Bir Psikiyatristin Günlüğü

Psych-Istanbul, Cinema-Philia, Tiyatroseverler ve Hayata Dair Ayrıntılar…

YARIN YİNE ÇOK SICAK

İstanbul’da dün ağustos ayı ortalamasının 10 derece üzerine çıkarak 38 derece civarında hissedilen sıcak hava, bugün poyrazın da etkisiyle biraz serinleyecek. Bugün sıcaklığın 30 derece olması beklenen kentte yarından itibaren sıcaklıkların mevsim normallerinin üstüne çıkması bekleniyor. okumaya devam edin…

Bir türlü doymak bilmiyorsanız masanızı donattığınız yiyeceklere bir göz atın… Belki de seçiminizi yanlış yapıyorsunuzdur. Çünkü bazı yiyecekler sizi kurt gibi acıktırırken bazıları uzun süre tok tutar. Peki hangi yiyecekler acıktırır, hangileri iştah kapatır?… okumaya devam edin…

In the 1400’s a law was set forth in England that a man was allowed to beat his wife with a stick no thicker than his thumb. Hence we have ‘the rule of thumb’

———— ——— ——— ——— —-

Many years ago in Scotland , a new game was invented. It was ruled ‘Gentlemen Only..Ladies Forbidden’.. .and thus the word GOLF entered into the English language.

———— ——— ——— ——— —-

The first couple to be shown in bed together on prime time TV were Fred and Wilma Flintstone. okumaya devam edin…

Pazartesi akşamı Avrasya Televizyonu”nda Lale Şıvgın”ın sunduğu “Beyin Fırtınası” programına katılmıştım biliyorsunuz. Programın diğer konukları Nevzat Yalçıntaş ile Erol Manisalı idi.

Nevzat Yalçıntaş program sırasında Atatürk”le ilgili küçük bir anekdota yer vererek “Suudiler 1926 yılında sınırları içinde tüm mezarlıkları yıkıyorlardı. Atatürk sıranın Hazreti Muhammed”in kabrine geldiğini öğrenince bir telgraf çekerek, “Eğer bir tek taşına bile dokunursanız ordumu aşağı gönderirim” demişti. Bunun üzerine Suudiler Hazreti Muhammed”in kabrine dokunamamıştı. Ama bu telgraf yok edildi” dedi.

Programın ana konusu kapatma davası olduğu için bu konu fazla uzun sürmedi. Programdan sonra Lale Şıvgın, yayının yapıldığı Doğatepe tesislerinde bizlere birer çorba ikram etti. Bundan yararlanarak Yalçıntaş”a “Hocam programda anlattığınız olayın ayrıntılarını söyleyebilir misiniz?” diye sordum. okumaya devam edin…

Bugün haberlerde gördüm ve gerçekten dumur oldum.. AKP’li milletvekili Edibe Sözen Gençleri Koruma Yasa Tasarısı kapsamında birkaç yeniliğe gidileceğini söylemiş..

Gelelim yeniliklere:

  • Porno Dergilere TC Kimlik No: Eğer porno dergi alacaksanız dergiyi aldığınız bayiye TC kimlik numaranızı bırakacaksınız.. Daha sonra bayi tc kimlik numaralarını götürüp gençlik spor genel müdürlüğüne teslim edecek.. Kısacası dergiyi alanlar fişlenecek.. Ayrıca dergiler de kırmızı ve kapalı poşetlerde satılacak (acaba kendisi hayatında hiç porno izlememiş mi?)..
  • Giriş Yasakları: Lokanta ve restaurantlara saat 22.00-05.00 arasında 16 yaşından küçükler giremeyecek! Disko, bar, taverna gibi yerlere de girebilmek için ya 18 yaşında olmanız, yada velinizle gelmeniz gerek.. Bu şekilde bile olsa saat 24.00′ten sonra duramazsınız.. Aynı şekilde internet kafelere de gelen 13 yaş sınırı yerini 18 yaşa bırakıyor (bu yasaklar ışık evleri, tarikat evleri için de uygulanacak mı?).
  • Gazetelere Cinsel Yayın Yasağı: Cinsellik içeren haber yayınlayan gazeteler ceza alacak (acaba türbanlı olmayan her kadının resmi cinsel yayın olarak geçecek mi?).
  • Okullara İbadethane: Sağlıklı dinsel gelişim için her okula ibadethane kurulması zorunlu olacak.. Her dine mensup kişi için ibadet yerleri kurulacak (peki sağlıklı cinsel hayat için kerhane kurulacak mı?)..

Bütün bunlar gösteriyor ki, muhafazakarlığı aştık.. Evet aştık ve muhafazakarlığın önüne geçtik.. Şeriat geliyorum diyor!..

