Bir bilge çölde öğrencileriyle otururken demiş ki; “Gece ile gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak ne zaman karanlık başlar, ne zaman ortalık aydınlanır?”
Öğrencilerden biri; “Uzaktaki sürüye bakarım” demiş, “koyunu keçiden ayıramadığım zaman akşam olmuş demektir.”
Başka bir öğrenci söz almış ; “İncir ağacını, zeytin ağacından ayırdığım zaman, anlarım ki
sabah başlamıştır.”
Bilge uzun süre susmuş. Öğrenciler meraklanmışlar ve ” Siz ne düşünüyorsunuz? ” diye sormuşlar.
Bilge şöyle demiş; “Yürürken karşıma bir kadın çıktığında, güzel mi çirkin mi, siyah mı beyaz mı diye ayırmadan, ona “kızkardeşim” diyebildiğimde yine yürürken önüme çıkan erkeği, zengin mi yoksul mu diye bakmadan, milletine, ırkına,
dinine aldırmadan, erkek kardeşim sayabildiğimde anlarım ki sabah olmuştur, içimde AYDINLIK başlamıştır… “
Öğrencilerden biri; “Uzaktaki sürüye bakarım” demiş, “koyunu keçiden ayıramadığım zaman akşam olmuş demektir.”
Başka bir öğrenci söz almış ; “İncir ağacını, zeytin ağacından ayırdığım zaman, anlarım ki
sabah başlamıştır.”
Bilge uzun süre susmuş. Öğrenciler meraklanmışlar ve ” Siz ne düşünüyorsunuz? ” diye sormuşlar.
Bilge şöyle demiş; “Yürürken karşıma bir kadın çıktığında, güzel mi çirkin mi, siyah mı beyaz mı diye ayırmadan, ona “kızkardeşim” diyebildiğimde yine yürürken önüme çıkan erkeği, zengin mi yoksul mu diye bakmadan, milletine, ırkına,
dinine aldırmadan, erkek kardeşim sayabildiğimde anlarım ki sabah olmuştur, içimde AYDINLIK başlamıştır… “