Avrupa Konseyi Sağlık Birimi tarafından domuz gribinin “sahte bir salgın” olduğu yönündeki açıklaması kafaları bir kez daha karıştırdı. Pandemi Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, dün Pandemi Kurulu olarak toplanıp konuyu görüştüklerini açıkladı ve “Böyle bir şey yok. Yanlış bir haber” dedi.

Ankara– Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İmmünoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Vedat Bulut ise “Açıklama kısmen doğrudur, ölüm oranları biraz abartıldı” görüşünü savundu. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Recep Akdur, domuz gribi paniğinin daha başından beri sahte olduğunun belli olduğunu savundu ve “ilaç firmaları ve bazı güç odakları Dünya Sağlık Örgütü ve ilgili sağlık kuruluşlarını etkilemek suretiyle dünya ölçeğinde panik yarattı” dedi. Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci de Avrupa Konseyi Aile ve Sağlık Komisyonu Başkanı’nın açıklamalarının üzerinde dikkatle durulması gerektiğini söyledi.

Pandemi Bilim Kurulu üyeleri, bilim adamları ve Türk Sağlık Sen, domuz gribinin sahte bir salgın olduğu yönündeki haberleri değerlendirdiler. Açıklamalar şöyle:


Prof. Dr. Ceyhan: Böyle birşey yok

Hacettepe Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları öğretim üyesi ve Pandemi Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: “Dün, Pandemi Kurulu olarak toplandık, konuyu görüştük, böyle bir şey yok. Yanlış bir haber. Daha önce de Finlandiya Sağlık bakanı diye bir haber çıkmıştı. Oysaki bahsedilen kişi Finlandiya Sağlık Bakanı değildi, Finlandiya’nın bir bölgesinin yıllar önce Sağlık Müdürlüğü yapmış biriydi. Avrupa’daki insan sağlığıyla ilgili önerilerde bulunan kurum ECDC Avrupa Hastalık Kontrol Merkezi’dir. O kurum da hala bütün Avrupa için aşılamayı öneriyor. Geçen günlerde basında Harvard Üniversitesi’nin de bir açıklaması yer aldı, oysaki haber Harvard Üniversitesi’nin bir açıklaması değildi, 10 araştırmacının yazısıydı, bunlardan sadece 1 tanesi Harvard Üniversitesi’ndendi ki o da domuz gribinin önemli bir hastalık olduğunu ve aşının yapılmasının gerekli olduğunu söylemişti. Ayrıca, Harvard Üniversitesi’nin yüzlerce yayınında da aşının gerekli olduğu vurgulandı. Haber yanlış bir haberdir. İnsanlar hastalığa karşı aşı başta olmak üzere uygulanan önlemleri almak durumundadır. Çünkü salgının nasıl seyredeceğini baştan bilme şansımız yok. Alınan tedbirler ve aşı insanların sigortasıdır”.


Prof. Dr. Bulut: Kısmen doğru, ölüm oranları abartılı

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İmmünoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Vedat Bulut: “Haber kısmen doğrudur, ölüm oranları biraz abartıldı. Ama aşıyla ilgili Türkiye’nin bir zararı yok. Çünkü Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı anlaşma esnek bir anlaşmadır. Kullanılmayan ve alınmayacak aşıların başka kalemlerle değiştirilmesi mümkündür, zaten ücretleri de peşin olarak ödenmemiştir. Aşılar da ilaç firmalarının zararına olduğu için ilaç firmaları açısından bir kar söz konusu değildir. Aşılama ilaç ve tedavi giderlerini azaltır. Dolayısıyla sahte bir salgın değildir, ölüm oranlarının beklenenden daha düşük gerçekleşeceğini ben Mayıs ve Haziran ayında zaten söylemiştim. Ölüm oranlarında Şubat ve Mart’ta hafif bir artış bekliyoruz. Yazın grip durulacak. Seneye de mutasyon geçirmiş yeni bir türle karşılaşılabilir”


Prof. Dr. Akdur: Başından belliydi

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Recep Akdur: Daha başından beri sahte olduğu belli olan grip pandemisi ilaç firmaları ve bazı güç odakları tarafından başta Dünya Sağlık Örgütü ve ilgili sağlık kuruluşlarını etkilemek suretiyle dünya ölçeğinde panik yaratılmış ve basına aksettiği kadarıyla 4.4 trilyon dolarlık bir para değişimi sağlanmıştır. Bu para değişiminden 3 grup firma büyük kazançlar elde etmiştir. Bunlardan birinci grubu aşı üreten firmalar, ikinci grubu antiviral üreten firmalar, üçüncü grubu da maske, gözlük ve dezenfektan gibi tıbbi araç gereç üreten firmalar oluşturmuştur. Ayrıca turizm hareketleri de bu panik sayesinde manipüle edilmiş, turizm organizasyonlarında da çok ciddi değişiklikler yaratılmıştır. Türkiye ve benzeri ülkelerde okulların, işyerlerinin tatil edilmesi, insanların sokağa çıkmasında baskılama gibi nedenlerle de çok ciddi, ekonomik durgunluklar yaşanmıştır. Avrupa Birliği’nin bunu fark ederek bir soruşturma konusu yapması çok yerindedir. Başta Türkiye olmak üzere topluma bu ağır krizi yaşatan tüm ülkelerde soruşturma yapılmalı ve sorumlular bulunarak bir daha dünyaya bunu yaşatmamaları için gerekli ders verilmelidir.

Bildiğimiz kadarıyla Türkiye’deki Pandemi Bilim Kurulu’nun bu ağır harcama, bu kadar çok aşı alımı, ve okulların tatili vs. gibi davranışların sergilenmesine neden olacak bir raporu ve istemi söz konusu değildir ama sanki böyle bir rapor ve istem varmış gibi sorumluluk Bilim Kurulu’nun üzerine atılmıştır, oysaki gerçek sorumluluk onları zorlayan siyasal erktedir.

Domuz gribi benzeri hastalıktan 12 bin dolayında insan ölmüştür, oysa toplam gripten ölüm miktarı 300 bin dolayındadır. Bu yıl, her kış gerçekleşen grip ölümlerinden daha fazla ölüm söz konusu olmamıştır”


Kahveci: Açıklama dikkate alınmalı

Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci: “Avrupa Konseyi Aile ve Sağlık Komisyonu Başkanın açıklamaları üzerinde dikkatle durulmalıdır. Bu konunun Avrupa konseyi tarafından soruşturulması teklifinin de kabul edilmesi yerinde ve doğru bir karardır.

Dünyada domuz gribi ile ilgili bir korku senaryosu üretildi. Milyonlarca aşı ve ilaç ülkelere satıldı. Büyük ilaç firmaları bu salgında servetine servet kattı. Fakat salgının seyrinin bahsedildiği gibi olmadığı anlaşıldı. Bizim ülkemiz de dahil olmak üzere özelikle Avrupa ülkelerinin elinde milyonlarca aşı kaldı. Şimdi ülkelere aşılarını satmak için Pazar arıyorlar. Tüm bu yaşanan gelişmeler bu aşının bir rant aracı olarak kullanıldığını düşündürüyor. Biyolojik silahlardan sonra biyolojik rant mikropları da mı üretiliyor sorusu insanların aklına geliyor. Bu nedenle bu iddialar değerlendirilmeli ve sonuçları tüm dünyaya açıklanmalı. Eğer insan sağlığı ile oynayarak para kazananlar varsa cezalar verilmelidir”