…
14. Ovit Yaylası Şenlikleri 1991 yılında kurulan Ekşioğlu Vakfı’nın aile bireylerini bir araya toplamak amacıyla başlattığı Ovit Yayası Şenlikleri zamanla daha da geniş kitlelere hitap ederek, yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini kazanmaya başladı. Bu sene zorlu hava şartlarına rağmen büyük coşkuyla geçen şenlikte dünya çapında yıldızlar da sahne aldı. Şenliklerin ilk günü kemençe çalgısına merakı ile tanılan “Albannach” adlı İskoç grup sahne alırken, ikinci gün tüm dünya listelerinde 1 numaraya çıkmış “Till There Was You” isimli şarkısıyla ve son sıralarda David Vendetta ile Bleeding Heart parçasındaki vokali ile uzun sure zirvede kalan “Rachael Starr” izleyicileri coşturdu. Sanatçıya, İngiltere’nin en büyük gösteri gruplarından biri olan Divine Company eşlik etti. Uluslararası sanatçıların yanı sıra şenlik kapsamında Seda Sayan, İsmail YK gibi yerli sanatçılarda sahne aldı.
Albannach Ovit’in soğuk ve sisli havasında üzerilerinde meşhur kiltleri ile sahne alan İskoç grup, sahneye adım attıkları andan itibaren izleyiciyle ortak bir frekans buldular. Bölge halkının çok da uzak olmadığı tulum ve kemençe gibi müzik aletlerini kullanan grup, alışılmış Karadeniz temposundan daha yavaş ritimdeki müzikleriyle beğeni topladılar. Adını İskoçya’da bir bölgeden alan grup yaptıkları müziği, orduların savaşa giderken cesaret kazanmalarını sağlamak amacıyla yapılan bir tür olduğunu belirttiler. Müzik tarzlarının kullandıkları kemençe ve tulum haricinde Karadeniz müziğinden daha uzak olduğunu belirten grup üyeleri, kendi ritimlerinin Karadeniz müziği kadar hızlı olmadığını belirttiler. Karadeniz’in bir açıp bir kapayan başına buyruk havasıyla kendi ülkelerine çok benzediğini ifade eden grup üyeleri, incecik sahne kıyafetleriyle sahnede kalabilmelerinin izleyicilerden aldıkları elektrik sayesinde olduğunu söyleyerek verdikleri konserden büyük bir keyif aldıklarını açıklamaları arasına eklediler. Uzun yıllar Amerika’da yaşamış olan grup üyeleri Türkiye’de başka etkinliklerde da yer almak istediklerini belirterek Türk dinleyicilerine kendilerini takip etmeleri çağrısında bulundular.