Genç subay kardeşim, rahatsız mısın? GENÇ subay kardeşim; Çiçeği burnunda zabit. Harp Okulu’ndan mezun olurken ettiği yemini hâlâ dün gibi hatırlayan kardeşim; Karısını, çoluğunu çocuğunu, bilmem kaç yüz kilometre uzakta bırakıp, ıssız dağ başlarında, kuş uçmaz kervan geçmez patikalarda, kalleş bir mayının her an patlayacak gümbürtüsüyle yaşayan teğmenim, üsteğmenim, yüzbaşım; binbaşım, albayım. Sen; Sen uzatmalı […]