Vallahi kim ne derse desin bu kadın anırsa bile benim kulağıma hoş geliyor. Çünkü Ajda Pekkan markasının yer aldığı her yerde KALİTE – MODERNLİK ve her şeyden önemlisi EMEK var.İşte böyle bir Ajda Pekkan albümü daha….

Her şarkısında ayrı bir dünyaya götüren, ayrı bir lezzet katan bir albüm.. Bu albümde eski Ajda Pekkan ‘dan farklı olarak o agresif Ajda gitmiş biraz daha kırgın, yorgun ve bunu yine dozunda bir kırgın agresiflikle ifade eden bir Ajda Pekkan gelmiş.

Son derece kaliteli bir albüm olan “Aynen öyle”nin rahatsız eden birkaç minik özelliği de yok değil. Mesela albümün kitapçığında şarkı başlıklarının sarı ile yazılması.. Sözleri okuyorsunuz ama üstündeki başlık bölümünde şarkı numarasının yanındaki şarkı ismi maalesef okunmuyor, daha doğrusu zor okunuyor. Sound olarak yer yer trend ye her yer bakkal yer yer de max. Kalite sunan albümün her şarkısında bir şey var. okumaya devam edin…

Bodrum’daki beach partilerinde artık Demet Akalın yerine Ajda Pekkan şarkıları çalınıyor

62’lik Ajda Pekkan, 38’lik Demet Akalın’ı sildi süpürdü. Beach partilerinde iki aydır Demet Akalın-Serdar Ortaç rekabeti yaşanırken, 24 Temmuz’da “Aynen Öyle” adlı yeni albümünü piyasaya çıkaran Ajda Pekkan bir anda tüm dengeleri alt üst etti. Akalın beachlerde, Ortaç ise gece kulüplerinde liste başıyken şimdi ise hem gece kulüplerinde hem de sahillerde Ajda Pekkan’ın şarkıları liste başı…

Fink, Küba, Vittoria gibi gece kulüplerinde Ortaç’ın Şeytan parçası art arda istek alırken, onu Akalın’ın Bebek isimli şarkısı takip ediyordu. Beach partilerde ise Demet Akalın, Serdar’ın bir adım önüne geçiyordu. Lolo, 34 Beach, Bianca gibi sosyetik plajlarda da Demet Akalın’ın Bebek parçası günde neredeyse 8-10 kez çalınıyordu. Şimdi ise gece gündüz her yerde Ajda Pekkan şarkıları dinleniyor.

Ferhat GöçerTarih: 07.08.2008 21:00:00
Mekan: Turkcell Kuruçeşme Arena

Bilet Fiyatları

Sahne Önü/Sandalye Arka: 56 YTL
Sahne Önü/Sandalye Ön: 66 YTL
Tribün Arka: 39 YTL
Tribün Ön: 45 YTL

HAFTALIK bir dergide okudum (1); kravat satıcıları kan ağlıyormuş.

Dükkánlarının kepenklerini indiriyorlarmış. Erkek Modası Tasarımcıları Derneği, 1995 yılında 1.3 milyar dolarlık kravat satışının gittikçe düştüğünü açıklamış.

Az buz değil, kravatı 400 yıldır takıyoruz.

Kısa bir tarihçe vereyim mi?

Fransa Kralı XIV. Louis, Hırvat askerlerinin boynunda görmüş ve takmaya başlamış. Kravat adı da Hırvat yani Croat sözünden geliyor. Tarih 1600’ler.

Dergide fotoğrafı gördüm, sevgili dostum Emre Kongar’ın fular/kravat sentezi şık kravatlarının tıpkısı.

Sonra Mark Twain papyon takmış, oradan da KFC’nin logosu çıkmış. Yıl 1800’ler.

Amerikalı terzi Jesse Langsdorf da bugün bağladığımız kravatın modelini çizmiş. 1920’lerde.

1970’lerde feminist modanın doğrultusunda, ünlü aktris Diane Keaton’ın da boynunda kravat görüyoruz.

Yıl 2000. İranlı yöneticiler, kravatı Batı dekadansının (çöküşünün) sembolü sayıp bir kenara atmışlar.

Çocukluğumda kravat için duyduğum argo bir söz vardı: “Medeniyet yuları.”

Bazı boyunlar için kravat esaret zinciri gibidir, zorla takanlar ilk hamlede, boyunlarından kravatı söküp atarlar, ya da gömleğin üst düğmesini gevşetirler.

Kimisi için daha da beterdir. Boyunlarında kravat sanki bir lale’dir (2). okumaya devam edin…